Ziraat Türkiye Kupası'nda PTT 1. Lig takımlarına elenen Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor'a spor camiasının geniş çevrelerinden büyük tepki yağıyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor karşısında elenmekten son anda kurtulan Galatasaray da eleştirilerden nasibini alan bir diğer takım. 'Kupa fiyaskosunu' Fotomac.com.tr'ye değerlendiren futbol otoriteleri birbirinden sert açıklamalarda bulundular. İşte o yorumlar: ALİ ŞEN (F.Bahçe Eski Başkanı) O ZAMAN KUPA KALDIRILSIN! FIFA ve UEFA'nın tüm ülkelerinde o ülkelerin kupası hem önemli hem de kulüplerin tarihine geçen bir başarıdır. Bir kulübün futbol takımı double yani hem lig hem de ülke kupasını aldığı sene başarılı sayılır. Her ne kadar kupanın adı değişse de hepimiz için Türkiye Kupası'dır. Ayrıca bu kupayı gayrı ciddi olarak algılayanlarla da aynı fikirde değilim. Kulüp yönetimleri ve bu kupadaki mücadeleyi gayret göstermeleri gerektiğini bilmeleri gerekir. Eğer bu kadar gayrıciddi görüyorlarsa Futbol Federasyonunun bu kupayı tamamen kaldırması gerekir; ancak o da bizim ülke futbolumuzun itibarı açısından şık ve doğru bir şey olmaz. İspanya için Kral Kupası ne kadar önemliyse Türkiye Kupası da bizim için o kadar önemlidir. ZEKİ UZUNDURUKAN (Fotomaç Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) UTANMIYOR MUSUNUZ! Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor, kupaya dramatik bir şekilde veda etti. Bu ne ciddiyetsizliktir; bu ne vurdumduymazlıktır? Bu ne ruhsuzluktur? Ziraat Türkiye Kupası, Avrupa Kupaları'na gitmenin en kestirme yolu. Kupayı kazanan takım, Süper Kupa finalinde de oynama hakkını elde ediyor. Yani sezonu 2 kupa ile kapatma şansınız vardı. Tıpkı 2009-2010 sezonunda Trabzonspor'un yaşadığı 2 kupa şampiyonluğu gibi. Şimdi soruyorum bu elenen takımın teknik direktörlerine, yöneticilerine, taraftarlarına: 'Bu kupaya nasıl önem vermezsiniz? Tutturmuşsunuz bir rotasyon! Yok efendim takımlarımız yoruluyor. Yok yahu! Beşiktaş ve Fenerbahçe, haftada kaç maç yapıyor? Bu neyin yorulması Ersun Efendi? Bu neyin yorulması Bilic Efendi? Yahu koca takımlarsınız. Bir felsefeniz olsun. Ziraat Türkiye Kupası'nda 'Ben Türk oyuncularla mücedele edeceğim' deyin. Anlarım. Bilmece gibi takımlar sahaya sürüp, sonradan Emenike'yi oyuna alıp maçı kurtarmaya çalışmayın. Kendinizle çelişiyorsunuz. Komik oluyorsunuz! Bu ülke Zeman'ı Pendik Faciası ile hatırlıyor 14 Aralık 1999'dan beri. Ersun Yanal'ı da artık 5 Aralık 2013 Fethiye Faciası ile hatırlayacak. Takımların büyüklükleri camialarıyla (taraftarlarıyla), başarıları da kazandıkları kupalarla ölçülür. Kupanın sonunda da bir şampiyonluk var. Hatta devamında da Süper Kupa Şampiyonluğu da gelebilir. Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'ın ve Trabzonspor'un PTT Birinci Lig takımlarına elenmeleri 'Rezalet'ten başka bir şey değil. Üç takım da ezilerek elendi bir alt lig takımlarına. Galatasaray da penaltılarla ucuz kurtuldu... Bu mu sizin büyüklüğünüz? Siz misiniz yıldız futbolcular? Bu utanç size yeter... Bugün Ziraat Türkiye Kupası'nda 5. tur kuraları çekildi. Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu taraftarların nasıl boyunlarının bükük olduğunu gördünüz mi siz? Hiç mi yüreğiniz sızlamadı? Bir sözüm ve Futbol Federasyonu'na... Kupanın statüsünü acilen revize etmek şart. Yoksa 'Türkiye'nin Kupası, Türkiye'yi kucaklama' sloganından çok uzak kalacak. Türkiye'yi Avrupa'da temsil eden takımlar direkt grup aşamasından kupaya dahil olsunlar. Gruplarda 4'er değil, 6'şar takım olsun. 4. turdan itibaren çift maçlı eleminasyon sistemine geçilsin. Seri başı sistemi de revize edilmeli. Örneğin geçen sezon kupada final oynayan Trabzonspor, PTT 1. Lig'in en güçlü takımlarından Balıkesirspor ile eşleşirken; Eskişehirspor, 3. Lig ekibi Belediye Vanspor ile eşleşiyor... Bu kupa Türkiye'nin Kupası. Hiçbir takımın bu kupayı 'ciddiye almamak' gibi saçma ve komik bir düşüncesi olamaz. Yoksa böyle maçlarda ezilip 'Sözde Büyük' olmaktan öteye gidemezsiniz! Karıncalar ile fillerin savaşından, sizin bu amatörce zihniyetiniz yüzünden hep karıncalar galip ayrılır! ZİYA ŞENGÜL (F.Bahçe eski futbolcusu) PENDİK'TEN FETHİYE'YE Şimdi 4 büyüklerden bir tanesi zaten direkten döndü tabir yerindeyse. Galatasaray 2. tura çıktı. Diğer 3 büyük kulübün elindeki kadro bu kadar zayıf mı? yoksa rakipleri küçümsediler mi? Bana göre küçümsediler ve dolayısıyla başlarına gelenleri de memnuniyetle karşılarlar. Bence doğru değil. Ve de Türkiye Kupasını önce yöneticiler küçümsüyor, mesela Aziz Yıldırım. Böyle maçlardan az para kazanıyoruz bu iki takımı çıkartırım diyen Aziz Yıldırım değil miydi? Meseleye ilk önce en tepeden bakmak lâzım. Çünkü umursamaz bir dünyaya girdiler. Ve de küçümsedikleri için başlarına gelenleri kabullenmek zorunda kaldılar. HAŞMET BABAOĞLU (Sabah Gazetesi yazarı) KORKTULARSA YAZIKLAR OLSUN Kupanın statüsüyle ilgili problem yok. Problem büyük takımların kupaya bakışlarındaki ayıp. Son izlediğim maçlar, bende ayıptan da öte duygular uyandırdı ama şimdilik dilimi tutmayı tercih ediyorum. Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor elenmez diye bir şey yok. Ama böyle laubali oynanmaz, böyle elenilmez. Bir de milyonlarca dolarlık takımların yorgunluğundan söz ediyorlar. İnsan utanır. Birinci sınıf bir Avrupa takımının maç takviminin üçte biri kadar maç yapıyorsunuz sonra da kamuoyuna bunları söylüyorsunuz. Bildiğim tek şey şu: Türk futbol düzeninin ve onu idare eden kafaların toptan gitmesi gerekiyor. Ayrıca Türkiye Kupası'nın statüsü bu sene daha da renklendi. Son 8 takım, iki gruba ayrılacak ve grup maçları yapılacak. Şimdi merak ediyorum. Acaba Fenerbahçe, Beşiktaş Trabzonspor, hatta içten içe Galatasaray bu grupların yükünden mi korktular? Öyleyse, yazıklar olsun! ERCAN TANER (Spor Spikeri) AVRUPA'DA BÖYLE DEĞİL Bence ciddiye alıyorlar ama yedek oyuncular konsantrasyonlarını tam olarak sağlayamadılar. Özellikle büyükler bu maçlara hazır olarak sahaya çıkmaması bu sonuçların alınmasına yol açtı. Ben geçen hafta Bayern Münih maçını anlattım hiçbir rotasyon yoktu öyle söyleyeyim. Ribery bile sakatlığı geçer geçmez maça yedek olarak sonra oyuna girdi. Sistemle ilgili de sorular sorabiliriz. Biraz daha renkli hale getirilebilir mi diye düşünüyorum. Tıpkı İngiltere FA Cup gibi yapılsa yani amatör takımlar birinci lig takımları birbiriyle karşılaşabilse yani resmi olan her kulüp birbiriyle oynayabilse ve bu iş erkenden başlasa, tek maçlı eliminasyon sistemi olsa ve ödülü büyük olsa diye düşünmekteyim. Kulüpler tur atlamak için kupaya bakıyorlar ama sahaya çıkan onbir her zaman oynamaya hazır bir onbir. Ama yedekler niye vardır? Onbirdeki oyuncular sakatlıklar yaşanabilir, cezalı futbolcular olur ve bunlar yerine kendilerini göstermek için sahaya çıkarlar. Ama bakıyorsunuz 3 büyük kulüpteki yedek oyuncular bu özveriyi göstermiyorlar ve ben neden böyle olduğu sorusunun cevabını halên düşünmekteyim. Bana göre yedek yahut iskelet kadroda olsun her oyuncunun her maça hazır olması gerektiğini düşünüyorum. Kulüpler elbette ki bu kupaya önem veriyorlar ancak sahaya onbirler bana biraz enteresan geldi. Oyuncular neden hazır değil ben onu düşünüyorum. Futbolun sürprizleri elbette olacaktır. Ama güç farkına maliyet farkına bakıyorsunuz sonuç yine enteresan geliyor bana. Futbol sürprizlere açıktır da ama bu kadar sürprizin de üst üste gelmesi bana enteresan geldi. Çünkü o takımların yedekleri olmasına rağmen aradaki maliyet farklarıyla bile o alt ligdeki kulüplerden üstünler. Futbol olarak beni şaşırttı. ALİ SAMİ ALKIŞ (Spor Yorumcusu) İŞGÜZARLIK Bildiğiniz gibi 4 büyüklerin 3'ü kupadan elende ve elendikleri maçlara yedek kadrolarıyla çıktılar. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda biliyorsunuz Fenerbahçe başkanının geçtiğimiz Mayıs ayında Mali Genel Kurulu'nda verdiği bir demeç var. Kulüpten harcanan paralarla federasyondan bu iş nedeniyle gelen Türkiye Kupası için elde edilen gelirlerde farklılık olduğunu söyledi ve 'boşu boşuna oynuyoruz' dedi. O nedenle ben birgün A2 takımını çıkarırım yenilir çeker gider hesap da kapanır diye bir konuşma yaptı. O gün bugündür Fenerbahçe Türkiye Kupası maçlarında eleniyor. Bu nedenle Fenerbahçe takımının bilinçli olarak kupadan ayrıldığını düşünüyorum. Ve hatta diğer kulüpler belki de kendi aralarında konuşmuş olabilirler. Bu kadar tesadüfün bu kadar şokun aynı zamana denk geldiğini düşünmüyorum. Plânlı projeli bir hamle olduğunu düşünüyorum mali sebepler nedeniyle. Bir danışıklı dövüş durumu sözkonusu. Bakıyorsunuz 4 büyük kulüplerin hiçbiri çıktıkları kupa maçlarında neredeyse oynamıyor. Ben Galatasaray'ın kazara tur atladığını düşünüyorum. Federasyon gelirlerinden envanter çıkarmış kulüplere dağıtıyor yapacağı bir şey yok. Bence grup maçları olmadan sistem bu şekilde devam etmeli. Alt lig takımlarının tur atlayıp yükselmesi bizim açımızdan sevindirici bir gelişme; ancak büyük kulüplerin bilinçi bir şekilde kupa maçlarına ehemmiyet göstermemeleri gerçekten şaşırtıcı ve tesadüfi olduğunu asla düşünümüyorum. Ve bence fazla maç yapmaktan çekinmelerinden kaynaklanan bir işgüzarlık. Bildiğiniz gibi İspanya ve İngiltere'de benzeri kupa turnuvaların o ülke kulüpleri için ne kadar önemli olduğu apaçık ortadadır. ENGİN ARDIÇ (Sabah Gazetesi Yazarı) Türkiye'de futbolu esas olarak 'emekliliği gelmiş yabancılar' oynadıkları için de, milli takımda biz bize, vatandaş vatandaşa kaldığımızda ortaya çıkan belli... Haa, bir de Türkiye Kupası var. Bu da ikinci kalitede bir kupa işte... Öyle algılanıyor... Asıl Avrupa liglerinden önce düzenlenen 'haybeden temmuz ayı kupaları' gibi... Bir zamanlar Spor Yazarları Kupası vardı, televizyon olmadığı, hazırlık maçına Avrupa'ya da zırt pırt gidilemediği için, taraftar yeni transferleri ancak bu hazırlık kupasında seyreder ve değerlendirirdi... Onun gibi. Büyük takımlar bu kupayı ciddiye almadıkları, hatta kendi lig ve Avrupa maçları sürecinde 'ayakbağı' olarak gördükleri için yedek kadrolarıyla oynuyorlar! Her takımın bir lig kadrosu, ayrıca bir de kupa kadrosu oluştu. Hemen hepsinde bir 'elensek de kurtulsak' havası esiyor. Buna da 'yedeklere şans veriyorum, kendilerini göstersinler de asıl kadroya girebilsinler' kılıfı uyduruluyor. Yutan yutuyor. Bu kupadan lige oranla daha az para kazanılıyor, seyirci gelmiyor, takımın maça gitmesi gelmesi de külfet görülüyor. Bir de asıl kadroyu çıkarmaktan 'sakatlık olur' diye korkuluyor tabii. Haaa, bir de şu var: Asıl kadrolarını çıkarsalar, belli ki büyüklerin birinden biri kupayı alacak. O zaman da bu kupanın anlamı ve tadı kalmayacak. Fakat ona bakarsanız ligde de benzer bir açmaz yok mu? Bu sene ligi Elazığ ya da Kayseri'nin alabileceğini söyleyene deli derler. O zaman ne oluyor? Lig de, 'büyük takımlardan birinin nasıl olsa alacağı, ama küçük takımlara da bu arada fırsat ve para kazanma imkânı sağlanan' bir formaliteye dönüşmüyor mu? Hatta bir ara Galatasaray, burnunun havaya kalktığı dönemlerde Avrupa'ya, 'kendi ülkemizde küçük takımlarla ne uğraşıyoruz, aramızda özel bir lig oluşturalım, birbirimizle maç yapalım' şeklinde yarım ağız bir teklifle gitmişti! Türkiye Kupası'na dönersek, bu sene Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor daha şimdiden elendiler. Galatasaray'ın yedek takımının da kendi halinde bir ikinci küme takımını bir tek penaltı farkıyla geçene kadar iki saatten fazla göbeği çatladı... Fenerbahçe'yi eleyen Fethiye, Trabzon'u eleyen Balıkesir, Beşiktaş'ı eleyen Buca, ayrıca Gaziantep'i eleyen İnegöl, Gençlerbirliği'ni eleyen Nazilli, Galatasaray'a kök söktüren de Antep'in belediye takımı... Bravo çocuklar! Bu alçakgönüllü Anadolu kasaba takımlarını saygıyla selamlıyorum. Karşılarına aldıkları büyük takımlar yedek de olsa büyük bir iş başardılar, azimle ve şerefle mücadele ettiler, semeresini de gördüler. Gönlüm ister ki, Galatasaray da bir sonraki turda elensin (çünkü haketmiyor) ve kupayı kasaba takımlarından biri kazansın. Böylece 'Anadolu kaplanları' İstanbul'u ekonomide olduğu gibi sporda da madara etsinler. Fakat, büyük kulüpler bu konuya böyle yaklaşacaklarsa, Türkiye Kupası'na hiç katılmasalar daha iyi olacak! Bunun formülü nasıl bulunur bilmem: 'Bir sezon önce ligin ilk dört sırasını işgal etmiş olan takımlar kupaya katılamazlar' diye madde mi konur, 'kupaya dört büyük il dışındaki iller katılırlar' diye bir kural mı getirilir, bilemem. İsmi de 'Anadolu Kupası' şeklinde değiştirilsin, çıtkırıldımlar zahmetten kurtarılsın.