07 Ekim 2014 | Salı

Utancın zirvesi

Tarihin en çirkin lig düzeni yaşanıyor. Tribünler boş, heyecan deniz seviyesinin altında.
Hakemlik utancın zirvesinde!
Ve böyle bir ülkede mumla arayıp bulduğumuz güzelliklerle avunuyoruz.

***
Bazı galibiyetler sadece 3 puan değildir. Kazanma ruhunu sonuçtan üstün görmek gerekir.
O yüzden Fenerbahçe'nin Konya karşısındaki ikinci yarı mücadelesinin, lig sonu hayalleriyle de, hakemlerle ve arkadaşlık bağlarıyla da ilgisi çoktur.
Çünkü bu ülkede zamanın da niyeti bozuk, düdüklerin de.
Fenerbahçeli Bekir'in kırmızı kartına laf yetiştirenler, Kayseri Erciyes maçında Melo'nun insanlık dışı tekmesine kırmızı kart göstermeyen hakem Mustafa İlker Coşkun'un posterini assınlar duvarlarına!
Cüneyt Çakır posterinin yanına yani!

***
Neyse ki hakemlerin yenilgisiyle kapanmış gecelerden kalan özel adamlarımız da var. Slaven Biliç… Elindeki kısıtlı kadroyla her derde her sevince koşan mahallenin en kral abisi.
Maçları oynayacak stadı bile olmayan sürgündeki kral.
Futbol maçlarını bazen çocuk şenliklerine çeviren, içindeki çocuğu öldürmemiş özel bir teknik adam.
Geçen hafta Eskişehir maçındaki lehine cinayeti işaret ettiği gibi, Balıkesir maçından sonra da adam gibi durdu. "Ersan Gülüm atılmalıydı!" Ersan Gülüm'ü sahadan atmayan

***
Deniz Çoban da utansın!
Böyle hakemlere maç verenler de.
Mersin-Bursa maçını yöneten Barış Şimşek'e bakın.
İithal kasap Bursalı Civelli, Mersinli Marco Futacs'ın arkasına geçmiş, saniyede 3 yumruk atıyor.
Penaltı ve kırmızı kart.
Barış Şimşek fotoğraf karesinin içinde ama adaletin dışında!
Görmek için bakmıyor çünkü!
Ama Türk futbolu böyle hakemlere gözü gibi bakıyor!

***
Yolumuzun üzerinde doğrulara rastlıyoruz bazen.
Takım olmak kolay iş değil, bunun için bilgi, birikim ve dünyaya açılan pencereden bakabilecek göz gerek.
Abdullah Avcı gibilerinin değerini anlamadıkça Türk futbolunun önünün açılması mümkün olmayacak.
Bakınız Başakşehir.
Zamanın kimi haklı çıkaracağını da göreceksiniz, büyüklüğün sükseli kartvizit ve transfer bonkörlüğünde olmadığını da...

***

Karabük'te maç bittikten sonraki Halilodzic fotoğrafı, bir maç kaybettikten sonra "her şeyini kaybetmiş" adam görüntüsüydü.
Herhalde transferde aldırdığı futbolcuları sayıyordu o sıra. "…19, 20, 21, 22, 23..."
Kulübede temsil ettiği görüntünün alt yazısını da biz yazalım. "Taksi bulamadım hala yoldayım!"
Futbolcularını ihanetle suçlamak için beklediği zamana mahsuben!

***
Görünen bir şey varsa... Yolumuz yol değil ama yürünecek başka yol yok.
Mesele; yolun üzerindeki ahlaksızları, emek hırsızlarını, iltihaplı düdükleri temizlemek.
Ama bunun için asla ümidim yok!
Çünkü bu yolda dişleri kamaşan yolcu da çok!
Onlara arsızca rehberlik edenler de.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI

TÜM YAZILARI
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor