29 Eylül 2015 | Salı

Mazeret!

Böylesine görkemli bir kadro kurduğu için, hakem eleştirilerinden muaf mı sayacağız Fenerbahçe'yi?
Hayır. Ama hatayla cinayeti birbirinden ayırmalarını rica edeceğiz.
Ayrıca bu ülkede hakemler yöneticiliğin ecza dolabıdır.
Herkes kendi pansumanını kendi yapabilir.
Ama Pereira'ya kol kanat germek için zaman tüneli inşa edenlere gerçekleri de işaret edeceğiz.
Ayaklarını değil dilini konuşturan Nani'ye alkış tutulmasına itiraz edeceğiz.
Fenerbahçe'nin yediğinden çok atması gerektiği gerçeği, yöneticilerin önüne konacak.
Ve kaybedilen maçın tek sorumlusu hakem olmayacak! "Fenerbahçe'nin büyüklüğünde bu kadar küçük sızlanmalara yer yoktur!" diyeceğiz.
Ve soracağız. "Daha kaç mazeret kurban edilecek?
Pereira için!"

Van Persie'nin sevimsiz biçimde Pereira'ya uzanan elinden, bütün futbolcuların gözüne yansıyan hükümsüzlük, Pereira'nın saygınlığından neler almıştır acaba?
Bir teknik adam ve futbolcunun aynı sevdaya taraftar olmadığı sahneler, yenilgi kadar etki yaratır.
Yöneticilerden Pereira'ya; Van Persie'yle kıyamet çıkmazına sürüklenmesinin hesabını sormalarını rica edeceğiz.
Elbette yıldız oyuncu olmanın getirdiği ayrı bir hava vardır da...
Gerçek yıldızlığın etiketle değil, yürekle bağlantılı olduğunu da by Van Persie'ye hatırlatacağız.
Kusurumuza bakmasın.

Egemen'in gidip, Alves'in takımda kalmasındaki "haksızlık dekoru" es geçilecek.
Sow'un gidişiyle kazanılan parayla, Kjaer'le kaybedilen para arasındaki çelişki bizi ilgilendirmeyecek.
Ama bu takımın ligi silip süpürmesi gerektiği de inkar edilmeyecek.
Fenerbahçe'nin ruhunda tütecek olan mücadeledir futbol.
Yöneticilerin dilindeki mazeret cümleleri değil.

Sebebi futbol olmayan sonuçlar ülkesinde yaşıyoruz ya....
Aslında hiçbir şeyin değeri yok.
O kadar hızla kirleniyoruz ki.
Beyazlığın da hükmü yok artık! "Yeter artık! Bir şeyler değişmeli" desek, hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyoruz.
Ama yine de doğru bildiklerimizin arkasında durmaktan vazgeçmeyelim.
Özellikle cahil futbolcuları işaret etmekten.
Osmanlıspor'da Musa Çağıran.
Trabzonspor maçında rakibine sarı kartlık hareketi yaptı.
Hakem kendisine iltimas geçti ama hemen ardından hakeme dilini uzatınca sarı kartı gördü.
Yetmedi. Hakeme kafa atma pozisyonu aldı ve kırmızı kart.
Sonrası biçare Musa!
Hakeme yalvardı.
Küçülme Musa!
Sahanın içinde kabalıkla düşüp kalkacağına!
Futbolda nasıl gösteriliyorsa adam gibi duruş.
Onu göster de bari!
Adam gibi çık git.

Avrupa'da bir dönem sarı kart görenler bin euro, kırmızı kart görenler 3 bin euro'yu yardım derneklerine bağışlıyordu.
Kırmızı kart görenlerin lösemili çocuklara 5 bin euro bağışlamasını önersem bana gülerler. "İnsanlara hayat bağışlamak çirkinlikleri bağışlatır" desem de hükmü yoktur.
Utancın bir gururu vardır bu ülkede!

Paha biçilmez!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor