11 Kasım 2016 | Cuma

Zarif adamlar

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta'nın konuşmalarına bakıyorum.
Alışık olmadığımız zarafetin içinde isyan ediyor. Haksız mı? Hayır!
Her sezon aynı film.
"İstanbul'da ölüm!" Her yıl katledilen bir takımın sorumluluğunu almak kolay mı?
İnsanlığın kimyasında olan bir gerçektir, haksızlığa suskun kalmamak. Ortada takımına çevrilmiş bir silah varken hele! O yüzden tepkilerin zarif olanına özel parantez açmalıyız. Ceza kutusu değil!

***

Hakemlere gelince.
Hakemlerin kirlenmesine imkan tanıyan ve hakemler için en yürekli biçimde tepki gösterenlerin cezalandırıldığı bir düzende hakemlerin ödüllendirildiği ortadayken.
Hakemler bu avantajlarını güç gösterisi, düdüklerini de silah olarak kullanacaktır.
Belli ki ekipmanları kuvvetli. Yoksa bu kadar cinayeti nasıl işleyebilirler ki!

***

Sadece hakemler değil.
Kulüp başkanları, yöneticiler, imparatorlar, krallar eleştiriyle barışık yaşamayı öğrenecekler.
Kazanınca kahraman olanların, kaybedince figüran pozları takındığı bir düzende, sorulardan da korkulmayacak, yazılanlardan da.
Futbolu adaletin infilakı haline getirenler önce aynaya bakacaklar.
Bunu en iyi biçimde milli takımdaki tartışmada görmedik mi?
Bir günde ne değişti de, birbirlerine şeref konulu göndermeler yapanların duyguları gelişti?
Merak etmeyin bir Kosova galibiyeti kahramanlık öykülerini yeniden başlattr.
Aile içi mutluluk prim yaparken!

***

Bazı adamlar vardır iliklerine kadar mücadele ederken heykel gibi durur, kendisine yapılan haksızlığı da o haksızlığı yapanların yüzüne vurur.
Benim için milli takımdaki en gururlu isim Yalçın Ayhan.
Milli takımdan yıllardır men edilen gerçek bir savaşçı.
Sahada harikalar yarattı, ağzıyla kuş tuttu, şapkadan tavşanlar çıkardı, nihayet fark edildi.
Şimdi kendisini yok sayanları mahcup etmenin gururunu yaşıyor.
Emek ve direnişin karşısında hiçbir güç duramaz. Başparmağını aşağıda tutan imparatorlar bile!

***

Şimdiden derbinin atışmaları sürerken, düne kadar yerden yere vurduğumuz Fenerbahçe'nin, yerinde saydığı günleri, şimdi dev adımlarla alma gerçeğine bir göz atalım.
Sezon başından beri futbol sınavına tutulan bir takım için, sezon başındaki depremi omuzlamanın gururunu teslim edelim. Fenerbahçe böyle ani dönüşleri sever diyelim.

***

Abdullah Avcı'nın hafta içindeki konuşmalarına baktım da gerçek bir simyacı.
Kullandığı cümlelerdeki akademik tanımlamaları da iyi tahlil etmek gerek, yarattığı mucizeyi de.
Ama ne acıdır ki, bu ülke ruhsal hastaları gündeme oturtmaktan böyle değerli insanların hakkını vermeye zaman bulamıyor.
Ne diyelim futbolda bitirimliğin ve zorbalığın kontenjan boşluğunu başkaları doldursun.
Adamlık tarafını da Abdullah Avcı gibileri.
Belki zaman içinde diğerleri puan olarak Başakşehir'i yakalayabilir ama.
Abdullah Avcı'nın üslubunu yakalamak herkesin harcı değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor