Sihirli pabuçlar
Oz Büyücüsü'ndeki sihirli pabuçları hatırlayanlar vardır. Yıllar sonra çıkan Yalvaç Ural'ın kitabı ve çizgi filmini de unutmak olmaz. Benim bahsedeceğim sihirli pabuçlar ise 17 yaşındaki gencecik bir yıldız adayına ait. Arda Güler'den bahsediyorum. Onun meziyetlerini A Spor'da yayınladığımız U17 Türkiye Şampiyonası'nda keşfetmiş ve "İşte adam olacak çocuk" demiştik.
Bizi yanıltmadığı için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Elbette daha önünde uzun bir yol var. Yıldız adayı dememin sebebi de bu zaten. Yoksa yetenekleri onu şimdiden yıldız kıvamına getirecek cinsten. Arda oyun aklı, adam eksiltme becerisi, çevre kontrolü ve vuruş becerisiyle komple bir futbolcu. Bireysel antrenmana önem verir, fizik kalitesini arttırır, "ben oldum" demeyerek çalışmaya devam eder ve en önemlisi şımarmazsa, önü tahminlerin ötesinde açık olur. Bu noktada ailesine büyük iş düşüyor. Öyle görünüyor ki seneye Fenerbahçe'de ilk on birde başlayacağı maç sayısı da süreleri de artacaktır. İstikrarlı bir şekilde gelişim kaydederse muhtemelen onu yirmi yaşında Avrupa sahnesinde görebiliriz. Bir gün o sihirli pabuçlar Şampiyonlar Ligi finalinde gol vuruşu yapacak.
Ama sabır ve çok çalışmak gerek. Arda'ya ilişkin hayallerim çok fazla. Dilerim yitip giden yıldız adaylarından olmaz.
Ne hakem camiasıymış ama!
Son üç yılda göreve gelen beşinci MHK yönetimi ile karşı karşıyayız. Hani, "Aç, kapa, Aç, Kapa..." diye bir musluk reklamı vardı. Marka adı veremesem de hatırlamışsınızdır. Bu iş O musluk reklamını da geçti.
Çocuk oyuncağına döndü. Nasıl bir kaotik yapısı, ne tür klikleri ve işin ucunda ne tip maddi-manevi çıkarlar var kestiremiyorum ama belli ki pasta cazip. Game of Thrones dizisindeki entrikalar bizim hakem camiasının yanında solda sıfır kalır.
İyi de şimdi ne olacak?
Bir ara sistemi yeniden yapılandırması beklenen David Elleray'a ne oldu? Cüneyt çakır kerhen döndü. Görevden uzaklaştırılan hakemlerin bir bölümü daha geri dönecekse Futbol kamuoyu bu hakemlere nasıl güven duyacak? Haziran ayındaki TFF Genel Kurulu'nda yeni TFF yönetimiyle beraber, yeni bir MHK göreve başlayacak.
Önümüzde tarihi bir fırsat var. Ya kendimizi kandırmaya ve futbolun sahada oynandığını ummaya devam edeceğiz, ya da beyaz bir sayfa açarak genç ve pırıl pırıl hakemlerin ağırlıkta olduğu bir kadroyla sil baştan yapacağız.
Bir umut, bekleyelim!
G.saray böyle eziyet çekmedi
Malatyaspor maçının ilk yarısı bittiğinde başlığa çıkardığım bu cümleyi mırıldandım.
Gerçekten de seksenli yılların başından beri böyle eziyet çekmedi sarı-kırmızılı camia.
Bunu Malatyaspor maçı özelinde söylemiyorum. Ama bu karşılaşmadaki beceri yoksunu, dağınık ve konsantrasyonu düşük futbolcu kümesi ile tutarsız ve futbol aklından yoksun teknik adam hamlelerinin de altını çizmem gerek. Galatasaray Terim'in gönderilişi, yönetim içi çekişmeler, ibrasızlıklar, art arda alınan seçim kararları, mahkeme kapılarına taşınan genel kurullar derken tam bir karmaşa yaşıyor. Mali yapı ile eldeki kadronun kalite ve derinliği düşünülünce, bu gidişe dur denmediği taktirde gelecek yılın da kaybedilmesi sürpriz olmaz. Birileri artık "Önce Galatasaray" demeli!
Hep aynı senaryo
Ben yazmaktan, söylemekten bıktım ancak bir takım çevreler bu konuyu ısıtıp, ısıtıp gündeme getirmekten bıkmadı. Bıkmadılar çünkü futbolumuzda herşeyin mümkün olduğunu cümle âlem biliyor. Sözü nereye getireceğimi anlamışsınızdır.
Süper Lig'in sonu yaklaştıkça, "Ligden düşme olmayacak" dedikodusu aldı başını yürüdü.
Medyamız da bu saçmalığın peşinden koşunca olay alevlenmeye başladı. Düşmesi neredeyse kesinleşen takımların lobisi sessiz ama derinden çalışıyor. Biz on sekiz takıma dönüşü iple çekerken, bu saçmalık futbolumuzun iflası olur. Ne kulüplerimizin mali yapısı, ne takım ve futbolcu kaliteleri, ne yayın gelirleri, ne de futbolun içindeki paydaşların lojistik imkânı bu sayıda takıma ve maça uygun. Gelecek sezon Dünya Kupası Kasım ayında.
Bunun kamp süreci vs. var. Kışın ortasında bir buçuk ay kepenkler kapanacak. Avrupa mücadelesi, Türkiye Kupası, Milli maçlar derken takvim nereye sığacak?
Bu fikri ortaya atanların matematik dersine, resim hocası mı geliyordu acaba? Sonunda aklıselimin kazanacağını umut ediyorum ama olur da bu garabet hayata geçerse altmış yıl öncesinin iki gruplu ligine dönüşümüzün resmidir. Zaten futbolumuz otuz yıl önceki sıralamaya düşmüşken, elbirliğiyle çöküşü garantileriz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.