AA muhabirinin sorularını cevaplandıran Yılmaz, yeni sezon öncesinde Efes Pilsen yönetiminin de destekleriyle çok iyi bir kadro kurduklarını, genel menajer Engin Özerhun ve teknik ekiple birlikte kadrolarına katacakları oyuncular için üç kriter belirlediklerini söyledi.
Kulübün kapanma ihtimali nedeniyle mevcut oyunculardan kısıtlı sayıda kendileriyle yola devam eden sporcu bulunduğunu hatırlatan Çetin Yılmaz, kadrolarına kattıkları oyuncuların öncelikle kişiliklerinin düzgün ve karakterli olmalarına dikkat ettiklerini ifade etti.
Yılmaz, takım oyuncusu almaya çalıştıklarını ve çevresiyle uyumlu oyuncuları tercih ettiklerini, ikinci kriter olarak oyuncuların savunma performanslarını göz önünde tuttuklarını, son kriter olarak da hücum özelliklerini değerlendirdiklerini kaydetti.
Kerem Gönlüm'ün sakatlığı
Çetin Yılmaz, son 15 gündür tam kadro olarak çalışabildiklerini belirterek, şunları kaydetti: ''Ama beklediğimizden daha çabuk uyum sağladık. Bunda başantrenör Ufuk Sarıca ve ekibin çok büyük katkıları olduğunu düşünüyorum. Yeni düzenin oturmasında, savunma yönü ağırlıklı, savunma kaynaklı hızlı hücumlar yapan ve yüksek tempoyla yarı saha hücumunu oynayan bir takımı, çok çabuk zamanda yarattılar. O yüzden de şu anda her şey güzel gözüküyor. Hazırlık maçları ve Türkiye Kupası'nda iyi maçlar oynadık. Bunlar güzel, ama güzel olması yeterli değil. Esas sonuç aylar sonra alınacak. Takımda inişler, çıkışlar olacaktır ama genel olarak başarılı performansı sezonun son gününde ortaya koymamız gerekiyor. O zaman anlamlı olur.''
Lig çekişmeli geçecek
Çetin Yılmaz, ligin, iyi savunma yapan takımlardan kurulu bir lig olması durumunda, bunun milli takıma da yansıyacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Milli takımlar, kazanacaktır da kaybedecektir de. Ancak, nerede kaybettiği çok önemlidir, birinci turda mı, yoksa final maçında mı? Eğer savunma düzeyiniz yüksekse, kaybettiğiniz maçlar finaldir. Savunma düzeyiniz düşükse klasman için oynarsınız. Buna katılmayanlar da olabilir. Ancak, milli takımın başarısının Türkiye liginin savunma düzeyiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Ligimizin oyuncuları savunmaya ağırlık veren takımlarda basketbol oynarsa, milli takımda da otomatik olarak temponuz artacaktır.''
Avrupa Ligi'ne üç Türk takımının katılmasının çok önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, Avrupa Ligi'ne kalan Galatasaray'ın çok önemli bir işi başardığını dile getirdi. Galatasaray'ın başarısını kutlayan ve Fenerbahçe Ülker'e de başarılar dileyen Yılmaz, şöyle konuştu:
''Avrupa Ligi'nde aldıkları her galibiyet, Türk basketbolunun galibiyetidir. Onları 'rakip' diye düşünmüyorum, tam tersine her galibiyetlerine sevineceğimi söylüyorum. Onların elde edeceği başarı Türk basketboluna katkı sağlayacaktır. Bu sözlerin formalite olmadığını beni yakından tanıyanlar bilir.
Avrupa Ligi'nde başarılı olmak için iyi bir takım kurduk. Öncelik hedefimiz ilk 8'de yer alacak pozisyonu sağlayıp, ondan sonra 4'lü finalleri telaffuz etmek. Kağıt üzerinde bakınca dörtlü final adaylarından bir tanesiyiz ama şimdiden final four'a girdik dersek, bu gerçekçi olmaz. Önümüzde bir çok maç var ve klasik söylemin dışında gerçekten zorlu bir gruptayız. İyi bir takım kurduk, umarım bu hedefimizde başarılı oluruz.''
Çetin Yılmaz'ın Anadolu Efes tercihi
''Hayatım boyunca Anadolu Efes'in rakibi olmuş, final maçlarında karşısında hangi takım varsa onun koçu olarak çıkmışım. Anadolu Efes'ten teklif gelmesi beni şaşırttı. Çünkü, Anadolu Efes genellikle kendi bünyesinden personel ve kişilerle çalışmayı tercih ediyor. Çalışmaya başladıktan sonra genel menajer Engin Özerhun'un çok büyük desteğini gördüm. Kulübe katkıda bulunmak istediğim konuların hepsinde önümü açtı, çok destek verdi, yardımcı oldu.''
İdari anlamda Özerhun'a teşekkür eden Yılmaz, teknik ekiple de iyi bir uyum içinde olduklarını vurguladı.
Yılmaz, kendisi için en (A) takım kadar önemli olan altyapıya çok önemli mesai harcadıklarını, altyapı idari sorumlusu Tamer Oyguç, altyapı teknik sorumlusu Menderes Gümüşdal ve diğer antrenörlerin altyapıya katkı vermeye çalıştığını ifade etti.
Altyapıdaki değişime herkesin destek verdiğini kaydeden Yılmaz, şunları söyledi: ''Genellikle böyle yapılarda insanlar farkında olmadan değişime karşı direnir. Ancak, burada tam tersine büyük destek aldım altyapıda çalışanlardan. Çok düzenli, çok başarılı bir altyapı oluşumuna giriyoruz. Yabancı antrenörlerin altyapıya verdiği önem, Türk koçlar kadar değil. Ufuk Sarıca, 11 yaşında Anadolu Efes'e gelmiş ve 40 yaşında aynı takımın başantrenörü olmuş bir isim, bu büyük bir mesaj. O nedenle (A) takımın başında Ufuk Sarıca'nın olması da altyapı organizasyonu ve hedeflerimizi kolaylaştırdı. Koçun bir gözü de buralarda. Benim en çok önemsediğim konulardan bir tanesi de altyapı. Burada da sıkıntılarını gidermiş bir altyapı organizasyonu olduğumuzu iddialı bir şekilde söyleyebilirim.''