F.Bahçe eskisi gibi

Topun oyunda bu kadar uzun süre kaldığı ilk yarı görmedim. Saate 18 km/saatten fazla hızda bu kadar çok depar atılan ilk yarı görmedim. Ön alanda baskı ile bu kadar top kazanılan ilk yarı görmedim. İlk yarı ortak özelik buydu.
Maç önü, "Sağ kanatta Necip-Kerim Beşiktaş'a bela olur" diye söylemiştim A Spor ve twitterda. "Sow'un yerine Alper oynamalı, Beşktaş da Kadlec ve Bekir'e baskı yapmalı" diye de eklemiştim.
Beşiktaş stoperlere baskı yapmadı ama F.Bahçe gerekeni yaptı. Nitekim F.Bahçe, hemen 3. dakikada orayı felç etti ve Alper, Emenike'ye golü attırdı.
Sonra F.Bahçe sağını deşmeye devam edince, oraya Olcay'ı kaydırdı Biliç. İlk yarının en kötüsü Kerim'i sola atarak. Ama bu başka bir felakete neden oldu. Olcay, ilk yarının en kötü adamı Necip'in hatasında Emre'ye yaptığı faul ile de atıldı.

Geçen yılki görüntü geldi
Aslında o ana kadar oyunu, 2. bölgede Beşiktaş'ı kalabalık adamla karşılayıp, çok iyi mücadele ederek oynayan zaten F.Bahçe idi. Tek sorun, çıkarken yaptıkları kayıp ve hemen tüm hava toplarını kaybetmeleri idi.
2. yarıya Necip-Sosa değişikliği ile başladı Beşiktaş. Atiba sağ beke geçti. Ortayı boşaltmak demekti bu. Ama, F.Bahçe oraya cesaretle gitmek yerine, arkaya yaslandı.
Caner ve Emre'yi çıkarıp riskleri azalttı, H.Ali de savunma yapsın diye arkaya geçti. Alper yoruldu, Sow sola geçti, Veli-Pektemek değişikliği 'kamikaze' olmak demekti. Beşiktaş yorulmuştu, Emenike'nin Sow'a ara pası maçı bitirdi.
Sonuç; Olcay'ın atılması önemliydi.
Ama F.Bahçe, diri, orta alanda üstün ve geçen haftalardan daha hırslı bir takımla; Topal,Volkan ve ilk yarıda Caner'in gizli kahramanlar olmasına ek olarak, tüm takım inancı ve mücadelesiyle maçı kazandı. F.Bahçe'ye geçen yılki görüntüsünü kazandırmaya başlayan İsmail Kartal'a da güvenilmesi gerektiği anlaşıldı.