Keyifsiz derbi

İki deneyimli teknik direktör, maçtan hemen önceki açıklamalarında oyunun şifrelerini vermişlerdi.
"Burada en iyi futbolumuzu oynamaya çalışacağız" diyen Şenol hoca, Saracoğlu etkisine dikkat çekmeye çalışırken Advocaat, "kazanmak zorundayız" ifadesiyle bakış açısını ortaya koydu.
Karşılaşmada bu söylemlerin sahaya yansımadığını gördük. Özellikle Beşiktaş'ın önceliğinin kaybetmemek olduğu hem oyun tarzı hem de oyuncu değişikliklerinden net bir şekilde anlaşıldı.
Aatif ve Sow'un, Alper ile birlikte beklentilerin altında kalması, Van Persie'nin ve Fenerbahçe'nin oynunu da etkiledi. Bu sıkıntı Fenerbahçe'nin pozisyona girmesini ve gol bulmasını olumsuz yönde etkiledi.
İkinci yarı kenardan gelen hamleler de üretkenlik sağlayamadı. Nispeten Volkan Şen sağ kanada ve Lens oyuna hareketlilik getirse de kaçan net gol fırsatı göremedik.
Beşiktaş ise bırakın en iyi oyununu oynamayı hücum anlamında sezonun belki de en kısır performansını sergiledi.
Beşiktaş'ın en önemli kozu Quaresma çok iyi marke edildi. Oyunda kalması Beşiktaş'ın hücum etkinliğini artırabilirdi.
Sarı kart sonrası Şenol Güneş'in Quaresma'yı oyundan alması yanlış bir karardı.
Çünkü Quaresma alternatifi olmayan bir oyuncu. Sahada kalması önemliydi.
Volkan Demirel'in G.Saray maçından sonra yere yatmadan tamamladığı ikinci derbi oldu. Aboubakar-Cenk-Frei üçlüsü hiçbir şekilde tehdit oluşturamadı. Savunma prensiplerini uygulama konusunda başarılı ancak maç öncesi beklentinin uzağında kalan kalitesiz bir futbol ortaya koyulurken, maçı izleyenler futbol keyfini 90 dakikada yaşayamadı. Bu sonuç iki takımı hedeften uzaklaştırmamış olsa da, taraftarların keyifsiz bir akşam geçirdikleri derbi oldu.
Hüseyin Göçek için söylenecek fazla bir şey yok. Sahada ne iyi futbol ne de hakeme iş düşürecek pozisyon vardı.
Göçek de maçın önüne geçmeden derbiyi bitirdi.