Başarısız oldun

Fenerbahçe TV'de her gün Aziz Yıldırım'ın ne kadar iyi başkan olduğu anlatılıyor. Tesislerden, ısıtma sistemlerinden bahsediliyor. Köşelerde veya kanallarda bu vurgular yapılırken, söz 'vefa' üzerinde noktalanıyor.
18 yıllık başkan'a 'git' denilmezmiş, görevi bırakması istenmezmiş.
Öncelikle Sosyal Bilimciler'in, 'istifa' serzenişi ile ilgili analizini söyleyelim.
Birisine 'istifa' diye bağırıyorsa birileri, aslında 'git' demiyor, gerçekte "Biz bu durumdan memnun değiliz, düzelt" vurgusunu yapıyorlar. Tepkiyi alan kişinin yapması gereken doğru yorum bu. Aziz Yıldırım da bunu, böyle değerlendirmeli.
Yaptıklarıyla gündem oluşturmaya çalışıp, bugünkü tükenişi açıklayamaz.
Çünkü kimse "yapmadın" demiyor kendisine. Ama süreçte başarısız oldun.
En kötüsü de düzeltebileceğine artık inanılmıyor.
Başarılı teknik adamları göndermek, "Onlar değil, ben yaptım" demekle, başarıyı üstlendiğin gibi, bugünkü maddi ve manevi çöküşün de sahibi oldun.
Divan Toplantısı'nda Vefa Küçük'e "Başarılı" dedirtmekle veya geçmişi anlatmakla, bugünü ifade edemezsiniz.
Çünkü Fenerbahçe sosyal açıdan da, mali olarak da, sportif performansta da diplere doğru gidiyor.
'Ayrımcılık' yaparak ancak koltuk sağlama alındı. Ancak tribünler bile bölündü.
"Benim istediğim gibi bağıranlar gelebilir" mantığıyla, taraftarı Fenerbahçeli olmaktan çıkarıp, sadece kendini destekleyenler olarak belirledin. Yine de tribünün önüne gelip, protesto edildin.

BORÇ 1.5 MİLYARA DAYANDI
Diğer kulüp başkanları, kulüplerindeki kötü gidişi, eski yönetimlere mal edebilir.
Aziz Yıldırım'ın bu şansı da yok çünkü 18 yıldır yönetiyor kulübü. Borçlar 1.5 milyar liraya dayanmışsa, yıllık faiz gideri 100 milyon liralara gelmişse, bunu yapan da kendisi. UEFA, O'nun yönettiği kulübe kelepçeyi vurdu, "satmadan, alamazsın" dedi.
Sonra kürsüye çıkıp, "Her gün para bulmaya uğraşıyoruz" diyorsunuz. Bu bile kulübün gelirlerini düşüncesizce harcadığınızı gösteriyor. Eğer giderlerinizi, gelire göre planlasaydınız, "nerden para bulacağız" diye de düşünmezdiniz.
Aziz Yıldırım bir şeyde haklı. "Yargıtay kararından sonra gideceğim" açıklamasını yaptı. Bunu diyene, 'git' denmez.
Beyan esastır çünkü. O gün geldiğinde kulübü yönetmeye talip olanlar, daha sorumlu ve keyfiyetten uzak kalacakları konusunda da ikna edici olmalılar.
Çünkü gerçekten de deniz bitti, kulübün ve camianın durumu çok kötü…

KOÇ'UN CESARETİ
Ali Koç, başkanlığa aday olduğunu açıklamadan önce, "21 gündür yurt dışındaydım.
Gelişmeleri yeni öğrendim" dedi.
Yani; "Erkek gibi çıksınlar" cümlesine vurgu yaptı. "İlk seçimde adayım; olağanüstü olursa orada, olmazsa 2018 Mayıs'ındaki olağan kongrede" diyerek de, kendini bağladı.
Daha önce bu ifadeleri kullananların Fenerbahçe'de başına gelenleri düşündüğünüzde, Ali Koç'un cesaretini anlayacaksınız.
Bu nedenle günler içinde kendisi hakkında çıkacak dedikodu ve itibarsızlaştırma çabaları olursa şaşırmayın. Ali Koç'un ortaya çıkması, Aziz Yıldırım'ı geçmişten daha farklı bir başkan haline de getirebilir. Agresif tavırları bitebilir, hatta ocak ayında önemli oyuncular getirmenin formülünü de bulabilir. Şaşırmayın yine.
Koç'un zamanlaması ile ilgili problem yok. Hatta kulübün kapılarının tüm adayların profesyonellerine açılması, öncelikle mali yapının ne durumda olduğu hakkında bilgilendirilmesinin sağlanması da gerekiyor.
Çünkü finansal hazırlıkları buna göre yapmalılar.
Ve gerçek şu ki; kırılmış, umutlarını tüketmiş tüm Fenerbahçeliler, Ali Koç'un "Ben buradayım" demesi ile yeniden ayağa kalktılar. Bu sinerji bile bundan sonraki günler, haftalar için birlikteliği geliştirecektir.