29 Ekim 2014 | Çarşamba

İşler tersine dönerse!

Gençlerbirliği maçı sırasında ve sonrasında olanlar, aslında Fenerbahçe'nin neden bir türlü güven veremediğini gösteriyor.
Maçın daha yarım saati henüz bitmişken, tribünler sabırsız davranmaya, mırıldanmaya başladılar.
Pozisyon izleyemedikleri gibi, alıştıkları tempodan da eser yoktu. Oyuncu grubunun isteksiz olduğunu da söyleyemeyiz.
Ama hep bir şeyler eksikti.
Beraberlik golünden sonra Ersun Yanal lehine, başkan Aziz Yıldırım aleyhine tezahüratlar başladı.
Galibiyet golünden sonra ise İsmail Kartal "küsüp" kulübeye giderken, sevinci paylaşmaya gelen futbolcularına dönmek zorunda kaldı.
Fenerbahçe teknik direktörünün tribün baskısına alışık olması, bunu kendi içinde eritmeyi bilmesi ve takımına yansıtmaması gerekirken, tam tersi oldu. Oyuncular baskıyı alt edip, teknik direktörlerine destek verdiler.

Ya açıkla ya da bir çare bul

Aynı tavır maç sonrasında da sürdü.
Mikrofonun önüne gelenler, hocalarını savunmak zorunda hissettiler kendilerini.
Nasıl iyi çalıştıklarından, İsmail Kartal'ın iyi niyetinden ve doğruları yaptığından bahsettiler.
Kartal'ın maç sonu açıklamasında ise, "Ben bu camianın çocuğuyum" cümlesi vardı. "Bana sahip çıkın" diyordu aslında. Ve daha da ilginci 11 net pozisyona girdiklerini de iddia etti.
Eğer işler tersine dönmeye başlamışsa, teknik adamın takımı kontrol etmesi ve otoritesini, taktik disiplini uygulatması da zora girer.
Eğer tribünler veya eleştirenler bir şeylerden şikayetçiyse, bir eksik var demektir. Ya bunu açıklayacaksın ya da çaresini bulacaksın.
Fenerbahçe 7 maçta 9 gol attı, 3'ü penaltıdan. 5 yıldır bu takımın içinde olan, zaferlere imza atmış kadronun parçasıyken, İsmail Kartal'ın hâlâ "Gelişiyoruz" demesi de abes.
45 gollü ön tarafın pozisyon üretemiyor, gol atamıyor, rakip defansın içinde boğuluyor, sadece beklerin ile bir şeyler yapabiliyorsan ve hâlâ gelişmeden bahsediyorsan, bir şeyler için zaten geç kalmışsın.

Devrenin göbeği kesilecek

Devrenin göbeği kesilecek pazar günkü derbide. İlk yarının raconu da kesilir, devrenin göbeği de kesilir. Beşiktaş'ın istim üstünde devam ettiği bir sezonda, Fenerbahçe'yi, kazanma şartlı bir maçta ağırlamasıyla, ortam "küçük final" havası da kazandı.
Çünkü Fenerbahçe kazandığında, rakibini altına alacak. Galatasaray'ın buhranlar içindeki dönemi nedeniyle, iki takımın birbirlerinden alacakları puan çok önemli.
Hep 'kapalı' rakiplere oynamaktan şikayet eden iki teknik adamın da maçı olacak bu. Pozitif futbol içinde, tıpkı geçen sezon yaşandığı gibi, müthiş bir futbol gösterisinin şahidi de olabiliriz bu karşılaşmadı.
10 kişi ile 3-2'yi 3-3'e çevirmişti Fenerbahçe. Karşılıklı pozisyonlar, kırmızı kartlar ve heyecanın zirvesinde yaşanmıştı 90 dakika.Yine benzeri çıkacaktır büyük ihtimalle.
Beşiktaş önde oynamak istiyor, gol için alternatif yaratan tarzıyla tehdit ediyor.
Fenerbahçe'nin ön tarafta sorunu var ama, geride yok. Mehmet Topal-
Emre Belözoğlu-Raul Meireles üçlüsü ile rakibe 1.5 pozisyon veriyorlar. Geriye kalan fark yaratacak tek şey "akıl"... Hem oyuncu hem de teknik adam aklı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor