Doğum!

Futbolsuz geçen bir haftada, ilk yarıdan kalanları topladım.
Ligin ilk yarısı bende iki kelime "Seyircisiz film!"
Ve ligin ilk yarısında öğrendiğim en anlamlı gerçek. "Bazı hakemler futbolun derin devletidir!"

Tribünleri boş tutanlara kimse kızmasın.
Onlar yoklukları hissedilirken, futbolun kendileri için üzülmesini sevdiler.
İçlerindeki aşka mahsuben!

Öznemiz futbol ama.
Cümlemiz tahammülsüz.
Mizah duygumuzu bile kaybettik!
Artık ağlanacak halimize gülüyoruz.
Ne kıymet-i harbiyesi kalmış değerlerin.
Ne eski zaman terbiyesi.

Paso değil hafıza kartı zorunluluğu getirilmeli futbol maçlarına.
Çünkü şimdiki zamanın hastalığı unutmak!
Açılımını yaparsak.
İşine gelmeyeni hatırlamamak!

Yerli futbolcu kardeşlerimize bir sorun bakalım, müzikte kimleri dinliyorlar?
Sinemaya hangi film için gidiyorlar?
Ve hayatlarında kaç kitap okumuşlar?
Teknik adamlara sorun bakalım.
Maçtan önce birbirlerinin elini sıkmaktan başka sportmenlik adına bildikleri başka bir şey var mı?
Kendi çıkarlarının sırnaşık sarmaşıkları olarak!

Erkan Zengin'i istediği kulübe vermeyen Eskişehirsporlu yöneticilere baktığım zaman. "Demek ki" diyorum, "başlık parasının bu ülkenin topraklarından çekip gitmesi mümkün değil."
Yöneticiliğin kelepçesine paha biçilmiyorsa.
Madem öyle ağzını da bağlasınlar futbolcuların.
Bu köle pazarında!

Cüneyt Çakır dünyanın en iyi 10 hakeminden biriymiş.
Orhan Pamuk da Nobel aldı bu dünyada!
Ve Birleşmiş Milletler de insan haklarında teflon tava gibi!
Bilmem anlatabildim mi?

14 yabancı futbolcuya kucak açmanın tıbbi ifadesi.
Suni teneffüs!
Yerli futbolcular için.
Ördek suya daldı zil çaldı!

Bu topraklarda futbol da bitmez!
İnsanlık da.
Yeni jenerasyon falan deyip, dejenere olmanın önünü açıyorlar ya.
En büyük tehlike çirkinlik üretiminin önünü açmak!

Bir spor karşılaşmasını izlemekle alınacak keyfi, küfür ederek alabildiğini zannedenler için bir hafta cenaze evi gibi geçmiştir diyeceğim ama.
Basketbol maçları ne güne duruyor!
Küfür kıyamet ve bilenmiş bıçaklarla maçı katletmek varken!

Düşmanlık lekelidir.
Dostluk kimsenin tekelinde değildir.
Kendi takımlarının sevdasını göğüsleyen, Bela denizlerine baş eğmeyen.
Ve eski fotoğrafların içinden geleceğe el sallayan güzel insanlarla.
Ligin ikinci yarısına doğmak üzere!