03 Şubat 2016 | Çarşamba

Fikret Orman'a hiç yakışmadı

Beşiktaş kulübü gibi bir kulübün başkanı Türkiye'de spor ortamı bu kadar gerginken, herkes olay çıkarmak için bahane ararken, sözlerine dikkat etmek zorunda.
Teşbihte hata olmaz. "Yani benzetme suç değildir" diye. Osmanlı hukukundan beri var. Roma'dan da gelir...
O ayrı. Ama işin hukuki olması başka bir şey, ahlaki olması başka bir şey!
Lucescu da böyle bir laf etti. "Köpekler havladı diye atlar ölmez" diye...

Djokoviç'in örneği mükemmel
O da Beşiktaş için bu lafı söyledi, Galatasaray'ın başındayken. Bunlar tatlı örnekler değil!
Kurtlarla ilgili şöyle bir örnek verseydi eğer; (Djokovic'in lafıdır şampiyon olduktan sonra) "Burda kalmak (zirvede) çok zordur. Çünkü tırmanmakta olan kurtlar zirvede olan kurtlardan daha açtır."
Lafın güzelliğine bakar mısın? "Tırmanmakta olan köpekler" demiyor, Tırmanmakta olan kurtlar, zirvede olan kurda göre daha açtır...
Yani aşağıdan tenis dünyasından yığınla aç kurt geliyor, yukardaki tok kurdu kapmak için, indirmek için.
İşte bu güzel bir örnek.
Şimdi Fikret Orman'ın geçmişteki Lucescu deneyimini unutmasına imkan yok!
Türkiye'de Lucescu'nun lafını unutan var mı? Bilerek bu kadar pot..
İmkan yok!
Benim konuştuğum Beşiktaşlı arkadaşlarımın hepsi şiddetle, ne için söylerse söylemiş olsun başkanın büyük bir pot kırdığını, gaf yaptığını söylediler.
Ben de aynı kanıdayım.
Galatasaray'ın Beşiktaş'ın başkanıysan ağzından çıkanı kulağın duymadan önce beynin duyacak!
Sen, Beşiktaş'a tarihinin en güzel stadını kazandırırken, Beşiktaş'ı şampiyonluğa götürme yolundaki bir başkanken durup dururken "Bir kurdun arkasından 40 köpek havlar..." Yapma Fikret Orman, yapma!

Taraftar birlikte izlesin derken!
Şimdi bu laftan Fikret Orman'ı eleştiren kişilerden biri, mesela ben, alınsam, desem ki "İt ürür kervan yürür" desem? Nereye gidecek bu işin sonu?
O bir atasözü bulacak. Sonra ertesi haftaya da ben bir atasözü bulacağım!
Al başına belayı...
Ortalığı yumuşatmaya çalışıyoruz.
Seyirciler birbirlerinin maçına gitsinler diyoruz. Pazar akşamı İnter-Milan maçını seyrettiniz mi? İki tarafın seyircisi gelmiş beraberce efendi gibi seyretmişler.
Ben böyle bir Fenerbahçe-Galatasaray maçının böyle bir Galatasaray-
Beşiktaş maçının oynanmasını beklerken sen, "Bir kurdun arkasından..." diyerek, olmaz, olmamalı!

İzlediğim Lig TV ve bizim grubun televizyonların yayınlarında şöyle bir şey oluşmaya başladı; Olumlu faul! Güzel faul!
Olumlu faul..
Hayır arkadaşlar faulün olumlusu, güzeli, iyisi, bilmemnesi yoktur!
Kaç para veriyor ATV o maçları yayınlamak için?
Niye veriyor? Karşısında seyirci olsun diye. Seyirci neden TV'nin karşısında oturuyor? İyi futbol izlemek için, faul izlemek için değil..
FİFA ve UEFA bunu hakemlerine tekrar tekrar tembih ediyorlar. Tekrar tekrar söylüyorum; Kuddusi Müftüoğlu, MHK Başkanı, Yıldırım Demirören TFF Başkanı; "Türk futbolunu büyük bir yanlış bekliyor" tribünleri de ekran önündekileri de yok ediyor. Yarın marka değeri sıfırlanacak.

Marka değeri düşüyor
Futbol oynanmasına izin vermeyen fauller marka değerini de düşürüyor.
Oyun sık sık durduruyor. Sahadaki oyun uzarsa güzelleşir. Ne diyoruz; "Hakem sert olmayan faullere göz yumarak oyunun güzelleşmesine yardım etti" diyoruz. Ondan sonra diyor ki "Çok güzel faul yaptı!"
Beşiktaş-Bucaspor maçı.. Bucaspor 24 faul yapmış. Bu ne demek?
Güzel faul şu; takım topu kaptırdığı yerde faul yapacak ki rakip hücuma çıkmasın.
Bu oyun bozucu fauller. Burak ayağında topla üstüne gelir, sen de onu engellemek için girersin bu arada faulü yaparsın. Buna itirazım yok! Ama Burak atak yapmışken santradan savunmanın arkasına doğru topu kapan Selçuk'u Galatasaray 18'inde Burak'a atmasın diye indirdin mi işte o kötü faul. O futbolu öldüren faul. O sportmenlik dışı faul.
FİFA ve UEFA diyor ki "Bunlara ceza verin" Dedin ki 24 tanesine çaldı çalmadıkları var! Çalmak yetmez. Baktın ki adam 6 tane faulü böyle yaptı en basit faule sarı kartı çıkarırsın. Bu millet buraya futbol seyretmeye geldi arkadaş.
Ekranların başında ATV'de futbol seyretmek istiyor insanlar!
Faul seyretmek değil!
Buna engel olunması lazım.

Oynatmamak!
Galatasaray- Gaziantep maçı... Gaziantep'in faulü 16, Galatasaray'ın faulü 11. Gaziantep'in 16 faulünden 11'i bu dediğim türden faul.
Baskı kuran Gaziantep, topu kaptırdığı anda Galatasaray'dan kontratak yememek için faul yapıyor. Çünkü biliyor orda faul yapınca sadece faul çalacak.
Çünkü rakip yarı alanında yapılan faule verilen ceza bu!
Bir güzel istatistik daha Fenerbahçe-
Kayseri maçı. Fenerbahçe'nin yaptığı faul sayısı 21, Kayseri 18. Bu maçta ne seyretmiş seyirci? Çünkü iki teknik direktör de aynı kafada.
Oynamaktan çok oynatmama kafasında. Kayserispor teknik direktörünü belki anlarım ama Fenerbahçe gibi iki takım kuracak kadar futbolcu transfer etmiş bir Pereira'nın 21 faulle maçı öldürtmesini anlamam! Zararı kime? Fenerbahçe'ye. Kayseri zaten maçı öldürmek istiyor.
40 defa durursa maç o maçtan iyi takım lehine hayır gelir mi?
Türkiye Futbol Federasyonu ve MHK bu oyunu öldüren son moda son icat fauller konusunda bir karar alıp hakemlere ve kamuoyuna açıklamalılar.
Nasıl açıkladılar; Arkadaş artık el konusunda yorum yok; eli açıksa penaltı, kolu vücuduna yapışık, kapalı ise aynen devam.. Penaltı değil...
Burada da diyecek ki maçın 10. dakikasında bakacaksın (FİFA öyle diyor ben uydurmuyorum) takımlardan biri oynatmamak niyeti ile faul yapıyorsa artık o faulün adam öldürecek bir insanlık dışı faul olmasını ya da gelişmekte olan bir akını kesmesini beklemeyeceksin, anında sarı kartını çıkaracaksın ki bir daha oyunu kesmek için faule başvurmasın. Bunu yapmazlarsa Türkiye'de futbol seyircisi düşer!

Heyecanı alıp götürdü
Kötü niyetli faule bir örnek vereyim; Gaziantep-G.Saray maçında. Bir Galatasaray kornerinde Hakan Balta kornerde topa kafa atmaya gitti. Topu kaptırdılar. Hakan orada adamı indirdi.
O top açılsa geride Galatasaray'ın bir tane stoperi yok!
Şimdi bu yorumcularımıza göre muhteşem faul! Akıllı faul! Bana göre çok ayıp bir faul. Kornerde kafa atmaya gidiyorsan topa bunu göze alacaksın. O top açılsaydı Gaziantep seyircisi de heyecanlanacaktı, Galatasaray seyircisi de golü yiyeceğim mi? diye heyecanlanacaktı. Ama faulle heyecanın önünü kestiler. Futbol Federasyonu'nun mutlaka bir önlem alması lazım..

Aklı başına indi!

Galatasaray için şunu söyleyeyim; Mustafa Denizli neyin ne olduğunu anlamış gözüküyor. Nihayet aklını başına indirdi. Saçma sapan araştırmalardan vazgeçti. Olması gerekeni sahaya çıkarınca da sonucunu gördü.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor