İnan geldi

Selçuk İnan'ı rakip ceza alanında bu denli çok sayıda ve bu denli etkin nicedir görmemiştik. İddialı bir cümle olacak ama; Selçuk ligin ikinci yarısında bu performansını istikrarlı bir şekilde sürdürürse, takımı şampiyonluğun en güçlü adayı olur. Melo'nun zaten belirli bir çizgisi var. Selçuk-Melo ikilisinin önündeki Sneijder ise tek kelimeyle muhteşemdi. Selçuk'un asistiyle bulduğu golün ardından Hamzaoğlu'na gitmesi müthiş bir işaretti. Hamza Hoca'nın, Dünya Kupası'nda Hollanda-
Meksika maçı yorumu nedeniyle, iki ismin bir bağ kurmakta zorlanacağı düşünülüyordu. Bu fotoğraftan sonra o beklenti için ''rafa kalktı'' diyebiliriz.

Bruma rahat nefes alacak
Ligdeki ilk golünü atan Bruma da belli ki, yüksek maliyetinden kaynaklanan eleştirilerden (en başta; bendeniz) sıyrılıp, bir süre rahat bir nefes alacak. Galatasaraylılar için bir başka heyecan verici detaysa; Koray Günter'in, Semih Kaya'dan daha kötü bir stoper olmama ihtimali. Genç stoper adına nihai bir yorum için erken olsa da, dün akşamki oyunuyla umut verdiğini belirtmeliyim.
Galatasaray kupada uğradığı hezimetin ardından iyi bir oyunla kazandı ve şampiyonluk için umut tazeledi.
Bu umuda formda bir Burak'ın eklenmesi taraftar için hayli heyecan verici olacaktı doğrusu. Skor 2-0 iken oyuna sokulmasını çok gereksiz bulmuştum.
Umarım sakatlığı ciddi değildir. Hamzaoğlu'nun bu tercihi kendisine büyük bir bedel ödetecek olabilir. Hocaya soruyorum; ne gerek vardı? Bu galibiyet sarı kırmızılı takımda rehavete sebep vermemeli.
Keza; Hikmet Karaman, Galatasaray'ın cevval forvet hattına karşı, savunmasının göbeğinde, stoper olmayan iki ismi oynatmak zorunda kaldı.
Hatta daha da enteresan bir soruyla bitireyim yorumumu; ya Muslera'nın yerine, Sinan Bolat oynasa, bu maç hangi skorlara gebeydi?