31 Mayıs 2011 | Salı

Gün ışığına çıkarılsın

Bugün birinci soruyu ben soruyorum. Türk spor medyası olarak cumartesi günü öğleden sonra neredeydiniz!.. Üç Horon Kilisesi'nde çok hoş, örnek bir olay vardı. Milli takım kaptanı, Türkiye'nin ilk profesyonel boksörü... Türkiye'de boksun sevilmesinde, yayılmasında başrol oynayan Garbis Zakaryan'ın çok hoş bir kitabı hazırlanmıştı ve o kitabı tanıtmak üzere Üç Horon Kilisesi Vakfı, bir gün düzenledi, Garbis de kitapları imzaladı.
3 tane gazeteci vardı; üç emekli gazeteci: Hıncal Uluç, Hayati Telgeren ve Ergun Hiçyılmaz... Ne bir kamera, ne bir foto muhabiri, ne bir spor muhabiri vardı! Kimsenin umurunda değil, hafta sonu gazetelere baktım, hiçbirinde tek satır haber yoktu...

ÇOK ÖNEMLİ BİR KİTAP
1- Garbis hakikaten bu ülkenin sayılı sporcularından bir tanesi... Kendisi orada... Onun için bir tören yapılıyor.
Bu bir haber...
2- Bu kitabın hazırlanılmış olması örnek bir olay.
Dünyanın her yerinde ünlü sporcuların kitaplarını bulursun.
Ya kendileri yazmıştır ya birileri yazmıştır. Türkiye bu kadar büyük sporcu, efsane yetiştirdi, hiçbirinin kitabı yok. Lefter'in kitabı var mı? Ekrem Koçak'ın, Cahit Önel'in kitabı var mı? Ruhi Sarıalp'in kitabı var mı? Yaşar Doğu'nun, Celal Atik'in kitabı var mı? İki açıdan örnek bir kitap var ama Türk spor basını ortada yok! Türk spor basını hafta sonu palavra haberlerle doluydu...
Yine 1500 kişiyi transfer etmekle meşguller!..

-Maalesef, gözümüze sokulmadığı sürece, popüler bir isim olmadıkça bu tür organizasyonlar görmezden geliniyor. Bir öz eleştiri olarak bunu söyleyebilirim.
Fevkalade üzüldüm adınıza!..

-Lig bitti ama tartışmaları bir süre daha sürecek gibi görünüyor. Özellikle de Fenerbahçe-
Ankaragücü maçı ekseninde yaşananlar Telegol'de yeniden gündeme geldi ve başkan Ahmet Gökçek, Emre Belözoğlu'nun Kağan'a maçtan iki gün önce "Aldırıyorum seni buraya, sakın zorlama ha... " diye mesaj attığını açıkladı. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Sabah'ta okuduğum ve anlamakta çok zorlandığım bir haber var. Çünkü karmakarışık yazılmış. Anladığım kadarıyla ortada bir itiraf var. Emre'nin telefonuyla Kağan'a bir mesaj geçilmiş. Emre'nin telefonuyla bu mesajı geçtiğini iddia eden kişi, Emre'nin menajerinin ortağı... Ama Emre'nin menajerinin ortağı, bu mesajı çekerken, o Bebek'teymiş, Emre, İstinye'deymiş.
İstinye'deki Emre'nin Bebek'te ne işi varmış? Onu pek anlayamadım.

BÖYLE ŞAKA MI OLUR
-Gerçi Kağan'ın menajeri Ekrem Okumuş, telefonun sahibi olduğunu ve mesajları kendisinin attığını ve bunun bir 'şakadan ibaret' olduğunu söyledi!
Menajerin telefonu ise o başka bir şey. Sabah'taki haberde, 'telefonun sahibi Emre.' Emre'nin telefonuysa menajer atıyor. Ama o sırada Emre İstinye'de, menajer Bebek'te... Nasıl oluyorsa!..
Sabah'taki haber, Türkiye Futbol Federasyonu'nun soruşturması yapması gereken bir haber... Çok önemli...
Ama Ahmet Bulut ve yardımcısının telefonu ise o zaman o menajerin ve o yardımcının menajerlik lisanslarının iptal edilmesi lazım. Çünkü sadece maça şike karıştırmıyorlar, bir de Emre'nin adına gölge düşürüyorlar.
Ben sana şimdi şakadan bir şey söylerim.
Ama gazete dönmeye başlamadan evvel de 'Bülent sabahleyin söylediğim şakaydı.
Sakın onu yazma' derim. Demediysem 'Ben Bülent'e şaka yapmıştım, anlamamış' demem kurtarmaz.
Maçtan önce o kişinin tekrar mesaj atıp, 'Emre'nin böyle bir şeyden haberi yok.
Kağan şaka yaptım. Sakın ha...' demesi lazım.
Bunların hiçbiri ortada yok.
Ortadan 10 gün geçiyor, ne zaman televizyonlara, gazetelere yansıyor, "Ben şaka yaptım." Bu seni kurtarmaz.
Türkiye Futbol Federasyonu bu konuyu ciddi ciddi araştırması lazım.
Aslında geçen hafta söyledim; "Emenike olayı da araştırılmalıydı. Ama 9 milyon euro'yu kasasına koyan Karabükspor, bu olaya ses çıkarmaz" dedim. Nitekim ses çıkarmadı!.. Seni aradı mı Karabükspor'dan herhangi bir kişi? Röportajı yazan kişi olarak...
-Hayır.
Beni de aramadılar... Fotomaç'a konuşan olarak... Türkiye'nin en çok okunan gazetelerinden birinde, Hıncal Uluç, "Karabük bu olaya göz yumar" diyor, Karabük ona da göz yumuyor. Böyle bir olay dünyanın hiçbir yerinde olmaz. İtalya'da, Fransa'da, İngiltere'de oynansaydı, Karabük yönetimi de gitmişti, Fener yönetimi de gitmişti.
Emenike de gitmişti!.. Çok ağır cezalar verirlerdi.

KAĞAN AÇIKLAMA YAPMALI
-Aslında olay maç öncesi gerçekleşmesine karşın, atılan mesajlar yeni yeni konuşuluyor.
Şöyle düşünelim: Bu mesajın fotoğrafları var, gazetelerde...
Seninle benim aramdaki mesaj senin telefonunda kayıtlıdır, bir de bende kayıtlıdır. Mesajı atanın bu mesajı gazetelere vermesi mümkün değil. Vermez.
Bu mesajı açık seçik medyaya veren kişi Kağan.
Sevgili Kağan kardeşim, niye bu mesajı alır almaz yönetimine, antrenörüne, teknik direktörüne, medyaya gitmiyor da bugün gidiyor?
Belki de mesaja inanıyor.
Diyor ki 'Ben bu maçta oynamazsam Fenerbahçe'ye transfer olurum.' Lig sezonu bitiyor, Fener şampiyon oluyor, transferler başlıyor. Kağan, Fenerbahçe'den teklif bekliyor. Fenerbahçe'den teklif gelmeyince de mesajı medyaya götürüyor. Bunların hepsini tırnak içinde söylüyorum ben.
Bu çok yanlış bir komplo teorisi mi olur? Akla gayet mantıklı gelmez mi? Şimdi Kağan'ın çıkıp bu mesajın niçin bugün açıklandığını inandırıcı, mantıklı bir şekilde kamuoyuna açıklaması lazım.

BELGELERİ SAVCIYA VERSİN
-Maçın oynanmasının ardından mesaj iddiaları yine Kanaltürk'te konuşulmuş ancak o dönemde fazla üzerine gidilmemişti. Ama Gökçek'in açıklamalarıyla birlikte yeniden gündeme oturdu. Ayrıca Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş da tartışmaya katılmış, Trabzonspor'un hakkının yendiğini söylemişti.
Bunların hepsinin federasyon soruşturmasında gün ışığına çıkması lazım. Yoksa bu gölge, Kağan'ın üzerinde de kalır, Emre'nin üzerinde de kalır, menajerler üzerinde de kalır, Fenerbahçe yönetiminin üzerinde, Aziz Yıldırım'ın üzerinde kalır. Herkesin üzerinde kalır. Bunun için bu konunun soruşturulması lazım.

-Göktaş, aynı programda, elinde başka futbolculara gönderilmiş mesajlar da olduğunu ve eğer savcılık bu işin peşine düşerse o mesajları da ileteceğini ifade etti.
Milletvekili bunların niye hepsini açıklamıyor? Milletvekilinin korkusu mu var? Sen açıklarsın savcı da harekete geçer. Ya da sen elindeki belgeleri götürür savcıya verirsin 'İşte belgeler bunlar' diye...
Dedikodu tarzındaki bir lafla savcılar harekete geçerse Türkiye'de kimsenin kıpırdama özgürlüğü kalmaz.
Çünkü bu ülke zaten dedikodu kaynıyor.

FENERBAHÇE TV'YE DÖNDÜ
Şenol Güneş ile Lig TV arasında sezon içinde başlayan gerginlik devam ediyor. Lig TV, herkesin açıklamalarını merakla beklediği Güneş'in basın toplantısını yayınlamadı
.
Lig TV ile herkesin arası açılır. Şenol Güneş'in basın toplantısını, Lig TV'nin yayınlamayışı gazetecilik adına, meslek adına bir yüzkarasıdır.
NTV Spor'un da yayını nı kesmesi çok ayıp oldu.
NTV'nin kendisi bölümler verebilir ama NTV Spor bu kadar önemli bir basın toplantısını nasıl keser? Ne yayınlıyorsun ki? Arkadan Barcelona-Manchester United maçı başlıyor olabilir. 'Kusura bakmayın.
Wembley'e dönmek zorundayım' dersin ve yayını kesersin.
Arkada bir şey yoksa ve kesersen yayını bunu izah etmekte güçlük çekersin.

YILDIRIM OLSAYDI
Ben o zaman NTV Spor'a sorarım; Trabzon şampiyon olsaydı ve Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman bu basın toplantısını yapıyor olsaydı, NTV Spor yine kesebilir miydi acaba yarısında?
Yüzlerce Galatasaraylı'nın, Lig TV üyeliğini kestiğini ben biliyorum. Ve bunların bazılarına şahit oldum; "Fenerbahçe televizyonuna dönen Lig TV ile ilgimi kesiyorum.
Lütfen bunu yazın hanımefendi" dediler telefonda karşısına çıkan görevliye... "Lütfen bunu yazın ki niye iptal ettirdiğimi Lig TV'yi yönetenler bilsin!" 'Galatasaray'ın iddiası kalmadığı için değil; bu televizyon, Fener televizyonuna döndüğü için...' Bunu ben de söylüyorum, hâlâ da iddia ediyorum. Sevgili Şansal (Büyüka) kızmasın. Lig TV'nin sunucuları ve yorumcuları, Fenerbahçe televizyonu çalışanı gibiydi sene boyunca...
Melih Şendil'e teslim edilmiş. Melih Şendil orada bildiği gibi at oynatıyor. Melih Şendil, Fenerbahçe'ye amigoluk yapacak kadar iyi bir Fenerbahçeli!.. Coşkulu bir Fenerbahçeli ve de maçı anlatırken coşkusunu hissediyorsun zaten.
Lig TV anlayış olarak genelde yanlış.
Yani 'Ben alenen büyük takımları tutuyorum' diyor!

DEKODERLER GERİ GİDİYOR
Galatasaray kiminle oynarsa oynasın orada bir Lig TV sunucusu var, karşısında da Bülent Korkmaz var! Galatasaray'ın ünlü kaptanı...
Peki öbür takım adına kim konuşacak?
Niye bütün Galatasaray maçlarında Bülent Korkmaz konuşuyor?
Fenerli biri otursun konuşsun o zaman... Tarafsız olur hiç olmazsa.
Galatasaray-Gaziantep maçının yorumcusu Bülent Korkmaz. Antep'in yorumcusu nerede? Yok. Galatasaray-
Manisa maçının yorumcusu Bülent Korkmaz.
Manisa'nın yorumcusu nerede? Yok.
Fenerbahçe maçında Fenerli yorumcu, Beşiktaş maçında Beşiktaşlı yorumcu oturuyor ama Anadolu takımlarının yorumcusu yok ortada...
Zaten Lig TV 'Ben büyüklerin televizyonuyum' diyor. Ve onlara göre de büyüklerin büyüğü Fenerbahçe olduğu için de Fenerbahçe'nin televizyonu oluyorlar otomatik olarak!..
Lig TV'nin tarafsızlığını gerçekleştirmesi ve gerçekleştirdiğine de seyirciyi inandırması lazım. Yoksa daha çok dekoder geri gider.

YATTARA'YI KULLANMADI
Tr
abzon cephesinden gelen tepkiler için neler söyleyeceksiniz? Trabzonlular kentlerinde ve Taksim'de protesto yürüyüşü yaptı. Teknik direktör Şenol Güneş sert bir basın açıklaması vardı. İş işten geçtikten sonra bunları konuşmanın kime ne kadar faydası olacak çok merak ediyorum. Daha önceden de söyledim. Fenerbahçe her şeyi yapmış olabilir.
Diyelim ki 'Yaptı.' Sana 9 puanı kim kaybettirdi? 9 puan öndeki bir takım eğer şampiyonluğu kaybediyorsa sadece rakibi itham ederek bundan sıyrılamaz. Şenol Güneş kendi yaptığı yanlışları da anlattı mı! Kendi öz eleştirisini de yaptı mı!
Şimdi örnek vereyim ben sana: Aykut Kocaman, Alex gibi bir adamı oynatmadı. Devre arasında Santos zehir zemberek bir açıklama yaptı Aykut Kocaman için... "Alex ile arasında ne var bilmiyorum" diye. O kadar aleniydi durum. Sonra Aziz Yıldırım dedi ki "Ben emir verdim.
Alex'i oynatmaya başladı..." O Alex ki, Fenerbahçe'yi şampiyon yaptı.
Şimdi Trabzon'da Alex'in karşıtı olabilecek bir adam var; Yattara... Trabzon, Yattara'yı ne yaptı? Başından sonuna kadar... Çünkü Trabzon'da devre arasında müdahale eden Aziz Yıldırım da yok. Şenol Güneş, Yattara'yı harcadı. Ben İstanbul'da seyrettim. Tek başına Galatasaray'ı yendi adam. Tek başına maç alabilecek güçte bir adam. Şenol Güneş elindeki çok az sayıdaki adamın kıymetini bilemedi.

TEOFİLO'YA GÖZ YUMDU
Bunlar çok kötü huylu, karaktersiz şöyle böyle olabilir.
O zaman bünyede tutma, gönder. Bünyede tutuyorsan köprüyü geçene kadar 'Ayıya dayı' de adamı kullan... Şenol Güneş, Trabzon'un en kritik adamlarını kullanamadı. Teofilo'nun gitmesine göz yumdu. Devre arasında ara transferde aldıklarından bir şey çıkmadı.
Yani Fenerbahçe'ye yüklenmek, Trabzon'daki yönetimsel hatalarını kamufle etmek içinse ben o tezgâha gelmem. Madalyonun bu yüzü ayrı, o yüzü ayrı... Fenerbahçe şampiyon olmak için sahada da saha dışında da çok şeyler yapmış olabilir.
Peki; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan yararlanıyor da Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, Trabzonspor'un eski başkanı, Spor Bakanı Faruk Özak'tan neden yararlanmıyor mesela!.. "Efendim biz centilmenlik yaptık!" Sen centilmenlik yaptıysan centilmenliği devam ettir. Kazanılmış şampiyonluğa çamur atma!..









Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor