Başlangıç testi pozitif çıktı

Fenerbahçe'nin ligin ikinci yarısına başlangıç testi pozitif çıktı.
İlk yarıda sorunlar yaşadı.
Beklenen baskıyı kuramadı.
Orta alanda komuta ve mücadele yokluğunu hissetti. Çok adamlı Eskişehir savunmasını aşmakta zorlandı.

***

Bu takımın en güçlü kurgusu iki ön liberolu ve çift stoperli garantili düzeni. Amaç sadece savunma olunca plan tutuyor.
Ama orta alanda aksama olunca, rakibe topla oynama imkanı doğması bir yana, asıl mesele Fenerbahçe'nin kuramadığı baskı oluyor.
Ne zaman ki sahanın en silik ismi Ozan Tufan dışarı alındı.
Geçmiş maçlardaki bütün doğrular güncellendi.
Geri dönüşler hızlandı.
Fark da böyle geldi.

***

Sahadaki en özel adamdı Markoviç. Elit futbolcu kalitesiyle işçiliği birleştirdi.
Tek kişilik bir forvetin çok kişilik gücünün yansıması gibiydi.
Topla buluştuğunda takımının bindirme hızını ikiye katladı ama Fernandao ve diğerleri bu hıza eşlik etmekte geç kaldı hep.
Gecenin resim bölümündeki kareler ona ait.

***

Ve Van Persie...
Eğer zemin bahane edilerek 70. Dakikada oyuna dahil ediliyorsa, dünyanın en sert takımlarına ve tabiat şartlarına karşı mücadele vermiş bir adama ayrıcalık mı sağlanıyor?
Yoksa haksızlık mı yapılıyor?
Bu takımın topsuz oynayan en özel adamı.
Futbolun sihrine adanmış bir isme saygıda kusur etmeyelim.
Çünkü bulunduğu dakikalar içinde o sihre kusur etmiyor.

***

Kjaer'i de işaret etmeliyim.
Bu takımın savunmadaki kalbi.
Duruşu ciddiyeti emniyet kilidi.
Üstelik hep diri.

***

Gecenin en tartışılacak ismi hakemdi. Rakibin bileğine basan adam Mehmet Topal, kırmızı kartı gören Eskişehirli Alpaslan.
Fenerbahçe'nin ilk yarının son dakikasında kazandığı penaltı da garipti.
Ama daha öncesinde verilmeyen gerçek bir penaltı var.
Bizim ülkemiz niye böyle?
Bir hakemin cinayetini örtbas etmesi için, yeniden cinayet işlemesi mi gerekiyor?