07 Temmuz 2014 | Pazartesi

Tarih değişecek mi?

Dünya Kupası'nın resmi olmayan ama tarih boyunca değişmeyen bir gerçeği var.
Güney Amerika kıtasındaki Dünya Kupaları'nı yine Güney Amerikalılar kazanıyor. Bugüne kadar bu gerçeği değiştirebilen çıkmadı.
Ama bu Dünya Kupası'nda yarı finale çıkan takımlara şöyle alıcı gözle baktığımızda bu yazılı olmayan kuralın değişebileceğini de hissediyor futbolseverler.
Ev sahibi Brezilya turnuva başladığından bu yana taraftarlarının kalp uzmanlarına gitmesine neden oluyor. Ne oynadıkları futbol, ne sahadaki dizilişleri Brezilya için şampiyonluk ışığı veriyor. Hücuma hemen hiç katkıda bulunmayan bir orta ikili, dünyanın en hücumcu bekleri olsalar da rakip ceza alanıan girmeye korkan Alves ve Marcelo, futbolu unutmuşa benzeyen bir santrfor, yani Fred, Avrupa'da ne kadar etkiliyse kupada o kadar etkisiz.
Ve hepimizin ağzına bal çaldığı ilk maçtan sonra ortadan kaybolan Oscar. Bunların dışında artı puan verebileceğimiz bir kaleci iki stoper ve Neymar. O Neymar da turnuvayı kapattı. Brezilya için bundan sonra yeniden kupa umudu taşımanın yolu Scolari'nin yeniden kağıtları karmasından geçiyor. Yani Neymar'sız bir Brezilya'nın daha üretken bir orta saha ile şampiyon gibi oynayabilmesi için.

En flaş isim Mesut Özil

Ama karşılarında vasat oynadığı maçlarda bile ne yaptığını, en azından ne yapmaya çalıştığını anladığımız bir takım var, Almanya. 4 yıl önce Almanlar benzer oyuncularla İngiltere ve Arjantin'e dörder gol atmış ama İspanya'ya takılmıştı.
4 yıl öncesinin takımında en flaş isim Mesut Özil'di.
Mesut bu turnuvada nihayet Fransa karşısında o günleri anımsatan bir oyun ortaya koydu. Khedira-
Schweinsteiger ikilisi Brezilya için ya da en azından Neymar'a endeksli Brezilya için çok sert. Alman takımı için en büyük kazanç herhalde Guardiola'nın dünya çapında bir kaleciden dünya çapında komple bir futbolcuya çevirdiği Manuel Neuer.
Brezilya ev sahibi ama turnuvada şu ana kadar ondan daha iyi bir Almanya var. Bir de buna Neymar ve Thiago'nun eksikliklerini eklersek kağıt üzerinde favori Almanya.

Messi'ye göre oyun
Arjantin'in teknik direktörü Sabella, "Elinizde Messi varsa tabii ki ona göre oynarsınız" buyurmuş.
Yüzde 100 haklı. Ne var ki rakip takımın tamamen ona tuzak kurma hedefiyle oynadığı maçlarda Arjantin diğer silahlarını harekete geçiremedi.
Biraz hareketli olan Di Maria da sakatlanıp turnuvayı kapattı.
Keza Aguero da öyle. Arjantin orta sahası tıpkı Brezilya gibi üretmekten çok rakibi durdurma üzerine kurulu.
Mascerano Barcelona'da uzun süredir stoper oynadığı için hücum aksiyonlarını unutmuş gibi. Higuain çok çabalıyor ama o da servis olmadan sonuç bulamaz. Yani yine bütün öldürücü ve de bizleri büyüleyici aksiyonlar için Messi beklenecek.
Ama ya Messi hareket edecek o alanı bulamazsa?
Hollanda turnuvaya defansif tarafını fazlasıyla ön planda tutarak başladı. Van Gaal beşli savunmayla işi garantiye alıp öndeki Sneijder, Robben, Van Persie üçlüsüyle işi bitirmek istedi. Bunu yaptı yapmasına ama açıkçası kilitlendiği maçlarda onu kurtaran yine Hollanda'nın ezberindeki hücum futbolu oldu. Kuyt'ın kenar bekinden hücuma geçmesi ve oyun planının değişmesi çeyrek finalde Hollanda'yı olumlu anlamda değiştirdi.
Bu eşleşmede de favori Avrupa temsilcisi. Tarihi değiştirebilmek adına Avrupa takımları önemli bir fırsat yakaladı.
Bakalım Hollanda-Almanya finali izleyebilecek miyiz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Etiketler :
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor