Kontenjan
Maç öncesindeki beklentilerimizin karşılandığını gördük.
Fenerbahçe isteyecek, deneyecek ama Dinamo mücadele edip, hızlı geçiş – atak deneyecekti.
Jesus, iki altı numara, İsmail ve Arao ile tedbirini aldı. Merkezi kapatıp, topun kendisinde kalmasını sağlayacak formülü önemsedi. İki oyuncusundan da üst düzey verim aldı.
Bir başka kilit nokta duran toplardı.
Dinamo Kiev çok temaslı ve faullü oynadı. Lucescu maçın tempo kazanmasını istemiyordu, bunu sağladı.
Fenerbahçe'nin duran toplarda etkili olmasının da önüne geçti.
Şans buldum sandınız ama Mircea Lucescu'nun duvarı orada hazır bekliyordu.
İki maçlı etapta, deplasmana gidecek takımın risk alması gerekiyordu.
Fenerbahçe ilk dakikadan itibaren sahaya koyduğu karakter ile "Burada önce benim istediğim olur" mesajını verdi, son saniyeye kadar da sürdürdü bunu.
***
Her taşın yerine oturduğu organizasyonda iki zayıf nokta vardı. Joshua King ile Valencia.Bu fizik gücü ile, dokunulduğunda kendilerini yerde bularak veya atarak oynadılar.
Bu tempoları ile hep sırıtırlar, çözümün değil, sorunun parçası olurlar.
King için iki cümle daha yazalım.
"Ada'dan geliyor, oradaki antrenmanı yemiştir, zımba gibidir" diye düşündük.
Tatilini bitirmemiş arkadaş.
Jesus'un O'na şans vermesi de düşündürücü. Yönetim transferi olunca, kontenjanı kullandı muhtemelen.
Kadıköy'de 50 bin taraftar önünde oynanacak rövanş. Daha hazır, daha motive ve daha hırslı bir Fenerbahçe izleyeceğiz.
İlginç bir gün olacak. Jesus da, yeni transferler de nasıl bir takıma geldiklerini anlayacaklar.
Bir hafta sonra "balans ayarı" yapılır, her şey daha farklı olur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.