03 Ocak 2015 | Cumartesi

Çare-sizsiniz!

İsmail Kartal, Mersin İdmanyurdu maçı sonrasında bir yerli forvet oyuncusu almak istediklerini söyledi. Doğru bir strateji.
Afrika Kupası'na gidecek oyuncular da göz önüne alındığında da iyi bir hamle. Aslında geçen sene Semih Şentürk gönderilirken yaşanan alternatif kaybının, 1.5 sezon sonra telafi edilmeye çalışılması.

Batırmak isteyen!..
Sorun; şu anda Süper Lig'de Fenerbahçe'nin ilk on birinde oynayacak ve hatta on biri zorlayacak oyuncunun göze batmaması.
Diğer ayrıntı Aziz Yıldırım'ın sözleri... "Kimsenin transfer yapacak hali yok. Kulübü batırmak isteyen yapar" dedi. Bunun anlamı; eğer yeni bir oyuncu gelecekse; ya maliyeti çok düşük olacak ya da takas edilecek.
Tabii yöneticiler ceplerinden para koyup, yeni transferi kulübe hediye etmezlerse. Moussa Sow'un maliyetini Nihat Özdemir, Ali Koç ve Ferit Şahenk üçlüsü karşılamıştı. Eğer gövdeli bir transfer yapılacaksa, Aziz Yıldırım'ın da böyle bir konsorsiyum kurması gerekecek.

Alternatif isim...
Ve işin başka yönü... Futbol takımını yönetenlerin, alternatifleri de kendilerinin yaratması. Mevcut oyunculardan elbette.
Aykut Kocaman, Mehmet Topuz'u sağ önde oynatıyordu.
Göbek oyuncusundan, kanat performansı almayı başardı.
Ersun Yanal, Caner Erkin'i Türkiye'nin en önde gelen savunma oyuncusu yaptı.

İyinin de iyisi
Yerli forvet düşünen İsmail Kartal'ın elinde dört yabancı var. Ön tarafta, her bölgede oynuyorlar. Ayrıca hala yararlanamadığı Diego duruyor ve gerekirse Caner Erkin'i de öne taşıyabilir. İyinin, iyisi her zaman vardır. Özellikle de büyük takımlar için.

Hani gençler kazanılacaktı?
Türkiye Kupası maçlarını gençlerle oynayıp, kaybederken İsmail Kartal oyuncu kazanmaktan bahsetti.
Sonuçlara bakmadan bu politikalarını değiştirmeyeceklerini söyledi.
Yenilgilerle hırslanan taraftara, bir gerekçe sundu. Herkes sustu. Mersin İY maçı öncesinde Samandıra'da A Takım ile birlikte çalışan A2 oyuncularının hepsi Dereağzı'na gönderildi.
Aziz Yıldırım'ın yoğun ziyaretlerinin peşinden antrenman kadrosu 24 kişiye indirildi ve ligi götürecek kadronun daha konsantre olmasına karar verildi.
Bu karar antrenman kalitesini artırmaya yönelik olarak da yorumlanabilir, mevcut oyunculara "Bizim için siz varsınız" mesajı olarak da.
Fakat burada taca atılan "değişmeyecek gençleri kazanma politikası..."
Aslında olmayan bir şey yani.
Ama mutlaka, olması gereken...
F.Bahçe'yi yönetenlerin geleceği düşünecek durumu kalmamış gibi. Mayıs'ta kongre var. Bu sezon kurtarılmalı...

Penaltılar!
Fenerbahçe'ye çalınan penaltılar herkesin dilinde.
Cesare Prandelli ile başladı, Fikret Orman ile devam etti. Gençlerbirliği maçından sonra İlhan Cavcav konuştu, Mersin sınavı öncesinde de Rıza Çalımbay. Baştan söyleyeyim; bu penaltılar arasında sonucu değiştiren bir tanedir. Eskişehir maçında beraberliği getiren.
Hakemin kararı bana göre de hatalıydı.
Diğerlerinde durum gridir. Vermese bir şey demeyeceğimiz kararlar da var. Ama verdiğinde de "Neden?" diye soramayacağımız pozisyonlar bunlar.

Ya verilmeyenler!..
Fakat aynı maçlarda, hakemin "penaltıya" hükmetmediği pozisyonları konuşmuyor, bu şikayetçiler. G.Saray maçında Emenike'ye yapılanı, Rize maçındaki üç taneyi, Mersin maçındaki iki taneyi söylemiyorlar.
Bursa'da iki gollük atak ofsayt diye kesilmiş. Kimsede çıt yok. Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışındaki futboluna tek kelime etmem. Hepimiz takdir ediyoruz. Ama sonuç üstüne en çok hata Beşiktaş maçlarında yapıldı. Rakibin sayılmayan golleri, verilmeyen kırmızı kartlar, elle düzeltilip atılan goller ve son maçta Bilic'in de ifade etti gibi yanlış verilen faul kararı sonrasında, Gökhan Töre ile futbolun kendi sözünü söylemesi.
İşin F.Bahçe tarafını, "Hakem verdiyse doğrudur" diyerek İsmail Kartal tartışmaya kapadı. Bu yüzden vermedikleri için de "doğrudur" demek zorundadır.
Ve hakem tartışmasının durması mümkün değil. Üç büyük ekip yarışın içinde, her türlü düdüklerin kendi lehlerine, rakiplerin aleyhine olması için ellerinden geleni yapacaklardır.
Artık yöneticilerin maçları da başladı. Bu noktada, hemen her hafta bu takımların heline hatalı düdüklerin çalındığına şahit olacağız. Hiçbir hakem başını belaya sokmak istemeyecektir. Böylece herkes istediğini alacak.

Boşa konuşurum
Gerçek ise sezon sonu hesabıdır.
Lehte, aleyhte hakem hataları ile kazanılıp-kaybedilen puanlar arasında fazla fark yoksa, durum normal demektir. 'Bir susalım, bekleyelim' diyeceğim ama bu acımasız ve prensipsiz ortamda boşa konuşmuş olacağım.

Hadi çocuklar
Maltepe Fenerbahçeliler Derneği ile Fenerbahçeliler Derneği, ortak bir organizasyon ile Başakşehir maçına kimsesiz çocukları getirecekler. Anasız-babasız yavrucaklar sahiplenildiklerini anlayacaklar. Yaptıkları iyi şeylerin ödüllendirileceğini bilecekler. Hem İlyas Bulcay'ı, hem de Levent Sas'ı bu girişimlerinden dolayı tebrik ediyorum. Devam etsinler, vazgeçmesinler...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor