ERMAN TOROĞLU Bahçıvansız biberiniz yok, dallamasınız haberiniz yok... Böyle bir cümle ile yazıya başlamak istemezdim ama beni mecbur ettiniz. Dünkü maçın ilk ayağını seyretmemiştim ama Fenerbahçeli spor yorumcuları, bazı spikerler öyle bir anlattılar ki 'Vardar mahalle takımı, Fenerbahçe bu takımı beşe, altıya katlar' daha da öteye gittiler 'Parçalarlar' dediler. Dün akşam seyrettiğim Vardar takımı her şeyden önce takım. Haddini ve nasıl oynayacağını biliyor. Daha da önemlisi nasıl oynamayacağını daha da iyi biliyor. Fenerbahçe ise takım değil. Nasıl oynayacağını bilmiyor, nasıl oynanmayacağını da bilmiyor. Şunun da altını çizeyim Vardar'ın çok futbolcusunun futbol taktiği, oyun taktik yapısı Fenerbahçeli oyuncuları beşe-ona katlar. ERTEM ŞENER Karabağ Kopenhag'ı eliyor. Kopenhag Vardar'ı eliyor. Vardar F.Bahçe'yi eliyor. Sonuç 5 milyon euro bütçeli Karabağ Şampiyonlar Ligi'nde. Vardar Avrupa Ligi'nde. F.Bahçe? Uefa sıralamasında 266. sırada yer alan Vardar gibi bir takıma F.Bahçe 3 tane 45 dakikalık bölümde 1 gol atamadı. Tüm umutlar son 45 dakikaya kalmıştı. Tabi uzama ihtimali de vardı. Vardar 6'lı defansla başladı maça akıllıcaydı. Aykut Hoca ne yapmalıydı? Elinde ne kadar gole dönük futbolcu varsa başlamalıydı. Soldado, Aatıf, Ahmet kim varsa. Kadıköy'de böyle bir takıma karşı her ofansif oyuncunla çıkacaktın. Vardar tek forvetle çıkmış sahaya F.Bahçe 4 defans ile. Yahu çıldırmamak elde değil. Vardar karşısında önceliğimiz gol yememek diyen Aykut Kocaman'ın planları işliyordu ilk yarıda! EMRE BOL Maç sabahı konuştuğum futbolcularda stresi hissetmiştim. Bu stres saha içerisinde her dakika kendisini belli etti. 'Ya elenirsek' düşüncesi oyuncuların sorumluluk almasını engelledi. Karşılaşma öncesi rakip Vardar'ın ne yapacağı kestirilebilirdi aslında... 6-3-1 gibi sadece savunmayı düşünen bir taktikle sahaya çıkmışlardı. İlk maçtaki 2 farkın avantajı ve oyuncu kalitesine bakıldığında bundan başka bir taktik uygulamaları garip olurdu. Özellikle bu maçın özelinde söylüyorum, Aykut Kocaman'ın gol gerekirken, gol yemekten korkmasını anlayamadım. Rakip zaten üzerine gelmiyor, çık topunla tüfeğinle işi bitir! Aykut hoca kusura bakma ama bu maç bir teknik direktör maçıydı. Yani oyuncuların değil teknik direktörün alacağı bir karşılaşma... Fenerbahçe'nin yedek kulübesine bakıyorum Soldado dışında skora tesir edecek ikinci bir oyuncu yok. Van Persie'yi çıkarıp Soldado'yu almak sistemi değil, oyuncuyu değiştirmektir sadece! Oysa bu kadar kalabalık bir savunmaya karşı oyuncu değil sistem değişmeli. Taraftarın bazı oyuncuları ıslıklamasına kesinlikle kızmıyorum. ENDER BİLGİN Bir zincirin sağlamlığı, en zayıf halkasının ne kadar sağlam olduğuna bağlıdır. Zincirin kalanı istediği kadar sağlam olsun, eğer bir zayıf halka varsa kuvvetli kısım da dayanamaz, zincir kopar gider. Fenerbahçe'nin en zayıf halkası iki yıldır RVP. Bir var, bir yok. En gerekli olduğu zamanlarda ya sakat ya da formsuz. Bu zayıf halka işine sezon başından beri Volkan, Ozan ve Hasan Ali de eklendi. Zincir koptu kopacak derken Vardar ile kader maçına çıktı F.Bahçe. İlk maçın 2-0'lık dezavantajından kurtulabilmek için istekli ve baskılı başladı F.Bahçe. Makedon ekibi ise etten duvar örmüştü adeta. Valbuena yine F.Bahçe'nin en fazla inisiyatif alan, üreten, hareketli olan ismiydi. İsla istekli, Dirar dağınık, Ozan tedirgin, Alper ise Trabzon maçındaki görüntüsünden uzaktı. ZEKİ UZUNDURUKAN Ben hayatımda bu kadar ilkel bir futbol izlemedim. Bu kadar çağdışı bir futbol oynayan Vardar, ilk maçta elde ettiği skor üstünlüğü ile 'Çanakkale geçilmez'den bile beter bir futbol anlayışı ile çıktı sahaya! Çünkü hadlerini biliyorlar. Oynamaya kalksalar elek olurlar. Ama adamların böylesine etten duvar örerek bu maça çıkacağını bilmiyor muydu Aykut Kocaman! Neden ilk yarıda o duvarı delecek bir taktik anlayışı üretemedi! Fenerbahçe, Valbuena üzerinden oynamaktan ne zaman vazgeçecek çok merak ediyorum. Kardeşim bir futbolcuya bu kadar yüklenilmez, yük bindirilmez. Sağda Valbuena, solda Valbuena, ortada ... Sahada basmadık yer bırakmayan bir Valbuena. Peki ya diğerleri ne yapıyor? Seyrediyor! GÜRKAN KUBİLAY Rakibe nefes aldırmayan bir ön alan baskısı ile başladı Fenerbahçe, rakip lehine çalınan çok kolay faul düdüklerine rağmen vazgeçmedi. Zamanı daha ilk dakikalardan çalmaya başladı Vardar'lılar. Duran toplardı başlarda denenen. Alper'in savunma arkası koşuları eklenmeye çalışıldı buna. Dirar çok top kaybediyordu. Yana ve geriye oynayınca da tempo olmuyordu. Hücum aksiyonu yoktu. Takım sadece Valbuena'nın ayağına bakıyor, bunu rakip de bildiği için Fransız'a hemen 3'lü baskı uyguluyor ama Fenerbahçe'li oyuncular, o 3'lüden doğan boşluğa kaçamıyorlardı. Fenerbahçe, orta sahada bol pas yapma saçmalığından vazgeçip, ceza alanına orta yapsa rakibi daha çok boğacaktı ama bir 5 dakika dışında onu da yapamıyordu. Bu tür rakiplere karşı oynaması şart Aatıf ise ancak Alper sakatlanınca giriyor ama yine defansif 2 orta saha oyunda kalıyordu. Futbolda gollerin % 90'ının '4 pastan az ile' yapıldığını sohbetimizde söylediğim be bunu bilen Aykut hocanın takımı bu kadar yana ve geriye neden pas yapardı ki?