Yarı final

Eminim ki; pek çok G.Saraylı, Mersin'deki onbir belli olduğunda, "Oh be! Bruma'nın yerine Emre oynuyor" diye düşünmüştü.
Konya maçı sonrası Hamzaoğlu bu seçime biraz da mecbur kalmıştı. Bir süredir takımda (hatta -bence- herhangi bir futbol maçında) Sırıtan Bruma'nın son performansı, değil G.Saray yedek kulübesi, belki de G.Saray A2 Takımı için bile gereksizliğini ortaya koyar nitelikteydi. Sahaya sürülen takım, Hıncal ağabey ve onun gibi birkaç -karşılıksız- Bruma aşığı dışında kimse tarafından yadırganmadı.

Emre'nin alınması yanlış
Gerçi, G.Saray'ın onbiri(!) denen şey; Muslera, Sneijder, Yasin, Burak, biraz Sabri (İdman Yurdu kanadına ray döşedi), biraz da Selçuk'tan ibaretti ya...
Chedjou'nun da yokluğu hesaba katıldığında "diğerlerinin" ne yapacağı hayli önemliydi.
İlk yarıda "diğerleri" de şampiyonluğa giden bir takımın neferleri gibi oynadı.
Dakikalar ilerledikçe, özellikle ikinci yarıda, sarı kırmızılı takım kalesine değil adeta şampiyonluk kupasına yaslandıkça yaslandı.
Emre'nin Bruma'nın yerine oynatılması ne denli doğruysa oyundan alınması o denli yanlıştı bence. O dakikadan sonra orta saha tam anlamıyla düştü. Yine de hocasına gösterdiği tepki yakışıksızdı. Umut'un niye oyuna girdiğiniyse anlamadım.

Her türlü lobi başlayacak
Fotomaç okurları ve sosyal medyadan G.Saray'a dair yazdıklarımı takip edenler bilir. Son düdüğüyle, üç adaydan birisini şampiyon yapacağı düşünülen G.Saray-Beşiktaş derbisi eğer bu ligin finaliyse, Mersin'deki mücadeleyi "ligin yarı final maçı" olarak ilan etmiştim.
Şimdi tüm ülke, kalan tüm maçlarında favori olan "üç büyükler"le "üç farklı şampiyon ihtimalli derbi"ye kadar, demecin, lobinin, haberin her türlüsüne hazır olalım. Ne; birisi "G.Saray'da seçim n'olur?" mu dedi? Komik olma kardeşim.
Geçerli tek oyun rengi, yani seçimin sonucu çoktan belli, konuşmaya dahi gerek yok.