Duru futbol

Bir türlü nihayetlendiremediğimiz şike sürecinde Sayın Başbakan'ın UEFA'ya mesajı önemli bir açılım.
Kişiler/kulüpler ayrımı, hukukun en temel prensibine de atıfta bulunuyor: suçun bireyselliği!
Bu öneri, yeni kararlar için yeni yapılanmanın da başlangıcı olabilir, olmalıdır da.
Mevcut kural ve yaptırımlar elbette farklı içerikte.
Temel hedef, oyunun olabildiğince temiz kalması için, caydırıcılık öncelikli cezalar öngörüyor.
Pele, hayatını anlattığı kitabında, oyuncu değişikliği kuralı olmadığı için sakat sakat tamamladığı maçları, ihraç durumunda bozulan takım yapısını, çaresizlik hissini anlatır.
Pek çok şey değişti, yenilendi, eklendi, çıkarıldı.
Kurallar, anafikirleri korunmak kaydıyla değişti.

Taraftar bekliyor
Şike ve teşvik içerikli düzenlemeler de yenilenebilir, değişebilir.
Ancak, vicdanları yıpratan, mevcut durumun gereğinin yapılmadığı, "eylem var/ceza yok" hissidir. Her ne ise yapılacak gecikilmemelidir daha fazla.
Milyonlarca taraftarı olan kulüpler ve bu taraftarlar söz konusu.
Sürekli nefret pompalayan, savunmasını da başkalarına sataşarak yürüten zihniyet, karşılığını bulmalı.
Maçlara haftalar kaldı, Süper Kupa Finali'nde iki büyük dev karşılaşacak. Taraftara, hâlâ duru bir futbol resmi sunulabilmiş değil. Zaten, sadece kazanmaya, tahrik olmak için statlara giden azınlık ile milyonlarca taraftarı aynı görmek hastalığı sürüyor.
Şike tespit edilen 4 kulüp yöneticileri, oyuncuları ve teknik direktörleri, ömür boyu men cezası aldı. Heyecanlanmayın, bizim ellerde değil, Nijerya'da!
Lig başlamadan, Süper Kupa'nın süper derbisi öncesi aksiyon görebilsek; taraftar, futbolu da sevdiğini anımsayabilse!...