Derbiyi düşündü ama…

İlk 45 dakikada Beşiktaş, tam bir deplasman takımı gibi oynadı. Oynadığı takım lig sonuncusu maç da deplasmanda... Demek ki bu teknik adam bu tarz bir oyunu tercih ediyor. Hani derler ya; bu adam eskiden de böyleydi. İlk yarıda Beşiktaş fazla çıkmadı. İki tane pozisyon buldu, birini yazdı. İstanbulspor'un bir oyun planı var. Tıkır tıkır oynuyorlar, hiç ukalalık yapmıyorlar. Tamamen futbola odaklanmışlar. Oyunu da çirkinleştirmiyorlar, terbiyesizlik de yok. Helal olsun onlara. Teknik adamını da tebrik ederim. Düşebilirler ama bu tarz mantıkla yönetilirlerse çok sağlam gelir ve bir daha düşmezler. Süper Lig'deki birçok takımın maddi açıdan durumu sakat, çoğu yok olacak. Yere sağlam basan kalacak. Bazıları da Arap sermayesine gidecek. Yıllar önce söylüyordum, hala aynı fikirdeyim.

Beşiktaş'ın ilk golünü atan Semih çok iyi geliyor, inşallah iyi gider. Bu tarz ve tip bir futbolcu benim yorumuma göre bir Alman takımına gitmeli. Orada alacaklarıyla 2 sene sonra müthiş bir yere gelecektir. Bu benim fikrim. Bakın İngiltere demiyorum. İkinci yarı Beşiktaş ikiyi de bulunca rahatladı, istediği gibi oynadı. Bir yerde de topa bastılar, Galatasaray maçını düşündüler. Ama derbiyi düşünmeyen biri vardı: Gedson Fernandes. Böyle hiç alakası olmayan yerde sarı kart görüp cezalı duruma düşersen futbolcu olarak bir yerlere gelemezsin. Hakemlik pek bir şey olmadı ama topun etrafında fazla gezdi. Futbolcuların oyun alanlarına müdahale etti. Onları rahatsız etti. Muci için de bir parantez açmak lazım. İyi bir kumaşa benziyor, iyi meziyetleri var. Hem Beşiktaş'a yardım edebilir hem de Beşiktaş ona yardımcı olur. Çünkü iki tarafın da buna ihtiyacı var.