25 Eylül 2014 | Perşembe

Pusuda bekliyorlar

Fenerbahçe'nin Emenike ile yaşaması muhtemel sorunlara Karabükspor maçından beri dikkat çekmeye çalışıyorum.
Çünkü sürekli olarak kendine ayrıcalık tanıyan, kendini farklı gören bir yapısı var ve oynadığı tüm takımlarda bunu hissettirdi.
Kısacası, kullanma kılavuzu ile oynatılması ve çalıştırılması gerekiyor.
Ersun Yanal, Emenike'yi oynatma düğmesini bulmuştu. O'na "Ya takımla futbol oynarsın, ya da gider tek başına tenis" dedi.
Kulübeye oturttu, boyunun ölçüsünü gösterdi ve takımın parçası olmaya ikna etti. Sadece Emenike değil, Sow ve Kuyt da futbol hayatlarının en verimli dönemini geçen sezon yaşadılar.

'Büyük' zannedenler!
"Hiç sevmedik" dedikleri teknik adamla. Fakat Aziz Yıldırım'ın krizi tetikleyenlerle iş birliğine girip, düzeni değiştirip, yeniden futbol imparatorluğu kurmasıyla, Samandıra'daki otoriteyi gösteren işaretlerin çoğalması da kaçınılmaz oldu. Tam Emmanuel Emenike'nin istediği durum ortaya çıktı.

Emre ayarı verdi

Patron yoktu, istediğini yapabilirdi.
Şundan emin olun, pusuda başkaları da vardır mutlaka.
Onlar bu deneyin nasıl sonuçlanacağını bekliyorlardır. Emre Belözoğlu üçüncü 90 dakikada Emenike'ye "ayarı" verdi. Tepki yerli - yersiz, az - fazla konuşmuyorum. Kendini "büyük" zanneden oyuncunun, aslında nasıl bir anda yerle bir olacağını öğrenmesi gerekiyordu.

TARAFTAR FARKINI GÖSTERDİ
Saracoğlu tribünleri, Emre ile tartışmasından sonra Emenike'yi topla oynatmadı. Bir tribün, kendisine maç kazandıracak bir oyuncuya karşı net bir tavır koydu. Benim hayatımda ilk kez şahit olduğum bir sahneydi.
Öncelikle belirteyim, bu tavrı onaylamıyorum.
Taraftar sahada oynadığı sürece oyuncusuna destek olmalı.
Çok kötü olsa bile. Ama Fenerbahçe taraftarı genel beklentinin aksine tavrını yıldızdan değil, çalışandan yana kullandı. Sahada akıtılan tere saygısını gösterdi ve şımarıklığı protesto etti.
Bu tepki sadece Emenike şahsında değil, o formayı giyen ve giyecek tüm oyuncular için net bir mesajdır. Artık değişen bakış açısında, formanın doğru ıslatılmasını istiyor seyirciler.
Bunu yapan oyuncunun arkasında dururken, onu yüceltirken, bundan kaçanı da bir anda silip atmasını biliyorlar.
Bu da Fenerbahçe seyircisinin tüm takıma yaptığı balans ayarıdır.
Muhakkak ki, benzerleri başka statlarda da yaşanacaktır.

GÖKHAN'IN PENALTISI
Önce pozisyonu doğru tarif edelim.
G.Antepli Şenol, Gökhan'a yandan geldi, kollarıyla boynundan asıldı. Gökhan bu hareketi hissettiği anda kendini bıraktı. Şenol oyuncuyu durdurmak istedi, Gökhan da cezasını kesti. "Penaltı değil" diyenler oldu. Saygı duyarım.
Çünkü hakem vermese, "Neden?" demezdim.
Ama tersi olsa, aynı pozisyonda Gökhan, Şenol'a aynı hareketi yapsa ve faul Antep lehine çalınsa bir şey derler miydi? Çizgi hakemi "penaltı" kararı verdi.
İnanın, bu pozisyonda Emenike, Burak veya Motta olsaydı, yorumu böyle olmazdı. Gökhan sahadaki adaleti ile tanınan bir oyuncu. Kendini atarak, bu pozisyonları kirli ağızlara, konuşturarak rezil olmak istemez. O yüzden önce herkes Gökhan'a saygı duyacak, sonra da hakemin yorumuna..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor