07 Eylül 2016 | Çarşamba

Gülümseme fotoğrafı!

Milli takımın Hırvatistan maçından kalan iki gerçeği vardır.
Birincisi fırsattan istifade etmek.
Seyircisiz ve kaliteli bir rakip karşısında bunu başardık.
Kazanılan 1 puan rakibin kaybettiği 2 puanın yanında altın değerindedir.
Çünkü o rakip grubun favorisidir.
İkinci gerçeğimiz gençlik rüzgarını başkaldıran bir takım gerçeğine dönüştürebilmek.
Talih yanımızdaydı.
O yüzden bu beraberliği methedecek kadar bonkör, bu beraberliği yerecek kadar da insafsız olamayız.
Her şeye rağmen milli takımdaki cesaretli bir gençlik ve direnç kokan değişimi.
Sahanın ortasında geviş getiren etiketli futbolculara tercih ederim!
Meselenin özeti: Herkes ilk ödevini yaptı, sonraki sınavlara da hazırlanırlar!

***

Futbola verilen arada sadece transfer konuşuldu.
Transferlere bakılarak şimdiden şampiyonluk mücadelesi bile Beşiktaş ve Galatasaray arasında pay edildi.
Bazen sezon sonlarına tuhaf bir pusu olur böyle görkemli transferler.
Dışı yaldızı içli paslı teneke gerçeğini yansıtır gibi.

***

Fenerbahçe'nin geçen yıldan güçsüz hali, şampiyonluktan muaf yorumlara sebep oluyor da.
Geçen yılki haliyle kazanamadıklarını, bu sezon kazanma ihtimalini de hesaba katmak gerek.
Ama gerçekleri de inkar etmeden!

***

Futboldaki hiçbir sonuç.
Fenerbahçe'nin yükselen başını eğdiremez.
Ama ya bu meselenin dışındaki gerçekler?
Fenerbahçe sezonun ilk maçını 8 bin kişiye oynuyor.
Taraftarı Fenerbahçe tribünlerinden uzaklaştıran küskünlüğün önünü kapatmak için, saha içindeki kalitenin ve mücadelenin katlanması gerekiyor.
Bütün futbolcular bu sezonun, "büyük bir aile gülümsemesi için" buna mecburlar!

***

Gerçeklere bakıyoruz.
Gidenlerle açılan gedikler, gelen bir adamla kapanır mı?
Veda ederken Fenerbahçe aşkına ağlayan Sow'in gelişi, "tempo tutulacak futbolcular" mevsiminin açılışıdır.
Sow çok şeyin sebebi olacaktır.
Ortalığı toplayan yürekli bir işçi olarak da! Rakip savunmayı dağıtan özel biri olarak da.

***

Sezon başındaki içtimada varlığını hissettiremeyenler ne olacak?
Takımın sorun üssü; orta alan!
Ama takımın teknik patronu "ben bu işi çözerim" diyorsa.
Yabancı bir şahide "şimdilik" inanmak zorundayız.
Teknik direktörün verdiği umutlarla gördüğümüz gerçekler arasındaki uçurumun boşluğunu doldurmak o kadar kolay olmasa da!

***

İzinde olduğum süre içinde yarım kalan cümlelerim vardı da, yazımın sonunu o cümlelerle tamamlamak istiyorum.
Fenerbahçe'yi seviyorum.
Ülke sevdasında ve haksızlıklarda inandıklarını savunma biçimini seviyorum Fetö'nün koynunda uyuyanlara karşı gösterdiği dirençle uyandırdığı saygıyı seviyorum.
Soysuzluğun arkasındaki hastalıklı gölgelere karşı güneş gibi parladığı için seviyorum.
Her şeyden önemlisi.
Bir futbol kulübünden çok daha fazla şeyleri ifade ettiği için seviyorum.
Var mı itirazı olan?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor