02 Ekim 2014 | Perşembe

Ayarlar bozulunca

İsmail Kartal'ın, Akhisar maçı sonrasında yaptığı açıklamaları dinledikçe, takım üstündeki etkisinin "ağabey" olmaktan öte olmadığını anladım. Barbaros Çıdal bu durum, "hala antrenör, teknik direktör olamadı" diyerek açıkladı. Teknik adam verdiği taktiğin uygulanmamasından şikayetçiydi. "Alıştığımız düzenin dışına çıktık" diyordu. "O zaman sen neden orada duruyorsun, uyarıp - çıkartmasaydın" denmez mi? Rakibi iyi tartmadan, kendi takımını doğru görevlendirmeden, kazanma hırsını oyuncularına yaşatmadan, şikayet etme hakkını koyuyorlar ceplerine. Maç sonrası kritiklerine bakın; sadece Kartal'ın değil, diğer teknik adamlara da… En iyi eleştirmenler. Müthiş tahlil yapıyorlar, nedenleri anlatıyorlar. "Orta sahada rakip bizi durdurdu" mesela. Biz de görüyoruz bunu, sen bundan kurtulmak için neler yaptın? Anlat da bilelim… Yine Fenerbahçe'ye dönersek. Baştan sona yanlış bir maç oynadılar. Alper'e Emre görevi vermek, stili farklı olmasına rağmen Webo'yu Emenike gibi oynatmaya çalışmak. Kopya goller atan Gekas için doğru hamleleri üretmek. Tam bir çaresizlik dramıydı. Emre-Meireles ikilisinin orta sahadan bütünüyle gitmesiyle birlikte saat durdu. Roma ve Galatasaray maçlarına hükmederken, bu ikili ile kalelerinde 2,5 pozisyon verdi Fenerbahçe. Sakatlıklar gelince, ayar da bozuldu denge de. Kartal sanki onlar varmış gibi takımı önde oynatmak istedi ama oyuncularına önde baskı yaptırtamadı. Kontrollü çıkınca, Akhisar Gekas'a belki de en çok koştuğu maçı oynattı.

ADALET

Gökhan Gönül, Antep maçında Şenol'un darbesini aldı ve düştü. Yorum; penaltı olarak yapıldı. Verilmese, bir şey diyemezdik. Ama bu pozisyon çok tartışıldı. Ağırlık yorumcu grubu kararı doğru bulmadı. Olabilir. Olcan Adın, Sivas maçında, İbrahim Toraman'ın eli göğsüne değer değmez kendini bıraktı. Yorum; yine penaltı. Verilmese yine bir şey diyemezdik çünkü darbe Olcan'ı o kadar düşürecek düzeyde değil. Peki ağırlıklı yorumcu gurubu bu pozisyonu tartıştı mı? Yine soruyorum; tartıştı mı? Kıyametler koptu, sosyal medya sallandı mı? Fenerbahçeliler geçen haftadan dolayı sustular. Galatasaraylılar kendi lehlerine olduğu için konuşamadılar. "Değildi" demeleri lazımdı, belki de utandılar. Adalet burada devreye giriyor işte. Vicdanlarımızın rengi var artık. Gözlerimiz de öyle bakıyor. Ve bu tavırlar nedeniyle, bugün bu hallerdeyiz. Plan bile yapamıyoruz.

EMRE OLMAZSA; OLMAZ
Ersun Yanal ile yollar ayrılırken öne çıkan isimlerdendi Emre Belözoğlu. Birden bire dinamitleri elinde buldu. Bu sorumluluğu aldı ve takımı çok iyi yönetti. Topun sorumluluğunu almak ve oyunu bu kadar yüksek ve önemli paslarla yönetmek her futbolcunun harcı değil. Emre bambaşka oynuyordu. Yeniden sakatlandı. Düzen değişmeyeceğine göre, görevlerde kaymalar olacaktır. Kartal takım içinde bu sorumluluğu alacak yeteneği bulmak zorunda. İlk etapta Diego gibi gözüküyor.

İSTENMEYEN ADAM !
Herkesin gözü Emenike'nin üstünde ama "yatanlar" arasında Moussa Sow atlanıyor. Sempatik futbolcu olmanın avantajlarını kullanıyor. Antep sonrasında faturanın sadece Emenike'ye kesilmesi de doğru bir karar değildi. Sow on birde kalınca Nijeryalı "istenmeyen adam" mesajını net aldı. Dört maçta "sıfır" averaj ile oynuyor Fenerbahçe. Geçen senenin 45 gollü ön tarafından eser yok ortada. İstatistiklere baktığımızda orta sahanın yüzde 65,5 gibi bir oranla üçüncü bölgeye top taşıdığı görülüyor. Yani görevlerini öyle veya - böyle yapmışlar. Ama o toplar forvetlerde erimiş, gitmiş. Kartal veya halk tabiriyle Aziz İsmail, bu formsuzluk, güçsüzlük ve isteksizlik problemini çözmeden, Fenerbahçe'yi ayağa kaldıramaz. Bir değil, üç Emre olsa, başaramazlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor