İki farklı düşünce

Birbirinden farklı iki yarı final izledik. Öyle ki Arjantin Teknik Direktörü Sabella, "Almanya hem bizden bir gün önce oynadı hem de Brezilya maçının 2. yarısında aktif dinlenme yaptı"diye isyan etti. Yarı finalleri inceleyince, durumun bu kadar basit olup olmadığını görebiliriz.
Almanya, Brezilya karşısına çıkarken bahis tutturan kadının uyurgezer kocası kadar bile bu farkı beklemiyordu. Hatta belki de Brezilya'nın geri dönmesinden o kadar endişeliydiler ki bir an evvel maçı bitirme adına yarım saatte 5-0'ı buldular. İşin şakası bir yana Alman takımının birbirine uyumlu, Löwtarafından doğru kurgulanmış kendi yeteneklerinden haberdar atletleri, Brezilya'nın dağınık, Scolari tarafından yanlış kurgulanmış, şişirme bir motivasyonla sahaya çıkarılmış futbolcularını ezdi geçti. İşin özeti budur.

Efektif hücum gerekli
Löw, Guardiola ile pas futbolunu benimseyen Bayern ile top kapıp hızlı hücum yapmaya dayanan Dortmund'un stillerini birleştirip Alman takımını oluşturdu. İki ekolün de mucidi Löw değil ama bu karışımdan sorumlu kişi kendisi.
Almanlar, bunu yaparken Arjantin, babadan kalma yöntemi uyguluyor. Messi'nin yanında Lavezzi, Aguero ve oynayabilirse Di Maria var. Bu taktikle grupların ardından kalelerine az pozisyon getirmekle kalmadılar, gol de yemediler.
Bu taktiğin bedeli az pozisyona girmek. Düşünün Hollanda maçında Messi, rakip ceza alanında topa dokunamadı. Almanya karşısında daha efektif bir hücum gerekiyor. Peki bu, o güçlü savunmayı nasıl etkileyecek?
Almanya ile Arjantin'in mücadelesi iki farklı düşüncenin maçı olacak? Almanya, Brezilya'dan daha organize ve düşük tempolu bir rakip önünde makinesini işletmeye çalışacak. Arjantin ise bugüne dek oynadığı en sistemli hücum eden takıma karşı oynayacak. Rakibinin kendi oyun planından uzaklaşmasını sağlayan kupaya uzanacak.