02 Haziran 2015 | Salı

Abdullah Avcı

Futbolun teknik direktörleri farklı kılan gerçekleri vardır.
Özel isimleri öne çıkartır.
Kimsenin hakkını yemeyelim.
Ama Başakşehir için Avrupa'ya bilet kesmek.
Galatasaray'ı şampiyon yapmaktan daha zordur.
Kendini sağlama alma duygusuna inat, olmazları olur yapma duygusunun mimarlığıdır bu.
Gururu Abdullah Avcı'ya ait.

Diğer kulüpler tarafından "ikinci el varsayılan" futbolcularla kurulmuş bir takımın başında durup, taraftarı sayılı takımı Avrupa yolcusu yapabilen bir teknik adam, sezonun başyapıtına imza atmış demektir.
O yüzden Abdullah Avcı'nın bu sezon gösterdiği başarı "tırnak içine" alınmalıdır!

Eğer meselenin içinde çalışma disiplini, emek ve bilgi varsa.
Sevgi ve saygının otoritesinde kusursuzluk yoksa.
Kendini geliştirmiş bir adamın başarıya ulaşması da kaçınılmaz oluyor

Abdullah Avcı, futbolun doğasına olduğu kadar, insanlığın doğasına uygun hareket eden biri olarak ne maçlardan sonra sızlandı.
Ne başarısını abarttı.
Takımını adam gibi yönetti, sahanın kenarında adam gibi durdu.

Yaratılan fırtınada bile mağrur duruşunu hiç bozmadı.
Milli takımın başına geçtiğinde "potansiyel hedef" haline getirilen bir adama karşı kalleşliği oynadı zaman.
Ona rağmen milli takımda kendisine karşı elele verenleri...
Sakat ayağına yatanların koyun koyuna işbirliğini bile umursamadı.
Çünkü Abdullah Avcı gibileri için hayat hep satırbaşı.
Onlar onarmaktan bıkmaz.
Yeniden yaratmaktan da.
Onlar yaralarını sever.
Yeni bir sayfa açmaktan da asla gocunmazlar.

Bilinenden sihirlidir Abdullah Avcı.
Bilinmeyenden özel.
Bir futbol kulübünün sadece takımını yönetmek için teknik direktöre ihtiyaç duyması yeterli değildir.
Abdullah Avcı kulübün geleceğini belirlemiş...
Kulübün ticari hesaplarını altüst etmemiş...
Bilimsel bakışını da ortaya koyabilmiştir ki...
O yüzden sonuç kaçınılmaz olmuştur.
Bütün kulüplerin örnek alması gereken bir duruşun simgesi olarak.


Avrupa kupalarına katılımının ondaki ifadesi; gelişim.
Abdullah Avcı elindeki kadroyla hiçbir zaman zayıf görünmedi.
Büyük düşlerin önünü açarken, futbolcularına da kendindeki güveni verdi.
Futbol ve futbolcu arasındaki ilişkinin sadece 90 dakikalık mücadelede veya idmanlarda ortaya çıkan bir gerçek değil.
Sevgi, saygı ve disiplin olduğunu bilen birine.
Futbol da hakkını verdi.

Futbolun içindeki gerçek sporseverin en çok konuştuğu.
Ama televizyonların en az konuştuğu adamlardan biridir Abdullah Avcı.
Spor programlarında sporun konuşulmadığı bir ülkede bunlar olağan.
Onların senaryolarına uygun olmamak da bir gururdur.

Yazdıklarım gerçek bir futbol adamına saygıdır.
Sezonun en başarılı ismine.
Sesinin yankısı bile zarif adama.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor