Zeki Uzundurukan: Şenol Güneş büyük hoca! Beşiktaş, Dragao'daki maça müthiş başladı. Öyle ya Şampiyon sahne alıyordu. Alışık olduğu lige yeniden merhaba demişti... Şampiyon; topu hızlı döndürüp, akıllıca paslar yaparken Porto'nun da oyun planını altüst etti. İlk dakikalarda Porto'nun yerine rakip kalede etkili olan Beşiktaşımızdı. 450 dakikadır gol yemeyen Porto'yu Tasilca'nın bazuka gibi kafa vuruşu ile avladık. Tabi bu golde Quaresma'nın adrese teslim ortasını da ayakta alkışlamamız lazım. Ardından Porto gol için öyle büyük bir baskı kurmasa da kalemizde daha fazla görünmeye başladı. Bu dakikalarda daha sakin olup, oyunu soğutabilirdik. Ama bunu başamadık. Ardından bir korner atışında Tosic'in kafasına gelen bir serseri top, ağlarımızın havalanmasına neden oldu. Yani duran toptan başımıza çorap ördük. Bu gol, Porto'yu yüreklendirirken, siyah-beyazlı temsilcimizin de hırs yapmasına neden oldu. Maçın kalitesi de heyecanı da zirve yaptı bir anda. Dün ilk yarıda çok az hata yaptı Beşiktaş. O geçen sezon Lyon maçlarından sonra eleştirdiğimiz Cenk Tosun, dün öyle bir gol attı ki... Böylesine güzel bir golü ancak Messi, Ronaldo veya Edinson Cavani atabilirdi. Cenk'in Porto kalesine gönderdiği adeta bir scud füzesi ile yeniden öne geçtik. Oğuzhan ile yakaladığımız o net pozisyona ne demeli? Bu da gol olmalıydı ama olmadı işte. Talisca, Babel, Cenk ve Quaresma ile Porto kalesine şutlarımızda adeta dövdük durduk ilk yarıda. Portekiz temsilcisi neye uğradığını şaşırdı. Skor 2-1 olduktan sonra maç, tam Beşiktaş'ın istediği bir hale büründü. Porto, savunmasında büyük gedikler ve açıklar verirken, hücumcularımız, golle burun buruna geldi. . Yeniler de sahneye çıkmalı... Tosic kendi kalemize gol attı ama Pepe ile uyumu çok iyiydi. Karınca gibi çalıştı bu ikili... Adeta bir kaleci gibi topun önüne yatıp, gollük şutları çıkardı Pepe ve Tosic ikilisi. İlk 45'te topla daha fazla oynayan, rakip kalede baskı kuran, devler sahnesine yakışan ve şampiyon gibi oynayan takım Beşiktaş'tı. Bu durum, skor tabelasına da ayna gibi yansımıştı zaten. Neymiş Porto gol yemiyormuş. Biz bu Porto'nun kalesine ilk yarıda 2, ikinci yarıda 1 füze dönderdik be! Daha ne olsun! Avrupa Kartal görsün! İkinci yarıya hızlı başlayan taraf bu kez evsahibi Porto idi. Savunmamızı hataya zorladılar. Bu dakikalarda Pepe sahneye çıktı ve tecrübesini konuşturup, tahrip gücü yüksek topları kesti. Fabri ise ikinci yarıda yüreklerimizin ağzımıza geldiği, karşı karşıya bir pozisyonda müthiş bir kurtarış yaptı. Bravo Fabri! 