TFF komedi tiyatrosu gibi

ŞİKE konusunda federasyonun Cenevre'deki toplantı sonrasındaki açıklamalarını nasıl buldunuz? Futbol Federasyonu üyeleri seçilmeden önce herhalde İzlanda'da oturuyordu (!) Yani ağustos ayında Türkiye'de havaların ne denli sıcak olduğunu bilmiyordu. Federasyon başkanının son açıklaması futbolda yaşanan trajediyi artık iyiden iyiye komediye dönüştürdü.
Çıkıp da "Gerek medyanın gerekse futbolda deneyimli kişilerin önerilerine uyarak ligi bir haftalığına erteledik" diyecekleri yerde "Bu mevsimde havalar sıcak oluyor, futbolcu sağlığına zararlıdır" gibi bir açıklama yapıyorlar.
Şimdi bu açıklamayı alın nereye koyarsanız koyun. Zaten işin komikliği sevgili Lutfi Arıboğan'ın Cenevre'de yapılan toplantıdan sonraki açıklamasıyla başlıyor.
Saatlerce toplantı yapıyorsun, bu toplantının sonunda incir çekirdeğini doldurmayacak üç cümle söylüyorsun.
Cenevre'ye gitmenin ne anlamı vardı ki?
Telefonla konuştuktan sonra da böyle bir açıklama yapılabilirdi.
Uzun lafın kısası; federasyonun futboldaki bunalımı yönetme konusunda hem beceriksiz, hem bilgisiz hem de kulüp tercihlerini ön plana alarak davrandığını söylemek yanlış olmaz.

-Fenerbahçe taraftarlarının Shakhtar Donetsk maçında sahaya inmelerini ve basına saldırmalarını nasıl karşıladınız?
Fenerbahçe'de kendine "taraftar" diyen birtakım adamlar gerek basına saldırarak, gerekse Shakhtar Donetsk maçında sahaya inerek sadece ve sadece canları kadar sevdiklerini söyledikleri kulüplerine zarar veriyorlar. Bu sahaya saldırının bedeli ceza yönetmeliğine göre verilecek. Cezası da 3 maç saha kapatma!
Bu arada Aziz Yıldırım'ın da hatası var.
Şike olaylarında baş oyunculuğa soyunduğu öne sürülen Yıldırım, Metris'ten duygu dolu mektuplar yayınlıyor. Bu mektuplar da doğal olarak Fener taraftarını "zıvanadan" çıkarıyor. Aziz Yıldırım'ın yapması gereken susmak ve soruşturmanın sonucunu beklemek.
Çünkü her mektup yazdığında ya da avukatları aracıyla demeç verdiğinde olanlar Fenerbahçe'ye oluyor. Fenerbahçe taraftarının sükunetle ortalığı velveleye vermeden sonuçları beklemesi gerek. Çünkü gösterdikleri bu aşırı tepki, gerek kamuoyunda ve gerekse yargı önünde koskoca Fenerbahçe'yi zor duruma düşürüyor.

-Galatasaray'ın yeni transferlerini başarı için yeterli buluyor musunuz?
Galatasaray, Mondragon'dan sonra ilk kez kalesini güvene aldı. Copa America'nın şu ana kadar en iyi kalecisi seçilen Muslera, Galatasaray'ın kalesini koruyacak. Adebayor ile anlaşma yonlunda olmaları yeni sezonda Galatasaray'ın şampiyonluğa uzanmak için çıkacağını gösteriyor. Futbolcuları aldıktan sonra Ünal Aysal'ın görevi transfer açısından noktalanıyor.

-Bundan sonrası Fatih Terim hocaya kalmış. Eğer Fatih Terim geçmişteki ön yargılarından sıyrılmış, formayı sadece hak edene teslim eden ve çağdaş futbolun gereklerini yerine getiren futbolcuları sahaya sürerse Galatasaray'ın hiçbir sorunu olmaz. Ligin tertemiz oynanacağını varsayarsak, olayın sadece beceriye ve futbol zekasına dayanacağını varsayarsak hocanın önemi ileride ortaya çıkıyor.

G.Saray'ın hiçbir mazereti yok
Galatasaraylı futbolcuların disiplin, arkadaşlık ve motivasyon yönünden hiçbir zorluk çekeceğini sanmıyorum. Çünkü bu işin profesörü Fatih Terim. Terim'in en büyük kusuru zaman zaman kendini duygularına kaptırması. Yüreğinin mantığının önüne geçmesi. Stadın, Beden Terbiyesi'nden teslim alınmış olması. Bir yığın eksiğinin tamamlanmış olması iyiye işaret. Son günlerde artan satışlarla kombinelerde 30 bini aşmak üzere G.Saray. Bu takım için çok büyük bir güvence.
Borçların yeniden yapılandırılması ve bunun sonucu olarak temliklerin kaldırılması, nakit akışını da çok rahatlatacak. Yani bu yıl Galatasaray'ın hiçbir mazereti yok.
Ünal Aysal elinden geleni yaptı.
Son transferler de gerçekleşirse dört dörtlük bir takım kurdu. Fatih bildiğimiz Fatih. Şike ve teşvik pirimi olmayacağına göre kötü bir sezon geçirirlerse bunun sorumluğunu Fatih'te ve oyuncularda arayacağız.

Alkışlayacağız
Yok tersi olur Galatasaray başarılı olursa Ünal Aysal, Fatih Terim ve futbolcuları alkışlayacağız. Bu iş bu kadar basit. Aynen futbol gibi; aklınız hırsınızın önüne geçmediği sürece dünyanın en güzel oyunu, dünyanın en büyük keyfi.