'Bal' değil alın teri

Fenerbahçe takımı yavaş yavaş oturmaya başlamıştı. Kötü sonuçların ardından iyi günler çabucak gelince başta Ersun Yanal olmak üzere herkes derin bir nefes aldı. Arka arkaya; Eskişehirspor, Sivasspor, Kasımpaşa, Elazığspor, Gençlerbirliği, Erciyesspor, Gazintepspor ve Bursaspor maçlarını kazananTrabzonspor'la da berabere kalan Kanarya, müthiş bir seri yakaladı.

Böyle tesadüf mü olur!

Bu dönemde en çok konuşulan şey ise son dakika golleriydi. Bu seride tam 4 kez (Kasımpaşa, Kayseri Erciyes, Bursa, Antalya) son dakikada bulunan gollerle kazanan Fenerbahçe'nin bu istatistiği aslında asla tesadüf değil. Yanal, kısa tuttuğu antrenmanlarda oyuncularına yeni sistem bir yükleme yaptı. 40 dakikalık antrenmanda oyuncular 90 dakikalık efor harcıyordu.

Gökhan: Rakip biter, biz başlardık

Takımın en güçlü isimlerinden biri olan Gökhan Gönül son dakika gollerinin altında yatan gerçeği anlatıyor: "Yıllardır futbol oynuyorum. Binlerce antrenman yaptım. Çok yoğun maç programının olduğu dönemlerde dahi bu kadar yorulduğumu hatırlamıyorum. Adeta pestilimiz çıkıyordu. Birçok arkadaşımız idman bitiminde kendini yatağa zor atıyordu.

'Hayatımda böyle yorulmadım'

Kısa ama tempolu antrenmanlardı. Ben futbol hayatım boyunca bu kadar yorulduğum bir idman şekli hatırlamıyorum. Bu çalışmalar kondisyonumuzu çok artırdı. Uzatmalarla birlikte 95-96 dakika hiç durmadan gol arayan bir takım olduk. Rakip oyuncuların halini hatırlıyorum. Bizimle mücadele etmek gerçekten çok zordu. Onlar 60'ta, 70'te oyundan düşerken biz maç yeni başlamışçasına oynuyorduk."

Son dakika zaferleri:

4. hafta: Kasımpaşa (D) Skor: 3-2 (90+4 Webo) 8. Hafta: Kayseri Erciyes (D) Skor: 2-1 (90+5 Emenike) 10. Hafta: Bursaspor (D) Skor: 3-2 (90+4 Egemen) 12. Hafta: Antalyaspor (D) Skor: 2-1 (90 Sow)

Bir Ersun Yanal klasiği

Tam 4 deplasmanda son dakikada attığı golle galip gelen Fenerbahçe'de Teknik Direktör Ersun Yanal için, "Ballı, şanslı" yakıştırması yapılıyordu. Oysa durum anlattığımız gibi asla tesadüf değil. Geçtiğimiz sezon Eskişehirspor'u çalıştıran Yanal'ın eski takımında tam 8 karşılaşmayı son dakikalarda bulunan gollerle kazanması aslında her şeyi özetliyor.

'120 dakikaya göre hazırlıyoruz'

Futbolda şans faktörünün çok az olduğunu söyleyen Yanal, bakın son dakika gollerini nasıl açıklıyor: Teknik heyetimle birlikte oyuncularımı 120 dakikalık bir maça göre hazırlıyoruz. Antrenman biliminin bütün gelişmelerini yakından takip ederim. İdman sahalarına bilgisayarı ilk getiren benim. Sadece kondisyon yetmez elbette... Takımda kazanma hırsı ve arzusu da olmalı. Bu da benim takımımda fazlasıyla var. Son dakika golleriyle maç kazanmamızı, 'şans' olarak nitelendirenlerin futbolla hiç alakaları olmadığını düşünüyorum.

YAŞAM ENERJiSiNi F.BAHCE'DEN ALAN BAŞKAN

Aziz Yıldırım... Artık F.Bahçe deyince onun ismini anmamak neredeyse imkansız... Hangi kulüp başkanı takımı için hapis yatmış? Bütün hayatını sarı-lacivert renklere adayan Yıldırım, 19. şampiyonluğun da en önemli aktörüydü. Söyledikleri, tarzı, yaptıkları, davranışları tartışılabilir. Ama Fenerbahçeliliğini asla tartışılmaz.

Futbolcular kadar idman gördü!

Her sabah erkenden kulüp binasına gelen, bir teknik direktör kadar antrenman izleyen, futbolcuların sorunlarıyla yakından ilgilenen Aziz Başkan, adeta yaşam enerjisini Fenerbahçe'den alıyor. Zaman zaman yere düşen takımını her zaman ayağa kaldırmasını bildi. Onun tatlı-sert tavırları her daim yanlış anlaşılsa da, iyi niyetinden ve Fenerbahçe sevgisinden şüphe etmemek gerekiyor.

SORUNUMUZU iKi ERKEK GiBi ÇÖZELiM

Ersun Yanal'ın ters ve biraz argo tarzı oyuncuları şaşırtmıştı. Bu özelliği özellikle antrenman sahasında çok tepki çekiyor. Hatta Sow ayrılık noktasına bile gelmişti. Ancak Ersun Yanal onu çağırdı 'iki erkek' gibi konuştular sonra 'Gol Sow' başladı. Samandıra Tesislerine bir 'kozmik oda' kuran teknik direktör Ersun Yanal, oyuncularının bütün antrenman değerlerini en ince detayına kadar tek tek inceliyor, hiçbir futbolcusunun 'öylesine' idman yapmasına izin vermiyordu. Yanal'ın antrenmanından kaçmak imkansızdı! Yanal maç öncesi 11'ini kurarken bilgisayar verilerini dayanak alıyordu.

Koşmazsan ilk 11'e de giremezsin

Koşmayan, mücadele etmeyen oyuncunun ismi ne olursa olsun 11'de olma ihtimali yoktu. Sow bile olsan... Senegalli futbolcuyu Aykut Kocaman uzun uğraşlar vererek transfer etmişti. Attığı gollerle taraftarın sevgisini kazanmıştı. Ama başından beri Ersun Yanal'la yıldızı barışmadı.

'BENi KOCAMAN ALMIŞTI SEVMiYOR SANMIŞTIM'

O Günleri Moussa Sow şöyle anlatıyor: Hocanın bana karşı hep bir antipatisi vardı sanki... Ne yapsam iletişim kuramıyordum. Beni Aykut Kocaman transfer etmişti. Bu yüzden bana soğuk baktığını hissediyordum. Bana sürekli, koşu mesafelerimden bahsediyordu. Futbol hayatımın en mutsuz günleriydi. Her zaman koşa koşa geldiğim tesislere artık ayak basmak istemiyordum. Yedek kalınca da iyice bunalıma girdim. Özellikle başkanımız ve Hasan Çetinkaya bana çok destek verdi. Bir ara takımdan ayrılmayı dahi düşündüm. Attığım tweet tamamen duygusal bir patlamanın sonucuydu. Sonraları Ersun hocayla konuşunca rahatladım. Bana, 'Gel seninle sorunlarımızı iki erkek gibi konuşarak çözelim' dedi. Yaptığımız görüşmede tek sıkıntının benim performansım olduğunu gördüm. Bu beni çok rahatlattı. Kafamdaki tüm olumsuz düşünceleri silip çalışmaya başladım. Sonunda da formayı kaptım.

GÖRÜNMEYEN KAHRAMANLAR

Ersun Yanal'ın en büyük şansı takımın profesyonellerinin çok iyi olmasıydı aslında. Mesela İdari Menajer Hasan Çetinkaya... Kurumsal İletişimin başında bulunan, telefonu neredeyse hiç susmayan Orkun Yazgan... Bu isimler başarının görünmeyen kahramanları

Emre BOL

YARIN: Ersun Yanal'ın kalbi...