Tek gol yetti

Diego, Fenerbahçe için içinden çıkılmaz bir tartışmanın odak noktası.
Geçen sezondan bu yana teknik direktörlerin dizilişlerinde ona yer bulmakta zorlandığını söyleyebiliriz.
Bu sezon gayretiyle tam not alırken takımın saha içi yerleşiminde yaşanan sıkıntılar onun topla fazla oynadığı eleştirilerini beraberinde getirdi. Ama dün akşamki Diego'suz Fenerbahçe yaratıcılıktan uzaktı. Diego varken, "Takımın oyun lideri Nani olmalı" diyenler Portekizli'nin dünkü maçta bu role soyunmasını beklediler ama ondan golü getiren korner atışı dışında bir hareket göremediler.
Dün akşam temposu fazlasıyla düşük bir maç izledik. Fenerbahçe orta sahasında hep yardımcı orta saha oyuncuları vardı. Kanatlar bir türlü çalışmayınca Fernandao ve Van Persie'yi devamlı olarak geriye gelirken gördük.
Van Persie'nin özellikle Ozan'ın uzun pasıyla yakaladığı fırsat bir heyecan getirdi. Souza'nın attığı gol belki de maça erken nokta koydu. Çünkü Fenerbahçe, hücumda bu kadar etkisizken takım savunmasında rahattı. Kasımpaşa'nın orta saha mücadelesine uygun görüntüsü ancak maçın sonlarındaki can havliyle yapılan ataklarda pozisyona benzer bir şeyler üretebildi.

Veysel güreşe soyununca
Maçın en ilginç anlarından biri Veysel'in atılışıydı. Aslında Veysel, Souza'nın golünde Dünya Güreş Şampiyonası'nı izlerken öğrendiği oyunları uygulamak isterken başarısız olmuştu. Küfür nedeniyle atılmasının ardından onu sakinleştirmeye çalışanın Caner olması kaderin bir cilvesiydi.
Bakınız; Caner'in küfür ettiği gerekçesiyle atıldığı Eskişehir maçı...
Fenerbahçe adına UEFA Avrupa Ligi maçı öncesi değişik bir provaydı. Takım savunması açısından orta saha yapılanması önemliydi. Ama bu yapı ile gol atmak için başka formüller de olmalı diye düşünüyorum.
Öyle ya da böyle zorlu bir rakipten alınan 3 deplasman puanı önemli.