Asabi 'Bombacı'

Galatasaray'ın yeni transferi Arnavut asıllı İsviçreli futbolcu Blerim Dzemaili, Cimbom'a transferi ve hakkında bilinmeyenleri FOTOMAÇ'a anlattı. G.Saray'dan ilk teklifi alması sonrası büyük heyacan yaşadığını belirten Dzemaili, "Prandelli aradı, İstanbul'a gelip-gelmeyeceğimi sordu. Beni çağırdı, ben de harekete geçtim. G.Saray'a gelmemde Prandelli, çok büyük etkendi. Gelişim de ani oldu. Zaten gelmeyi istiyordum. Prandelli'nin beni arayıp bana, 'seni takımda görmek istiyorum' telefonu sonrası bir an önce, aksilik çıkmadan İstanbul'a gelebilmek için dua ettim. Şimdi 'iyi ki buradayım' diyorum" diye konuştu ve şöyle devam etti:

İTALYA'DA LAKABIM BOMBACI İDİ

Napoli forması giydiğim yıllarda çok gol atıyordum. Sert şutlarım vardı. Bu nedenle bana 'bombacı' lakabını takmışlardı. Amacım, burada da Napoli'de olduğu gibi önemli goller atmak. Umarım Galatasaray'da da kritik maçlarda gol atarım. Taraftarlarla aramın iyi olacağını düşünüyorum. Hep kendimi %100 veririm. Kariyerim boyunca, sahade hep elimden gelenin en iyisin yapmaya çalıştım. Taraftara kendimi kabul ettirmeyi umuyorum. Eğer bunu yaparsam, 'bombacı' lakabını devam ettirebilirler. Ya da yeni bir lakap takarlar.

PANDEV BENİM İÇİN BİR AVANTAJ

Uzun yıllar aynı takımda görev yaptığım Pandev ile G.Saray'a gelmek bir avantaj. Takımdaki diğer yıldızlarla da uyum sağlarım. Muslera, Melo ve Sneijder gibi isimler de İtalya Seri A'dan tanıdığım oyuncular. Karşılıklı oynadığımız için yabancılık çekmem. Bu da benim için avantaj olabilir.

5+3 KURALINI HİÇ BEĞENMEDİM

Türkiye Futbol Federasyonu'nun 5+3 yabancı kontenjanı uygulaması var. Ben hep ilk 5'in içinde olmak istiyorum. Bir yabancı olarak kararı beğendiğimi söyleyemem. Bu kararı olumlu bulmuyorum. İtalya da böyle bir olay yok. Gençler akademik olarak da yer almalı, bu kararı sevmem kesinlikle mümkün değil.

İYİ OYUNCU OLMAK YETMEYEBİLİR

İlk 11'de oynama şansım yüksek ama forma garantisi olduğu yorumlarına katılmıyorum. Bir takım için 23 kişi olmak lazım. Bazen İyi oyuncu olmak yetmeyebilir. Lig maçları, Şampiyonlar Ligi, Türkiye Kupası gibi 3 kulvardamücadele olacak. Herkese ihtiyaç olabilir. Selçuk, Melo çok kaliteli isimler. Benim avantajım, farklı mevkilerde oynayabilmek. Forma savaşına her zaman hazırım.

ORTA SAHANIN ORTASINI SEVERİM

Orta sahanın her yerinde görev alabilirim. En çok orta sahanın ortasında oynamayı severim. Üçlü olursa, ortada oynamak isterim. Dörtlü olursa sağda da olur, solda da. Zaman zaman forvet arkasında da oynadım.

4. YILDIZ İÇİN ZAFER BİZİM OLACAK

Galatasaray'ın müzesinde bir tek Şampiyonlar ligi kupası yokmuş. Oraya adım adım bakmak lazım. Gurubun 2 önemli ekibi Dortmund ve Arsenal'e karşı kazanmak için her şeyi yapacağız. Bir gol bile çok önemli. Anderlecht'i de hafife almamalıyız. Kulübün 4. yıldız ve 20 şampiyonluk için beklentilerin farkındayım. Bu yılı, Galatasaray için zafer yılı olarak görüyorum. Bursa maçını izledim, iyi bir takım gördüm. İyi çalışırsak 4. yıldız için zafer bizim olur.

DERBİYİ ZİEGLER'DEN ÖĞRENDİM

Ezeli rekabetteki G.Saray-F.Bahçe derbilerini, eski F.Bahçeli Reto Ziegler'den öğrenmiştim. Maçları ve atmosferlerini anlatmıştı. Ziegler 'G.Saray- F.Bahçe derbileri öncesi herkes futbolla yatıp futbolla kalkıyor. İki takım arasındaki derbinin eşi benzeri yok. Her maç ayrı ve farklı tansiyon, müthiş bir ambiyans' demişti. Bence saha dışı olayları tam bir felaket. Ama futbol ile yatıp futbolla kalkan ülkelerde görebiliyoruz. İspanya'da Atledico- R.Madrid, italya'da Milan-İnter ve Roma-Lazio rekabetleri gibi dünyada bu tip derbiler var. Futbol bu ve rekabet güzel. Ancak futbol böyle yaşıyor.

F.BAHÇE'YE GOL ATMAK İSTERİM

Gerçek Galatasaraylı olmam için F.Bahçe'ye gol atmam gerekiyormuş. F.Bahçe'ye gol atmak isterim. Gol sözü veremem. Ama sahamızda ve deplasmanda galibiyet için elimden geleni yaparım. F.Bahçe'ye gol atmadan gerçek G.Saraylı olunmuyorsa, şimdiden rüyam gerçek G.Saraylı olmak. Ailem ve çevrem buraya geldiğim için bana büyük destek verdi. Daha maç bile oynamadan, Galatasaray'da çok mutlu olduğumu söyleyebilirim.

İtalya Ligi, hiçbir lig ile karşılaştırılamaz. Orada her şeyi doğru yapmalısınız. Türkiye'de ise oyuncular biraz daha kalpleri, duygularıyla oynuyor. Bu yüzden biraz daha duygusal olabilir. Sert geçmesi de bundan kaynaklı.

BEN DE ÇOK HIRÇIN OLABİLİYORUM

Napoli'de şimdiki takım arkadaşım Felipe Melo ile rakip olarak mücade ettim. Onunla futbol kuralları içinde hep büyük kavgalar ederdik. Sahada büyük savaşçı. O sahada mütiş bir ateşleyici. Hekesin teknik olması şart değil. Sahada sizi motive edecek, canlandıracak, kışkırtacak ve de takım için savaşacak böyle isimlere ihtiyaç var. İşte Melo, bu tipte biri. Bu arada ben çok duygusal bir oyuncuyum. Sahada ise ben de çok agresifim. Melo gibi hırçın olabiliyorum ama kendimi kaybedecek kadar değil. Melo gibi ben de kart görebiliyorum ama bu benim hırçınlığımdan ve aşırı duygusallığımdan kaynaklanıyor. Bazen kendime engel olamıyorum.

ÖZEL RÖPORTAJ: SAVAŞ ÇORLU