Kardiyolog dostu

G.Birliği , ligin ilk 30 dakikada 1 gol ile ,en az gol yiyen takımı idi. Dirençli başlıyorlardı.
F.Bahçe, ön alanda basarak başladı.
İlk topa müdahaleler iyiydi ama Nani ortasına Fernadao kafası ve arkasından oluşan kornerde yine Fernandao kafası dışında pozisyon bulamadılar, ilk 30 dakika. % 72 ile top kullanan F.Bahçe idi ama El Kebir'in ve Uğur'un şutları ile, hatta Landel'in önüne alamadığı top ile tehlike yaratan Ankara'lılar oluyordu.
Diego pası ile bunu yapan Markovic, 3. kafa vuruşunda Fernandao'ya golü attırıyordu. İlginç olanı golün 34'te gelmesi idi. Yani , ilk 30'da sadece 1 gol, son 15 dakikada ise 14 gol yiyerek ilginç bir takım olan G.Birliği yine 30 sonrası çözülüyordu.
Gökhan yine bindiren, Markovic dağınık, top kaybı yapan ama iştahlı olan, Kjaer ve Alves ilk toplara basan, Fernandao tek başına tehlike yaratıcı, Nani yapılan faullerden gergin, Topal toparlayandı. Kebir dışında rahatsız edeni yoktu F.Bahçe'nin. Rakip, aradaki çıkışları dışında, o kadar arkaya yaslanıyordu ki ilk yarıda ofsayta düşecek boş alanı bile bulamamıştı Fenerbahçe.
16 maçında, 11. kez (% 69) ilk yarıyı önde kapatarak, bu konuda Avrupa'nın bile en iyisi olan Fenerbahçe için ilk yarıyı önde tamamlamak sıradan oluyordu.

Pereira dengelemek istedi
2. yarının başında duran toplarla yaratılan tehlikeler dışında pozisyonsuz başladı F.Bahçe için.G.Birliği yine etkisizdi. Nani'ye yapılan fauller ve onun da sert cevabı tüm oyunu germeye başlıyordu. 66 ile 69. Dakika arası tam 5 gol pozisyonu harcadı F.Bahçe, Topal ve Fernandao'nun başrollerde olduğu.
Diego-Ozan, Markoviç-Volkan değişiklikleri ile , baskıya başlayan G.Birliği'ni dengelemek istedi Pereira.
Son 10 dakikada da RVP, Fernandao'nun yerine girdi.
Bu kadar gol kaçırdığı bir maçı , ligde 11. galibiyetini alırken, 8. kez tek farkla kazanıyor ama seyircisinin kalbini yine zorluyordu F.Bahçe.