60'tan sonra savunmamız çok bunaldı. Orta sahamız oyundan düşünce çok geriye yaslandık. Şenol Güneş'ten yorulan Oğuzhan'ın yerine Medel, Quaresma'nın yerine de Negredo hamlesi geldi. İlk yarıdaki şaaşalı futbolumuzu ikinci yarıda sürdüremedik. Böyle olunca skoru koruma telaşına düştük. Porto'nun topla oynamasına izin verdik. Alan ve adam savunması yaptık. Rakibi yorup, sonunda tuzağımıza düşürdük! Maçın son anlarında yakaladığımız bir kontratakta Babel'le farka gittik ve Porto'nun fişini çektik! Bu golde Negredo'nun asistini de unutmamak gerek. Şampiyonlar Ligi'ne galibiyetle başlamak çok önemliydi. Hem de Dragao'dan zaferle dönmek çok yakıştı Beşiktaş'a! Kara Kartal'ın Devler Ligi'nde yolu açık! Bu Beşiktaş, gruptan çıkabileceğinin sinyalini daha ilk maçta verdi! Helal olsun Beşiktaş'a ve Şenol Güneş'e... Türkiye sizinle gurur duyuyor!. Rıdvan Dilmen: Beşiktaş'la gurur duyun Tarihimizde böyle maçlar vardır ama dünkü karşılaşmayı izlediğimiz zaman gurur duymamak mümkün değil. Şenol hocayı kutlamak gerek. Beşiktaş çok tecrübeli bir takım oldu. Her baba yiğidin harcı değil; Porto'yu deplasmanda yenmek... Türkiye, Beşiktaş'la ne kadar gurur duysa azdır... Porto'yu belki ilk defa bir Türk takımı yenmiş olabilir, hatta öyle bir maç olur ki rakip kaçırır kaçırır, kontrataklarla garip gollerle kazanıp, tarihe not düşersin. Tarihimizde böyle maçlar vardır ama dünkü karşılaşmayı izlediğimiz zaman gurur duymamak mümkün değil... Deplasmanda iki kez öne geçiyorsun... Bu neden önemli? İkinci yarıda rakibin, Brahimi'nin etkinliği ile kazandığı kornerler dışında etkisi yok. Maç 2-1 iken son 15 dakikayı, değerlendirince Beşiktaş'ın ne kadar büyük futbol oynadığını görürüz. 78. dakikadan sonra Beşiktaş, hem baskıyı kırdı hem oynamaya başladı hem de 3. gol öncesi kendi ceza sahası çizgisinde Pepe baskı altına alınmasına, hatta kaleci geri pas yapmasın diye pres yapılmasına rağmen Pepe sol ayağıyla topu Caner'e attı yani bam-güm vurmadı. Caner de rakip ceza sahasına 10 metre kala yani dakika 86 olmasına rağmen ve 2-1 galip iken sol bekin hücumda Babel'le oynadı. Negrado- Babel derken 3'ü buldu. Yani Beşiktaş'ın öndeyken son 15 dakika kala oyuna hükmetmesi, hatta son 15 dakika Pepe ve Tosic'in çizgiye kadar çıkması, Caner'in de rahat rahat hücum yapmasını sağladı. Çünkü dönen topları artık rakip sahada Beşiktaş alıyordu. Maçın tamamına yakınını dar alanda oynaması, oynadığı büyük oyunu gösteriyor. Her baba yiğidin harcı değil. Porto deplasmanına gideceksin, sanki bir Anadolu takımı karşısındaymış gibi oynayacaksın... Onun için Şenol Hoca'yı kutlamak gerek. Beşiktaş çok tecrübeli bir takım oldu. Uluslararası maç oynamaya alışık oyuncular. Porto takımını hemen hemen ilk kez dolu dolu izledim.. Bir kere iyi takım. Portekiz liginde gol yememesi beni ilgilendirmez ama Porto hızlı oynayan, savunma arkasına iyi top atabilen bir o kadar da savunma arkasına iyi koşucuları olan bir takım. Ancak Beşiktaş takımı gibi hızla cevap verebilen bir takım Porto'yu bu duruma düşürebilir. 3 KİŞİLİK OYNADI Futbol güzel bir oyun... Ben hep hayatım boyunca oyun olarak gördüm, eğlence olarak gördüm. Zevk alma olarak gördüm, oynarken de izlerken de... Beşiktaş takımı oyun oynamayı seven bir takım. Herkes çok iyi oynadı ama Cenk 3 kişilik oynadı, tebrikler... Hakeme de bayıldım. Sinan Vardar: Alkışlar Beşiktaş'a Doğrusu ilk yarı bittiğinde 2-1 galibiyetimize sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim. Kaçan fırsatlar ve Tosic'in kendi kalesine attığı gol derken Beşiktaş'ın rüzgarı gönlümüzü ferahlatıyordu. Hele hele Cenk Tosun'un attığı nefis golde Casillas'ın çaresizliği bizi mest etti. Cenk geçen sezon Benfica'ya bu sezon da Porto'ya öyle güzel goller attı ki eminim bütün Portekiz onu tanımıştır. Eminim ki, bu zaferin uzun süre keyfini çıkaracağız. Bu önemli galibiyette başrolde yine Şenol Güneş vardı. Güneş belli ki dersine çok iyi çalışmış ve inanmış futbolcu kadrosuna neyi, nasıl yapması gerektiğini çok iyi anlatmıştı. Şenol Güneş'in olduğu her yerde umut vardır; ister Portekiz'de, ister Çin'de, ister Fizan'da!... Beşiktaş her yönüyle dün Porto'ya üstünlüğünü hissetirmesi gelecek acısından beni umutlandırdı. Siyah-Beyazlı takımda klas kramponlar topu her alıp atağa kalktığında Porto sallanıyordu. demek ki, tezimde haklıyım, bu takım Ekim gibi uçuşa geçmeye başlayacak. Beşiktaş'ta tüm futbolcular müthiş özveriyle oynadı. tek tek baktım hepsi önce takım için ter dökmenin ciddiyeti içindeydi. Pepe ve Adriano tecrübeleriyle takıma müthiş güç verirken bu adamlar boşu boşuna Real Madrid ve Barcelona'da uzun yıllar forma giymemiş dedirttiler. Oğuzhan sahanın yer yerindeydi. Quaresma 33 yaşında olmasına rağmen her geçen geçen futbolunun üzerine koyuyor. Talisca ve Quaresma'nın uyumu da Porto'ya korku saldı. Babel'in attığı nefis golde de Negredo'nun akıl dolu pası uyumun kanıtıydı. Ben Türkiye'de bazı istatistikleri çok garip karşılarım. Dün medyada 'Porto bu sezon hiç gol yemedi, Porto bugüne kadar hiçbir Türk takımına yenilmemiş' haberleri vardı. Geçiniz bunları! Türk takımlarına karşı yenilmemiş takım, gol yememiş takım vardır ama bu takım belli ki henüz daha Beşiktaş'la oynamamıştır. Beşiktaş bu önemli galibiyette grubun ilk ikisi için değil, ilk sırası için aday olduğunu gösterdi. Bu takım bu sezon Avrupa'da da başarıya inanmış. Ben diyorum ki; bu daha başlangıç. Şimdi Avrupa düşünsün! Turgay Demir: O artık Avrupa Kartalı Portekiz Ligi'ni kasıp kavuran, tarihinde Avrupa şampiyonlukları bulunan Porto karşısında Beşiktaş cesur bir futbol oynadı. Ne topu rakibin kontrolüne bıraktı ne de maçı! İlk 45'te Cenk Tosun, Adriano, Talisca, Pepe, Atiba ve Oğuzhan işlerini en iyi yapanlardı. Caner ve Quaresma durumu idare ettiler. Kendi kalesine gol atan Tosiç ve hücumda ve savunmada varlık gösteremeyen Babel bu yarıda kayıptılar. Oğuzhan yorulup Atiba'ya desteği kestiği anlarda Porto, Torres'in organize ettiği ataklarla yüklenirken, Aboubakar benzeri bir stile sahip Marega savunmamızı bayağı zorladı. İlk golümüz harika bir atakla geldi, Cenk ve Talisca'yla başladı, Q7'nin ortasına Talisca'nın vurduğu müthiş kafayla bitti. Duran toptan kendi kalemize atınca hafif sarsıldık, sonra toparladık ve Tosun Paşa yaşayan efsane Casillas'ı fena avladı. Deyim yerindeyse İstanbul'dan vurdu, Casillas topu göremedi bile. Muhteşemdi... Porto ikinci yarıya ya herro ya merro misali yüklenerek başladı. Cenk ve Oğuzhan yoruldu, orta sahamız oyundan düştü. Üstüste bindirmeler yapan Porto dönen topları da alıyordu. Su bölümde Fabri'nin muhteşem kurtarışı belki de maçın kader anıydı. Şenol hoca Oğuzhan'ın yerine Atom Karınca Medel'i sahaya sürünce oyunu kontrol altına almayı başardık. Quaresma çıkıp Negredo girince Cenk sol kanada geçti ve artık önde de basabiliyorduk. Oyunun son bölümünde kontrol tamamen Tempoyu istediğimiz gibi ayarladık. Bizim direncimiz artarken Porto yorgun ve şaşkındı. İkinci yarıda Tosic'in de Kritik haklemerle kendini affettirdiğini söyleyelim. Tam maç böyle bitecek derken o ana kadar sabret sahada pek görünmeyen Babel maçı bitiren golü attı. Ertem Şener: Seninle 'CENK'e bile gidilir En sevdiği müziği (Şampiyonlar Ligi müziği) duyunca coşan çocuklar gibi heyecanlı başladı siyah-beyazlılar Portekiz'deki Devler mücadelesine... Statta henüz yeni ismi okunurken ıslıklanan Talisca 'Ben sizi yazdım oğlum' der gibi yazdı aklının bir köşesine ve dakikalar 13'ü gösterdiğinde saniyeler sonra Portekizlileri ağlatacak öz evladı Quaresma'nın alışılagelmiş siz deyin 'muz' ben diyeyim 'bam teli' ortasına kurşun gibi sıktı kafayı Sambacı. Golü attıktan sonra her Beşiktaşlı 'tamam bu maç rahatız' diyecekken Porto'nun ağır baskısına dayanamadık ve Tosic'in dün gece uykusunu alamadığını fark ettiğimiz o anda topu ağlarımızda gördük. Yediğimiz golde rakibe adeta davetiye çıkardık. 'Hadi siz de atıverin de bir tane, yeniden başlayalım' dercesine hareketler sergiledikten sonra kabustan çabuk uyandı Şenol Güneş ve öğrencileri. Porto Teknik Direktörü Sergio Conceiçao'nun heyecanı Beşiktaş'ın bu maçı ne kadar istediğini özetler nitelikteydi adeta. Conceiçao Şampiyonlar Ligi final maçı oynuyordu sanki; öylesine düşünceli ve heyecanlıydı ki! . KARTAL'IN Q7'Si YETTİ Yaşadığı tedirginlikte haksız olmadıkları da aşikardı Portekizlilerin. Çünkü sahneye Tosun Paşa çıktı! Attığı golle milyonlarca yüreğe su serpti Cenk. Parantez açmadan edemeyeceğim Cenk Tosun çok güçlü vurduğu zaman top bile golden başka bir şeyi düşünmüyor tabir-i caizse... Ve itiraf edeyim ki unutulmaz golcü İlhan Mansız'ın ardından en çok sevilen yerli forvet Tosun Paşa! Şu anki formu ve arzusuyla Cenk Tosun, Mario Gomez'i bile kulübeye hapsederdi. Ricardo Quaresma eski taraftarlarının alkışları arasında sahayı terk ederken Beşiktaşlılar şöyle diyordu: 'Güneşli günler' bizi bekler....