Kanatsız uçulmaz

Spor Toto Süper Lig'de geçen sezonun 24. haftasıydı. G.Saray, Şampiyonlar Ligi'ndeki Schalke maçı öncesi Eskişehir deplasmanındaydı.
Drogba gelmişti, Sneijder vardı.
Rakipten çok hakemle oynayan G.Saray'ı, biri karşı karşıya, 3 pozisyonda geçit vermeyen Muslera kurtarmıştı.
Bu kez Fatih Terim sahadaydı, konsantrasyon daha yüksek olmalıydı, ama ilk yarıda göremedik.
Terim'in ısrarla yararlanmaya çalıştığı Hamit'in yokluğunda, ilk 11'de başlayan Engin, orta alanın tüm kurgusunu değiştirmiş. Sneijder-Selçuk ve Engin, ilk yarıda her iki kanatta da göründü. Hem atakta hem savunmada çift yönde çalıştılar, üretemediler.
Futbolunun en olgun döneminde olması beklenen Hakan Balta, temel hareketlerde yaptığı hatalarla taraftardan tepki alıyor. Terim kanatları etkin kullanmak ister. Hakan ileri çıkıyor, verilen pasları alamadığında, hem atağı öldürüyor, hem de savunmada yerini boş bırakmış oluyor. Riera'dan formayı kapmasını TFF'nin 6+0+4 kuralına borçlu olduğunu unutmamalı.

Ritmi düşük, uyutucu
İlk yarıda, iki takım da topa sahip olmayı öncelikli tutunca, ritmi düşük, uyutucu bir maç izledik.
İkinci yarıda, Amrabat ve Sabri'nin girişi gibi, Ertuğrul Sağlam'ın hamleleri de tutmadı. Eskişehirspor, Fenerbahçe maçında kaçırdığı pozisyonlar akıllardayken, Necati Ateş'ten verim alamayınca Bienvenu'ye sarıldı.
Fatih Terim, kanat oyuncularının verimsizliğini çözmeli. Özellikle savunmada, iki bek ileride kaldıkça, Selçuk ve Melo, kademe üretmekten atak desteğini yapamıyor. Bu da, kağıt üzerinde zengin görünen orta sahayı etkisizleştiriyor. Burak'ı alıp Drogba'yla tek forvete dönmek, bu zafiyeti gidermeye yönelikti. Ama her maçta çözüm olmayabilir, nitekim olmadı.