20 Ocak 2015 | Salı

Biz istemesek!

Ülkenin en işlek caddeleri futbol kulüplerinin adresine çıkar.
Dünya onlara döner!
Öğretmenler semt pazarlarında sebzeler ucuzlasın diye akşam saatlerini bekler.
Maden işçileri kömür karası bir hayatta sadece sağ salim evine dönmeyi umut eder.
Bunları yazdığımız zaman yoksul edebiyatı derler.
Oysa emek insanın kardeşidir.
Akıl da sağlığıdır.
Yıllarca "ahmak transfer partilerine" katılanlar için, şimdi ağlama mevsimi.
Çirkinlikleri nadasa yatıranlar.
Paralarını asalaklara yatıranlar.
Sadece kulüplerini batırmaktan değil, sporcu ahlakını da yan yatırmaktan suçludur.

***
Bir futbolcu utanmadan harcamadan "Ben yatarak paramı alırım" diyor da, yıllardır bunu alışkanlık haline getiriyorsa.
Üstelik bu para 1 milyon 100 bin euro'ysa.
O futbolcunun ahlakını sorgulamak için geç kalınmıştır.
Böyle futbolcu yolcu edilirken ona söylenecek son söz. "Giderken yanına biraz haysiyet al da git!" demek olacaktır.
Böyle bir asalaklığa yıllarca göz yuman ve bugün ağlayan yöneticilere gelince.
Onlar için bizlere düşen. "Uyanın da balığa gidelim" demektir.

***
Taşeron krallar dünyasında futbolun da kendine yakışan gerçekleri vardır.
Yaygara koparmak, tribüne oynamak, hoplamak zıplamak gibi ucuz gerçeklere bu ülkede yöneticilik derler.
Onların kitabında futbol efendilik oyunu değildir artık. "O devirler geçti" derler.
Tanınmış bir sima olmak her şeye bedeldir!
O bedeli de tahsil edilen gerçeklerle öderler!
Kuyruk acısını anlatan cümlelerle mesela! Sadece yan gelip yatanlar değil.

***
Ahlaksızlığın yerçekiminde el üstünde tutulan futbolcular, cehalet sanatının nadide eserleridir.
Onların kendi kültürü vardır.
Ekmek çalanların hapiste yattığı bir ülkede emek çalarlar da alkışlanırlar.
Ellerinden öpülür şeytanlıklarının.
Sahanın ortasında her haltı yerler.
Saha dışında muhbirlik ederler.
Steril ortamlarda bulunmak onları rahatsız eder.
Kendilerini göstermeyen aynaları vardır, asla gerçekleriyle yüzleşemezler. Söyleşilerinde kullandıkları cümlelere bakın.

***
Birbirinin karbon kopyaları!
Yalanın hası onlardadır!
İçlerinde sosyal konulara duyarlı olanları parmakla gösterebiliriz.
Diğerlerinin masalarında karanfillere de yer yoktur.
İnsani değerlere de.
Sıradan bir çoğunlukta kendileriyle gurur duyanların, çocuk çığlıklarını ve gerçekleri duyması mümkün değildir. Böyle futbolcuların ve yöneticilerin ülkesinde, bütün iş toplumda bitiyor aslında.

***
Ama sadece gözler değil, akıllar da seyir tutsağı.
Gerçekten sorgulamayı öğrenebilseydik.
Çok şeyleri değiştirebilirdik bu ülkede. Ne yazık ki… O futbolcuları besleyen hisler.

***
Bizim hislerimiz!
Kullandıkları cümleler.
Bizim seslerimiz!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor