Özmen, kulüp yönetim kurulu üyeleriyle Swis Otel Grand Efes'te düzenlediği basın toplantısında, şike iddialarına yönelik soruşturma nedeniyle üzgün olduklarını, iddiaların doğru çıkmaması ve Türk futbolunun gölgelenmemesini dilediklerini ifade etti.
Süreçten umutlu olduklarını kaydeden Özmen, şöyle devam etti: ''İddialar doğru olsun ya da olmasın, futbolumuzda büyük bir sarsıntı yarattığı gerçektir. Umut işte bu sarsıntının yarattığı yıkımdadır. Çünkü her yıkım yeni bir başlangıç, yeni bir fırsattır. Eşitlik temelinde temiz, doğru, tarafsız, objektif bir futbol kültürünün oluşturabilme fırsatı doğmuştur. Futbolun marka değeri, futbol dışı unsurların ayıklanması ile artar.''
Özmen, bu süreçte Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve yönetim kurulu üyelerinin sergiledikleri serinkanlı tutumu yerinde bulduklarını, ciddi iddialar karşısında TFF'nin medyadaki haberler üzerinden acele karar vermesini beklemenin akılcı olmadığını söyledi.
Soruşturma ile ilgili bazı belgelerin TFF'ye ulaştığını hatırlatan Özmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çok doğru biçimde 'Delilleri görmeden, medyadaki haberler üzerinde kişiler ve kurumlar hakkında karar almayacaklarını' beyan eden TFF Başkanı ile yönetim kurulunun bize göre ikinci doğru yaklaşımı da 'delillerin durumuna göre idari yaptırım kararları için ceza davası sonucunun beklenmeyeceğinin' açıklanmasıdır.
Çünkü ceza ve idari yaptırım prosedürü ayrıdır. Bucaspor olarak, 9 Temmuz 2011 tarihinde TFF'ye ön başvuru dilekçesi vermemizin dışında, bugüne kadar sessiz kalmamız, olaylar karşısında objektif, serinkanlı ve olgun hareket etme kararlığımızdan kaynaklanmaktadır. Bu kararlılığımızın temel nedeni de sayın TFF Başkan ve yönetim kurulu üyelerinin hiçbir kişi ve kurumun etkisinde kalmadan en doğru kararı alacaklarına inancımızdır.''
''EN FAZLA ZARAR GÖREN TAKIM BUCASPOR''
Özmen, bazı yorumcuların çeşitli önerilerle kamuoyu yaratmaya çalıştığının gözlendiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Medyaya yansıyan bilgiler baz alındığında soruşturma konusu şike operasyonunda, maddi ve manevi olarak en fazla mağdur olan, en fazla zarar gören takımın Bucaspor olduğu açıktır. İddialara göre, olaya karışanlar tarafından saha dışı ve sporla bağdaşmayan girişimlerle Bucaspor'un bir an önce küme düşmesi hedeflenmiştir. Böylece lig sonunda oynanacak ve muhtemelen şampiyonu belirleyecek bir maçın daha rahat geçmesi amaçlanmıştır. Bunun için haftalar öncesinden Bucaspor'un puan kaybetmesi, rakip takımların puan kazanması için girişimler olmuştur. Medyaya yansıyan bilgiler bunu göstermektedir.''
Bu iddiaların doğru olup olmadığını, gelen evraka göre TFF'nin değerlendireceğini belirten Özmen, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Değerlendirme sonucunda küme düşürülme cezası verilmesi halinde, sadece şikecilerin cezalandırılması ile yetinilmemesi gerektiğini, mağdur takım olan Bucaspor'un uğradığı haksızlıkların da giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle Bank Asya 1. Lig'in iki grupla, Süper Lig'in 12 veya 16 takımla oynanması görüşünü de doğru bulmuyoruz.''
Dünyada küme düşürülme kararına ilişkin uygulamalara bakıldığında, düşürülen takımların yerine küme düşen ekiplerin en yüksek puandan itibaren lige geri alındığının görüldüğünü kaydeden Özmen, bu konuda Fransa, İtalya ve Portekiz liglerinden örnek gösterdi.
Özmen, TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ile yönetim kuruluna güvenlerinin tam olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Bucaspor Kulübü olarak bir an önce küme düşürülme kararı verilmesi ve takımımızın Süper Lig'e alınması peşinde değiliz. İnceleme yapıldıktan sonra TFF tarafından renk, takım, sosyal ve ekonomik sonuçlara bakılmaksızın, mevzuatın gerektirdiği en doğru kararın verileceğini düşünüyoruz.
Bu nedenle açıklamamız, verilecek karara etki etme amacı taşımamaktadır. Ancak TFF tarafından bir düşürülme kararı verilmesi durumunda, mevzuat ve dünya uygulamaları dikkate alınarak, durumun en büyük mağduru olan, en büyük haksızlığa uğrayan Bucaspor'un hakkının teslim edilmesi ve Süper Lig'de mücadele etme hakkı tanınması gerektiği görüşümüzü kamuoyu ile paylaşıyoruz.''
