02 Kasım 2016 | Çarşamba

DURMAK YOK YOLA DEVAM!

Dünkü maç, sadece Beşiktaş'ın Avrupa sınavı değildi;
Türkiye'nin maçıydı benim açımdan... Futbolun en büyük organizasyonu Şampiyonlar Ligi'nde bir takımımız boy gösteriyor ve bizim renk gözetmeksizin kenetlenip, Beşiktaş'ın kazanması için dualar etmemiz gerekirdi.
Tutmadığı bir takımın Avrupa'da elde ettiği başarıya üzülen, başarısızlığına sevinenler bizden değildir.
Mustafa Denizli'nin 2000 yılında Milli Takım'ı çalıştırırken söylediği 'İçimizdeki İrlandalılar!' sözü, ne de güzel ifade ediyor, benim anlatmaya çalıştığım durumu değil mi! Bizim bir futbol kültürümüzün oluşabilmesi için bu zihniyetin değişmesi şart. Futbolda da Yenikapı Ruhu'nu yakalamalıyız.
Üst üste gelen talihsiz sakatlıkların moralsizliği ile Napoli maçına çıkmışken, bir de Tosic'in sakatlığı ile sarsıldı Beşiktaş... Hem de Caner'in neredeyse sezonu kapatmasıyla solda büyük sorun yaşanırken, Tosic de sakatlanıp çıkınca, daha maçın başında mecburi bir değişiklik yapmak zorunda kaldı Şenol Güneş. Tosic'in yerine Cenk Tosun'un girişi ile çift forvete dönülürken, Adriano sol beke geldi, maça sağ kanatta başlayan Quaresma da sol tarafa geçti.
Vodafone Arena tribünlerinde iğne atsanız yere düşmezdi dün. Tam 40 binin üzerinde Kara Kartal, çılgınlar gibi destekliyordu Siyah-beyazlı takımı.
Maç Gabbiadini'nin üst üste bulduğu iki pozisyonla başladı adeta. Yüreğimiz ağzımıza geldi. Fabricio'nun karşılaşmaya iyi başlaması, bu tedirginliğimizi biraz olsun hafifletmişti.

Favori takımdan 4 puan aldık!

Beşiktaş 20. dakikadan sonra oyunu rakip kaleye yıkmaya çalıştı. Napoli, kontrollü bir oyunu tercih eden Kartal'ın pas trafiğini kesmek için alan savunması yaptı. 29'da Atiba, bomboş pozisyonda sol ayağı ile yaptığı vuruşta topu yan direğe nişanlamasaydı eğer, daha ilk yarıda yere sererdik Napoli'yi.
Çünkü atacağımız bir gol, Napoli'nin bütün enerjisini sıfıra indirirdi. İlk 45'te İtalyanlar 5, biz de 4 kez rakip kaleyi yokladık.
2. yarıya etkili başlayan Napoli'nin Callegon ile bulduğu pozisyonu izlerken 'eyvah' dedik. Savunmada Rhodolfo ağır kalırken, Koulibaly, Aboubakar'a göz açtırmıyordu.
İlk maçta Beşiktaş'a zorluk çıkaran ve bir de gol atan Mertens, 63'te oyuna girdi. Şenol Güneş de Sarri'nin hamlesine anında Oğuzhan'la karşılık verdi. Ancak ikinci yarıda pozisyonları bulan, daha baskılı oynayan taraf Napoli idi. Baskıyı yedikçe Talisca ve Caner'in yokluğunu çok hissettik.
Atiba ve Tolgay dışında orta alanda top tutamıyorduk. Gökhan İnler de vasattı. Ama Oğuzhan hamlesi, oyuna müdahale anlamında nokta atışı olmuştu. Aboubakar'ın ceza sahasına ortasında Maksimovic topa elle müdahale edince, penaltı geldi.
O anda Beşiktaş taraftarının ve Şenol Güneş'in sevinci görülmeye değerdi.
79'da penaltıyı gole çeviren Quaresma, statta desibel rekoruna yelken açarken; 82'de Marek Hamsik'in uzaktan kalemize gönderdiği şut ile kahrolduk. Oysa galibiyet ne de güzel olurdu.
Bu Napoli, Şampiyonlar Ligi'nde yarı finali bile görecek kadar güçlü ve kaliteli bir takım. Beşiktaş, bu takımdan 4 puan almayı başardı. Durmak yok, yola devam Beşiktaş! Senin yolun açık Kara Kartal!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Etiketler :
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor