Süper Lig'in ilk yarısındaki derbide Talisca'yı yedek oturtan Şenol Güneş, bu kez büyük yıldızı sahaya sürer. Antalya kampında FOTOMAÇ'a verdiği röportajda, "Muslera iyi kaleci ama aynı zamanda çok şanslı. Çünkü ilk yarıdaki derbide ben yalnızca 45 dakika oynamıştım. 90 dakika oynasaydım farklı şeyler olabilirdi!" der...
Evet bu kez Talisca ilk 11'de başlamıştır ve herkes fark yaratmasını beklemektedir. İlk yarıda bocalayan Beşiktaş ikinci yarıya fırtına gibi başlar ve 47. dakikada kazanılan frikikte, frikiklerin efendisi Talisca geçer topun başına... Yine iyi bir vuruş yapar ve savunmaya da çarpan top Muslera'yı yanıltıp ağlarla buluşur! Frikiklerin efendisi söylediğini yapmış ve fark yaratarak derbiyi kazandırmıştır.
ÜMRANİYE COŞTU
Maç sonrasında takım Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'ne geldiğinde muhteşem bir görüntüyle karşılaşır. Binlerce taraftar oyuncuları meşalelerle karşılar ve şampiyon tezahüratlarıyla tesisleri inletir. Taraftarın şampiyonluğa ne kadar inandığını kanıtlayan bu görüntü oyuncuların da ruhuna aynı inancı işlemiştir. Öte yandan bir kısım medya da Beşiktaş'ı rehavete düşürecek algı operasyonları şiddetle sürerken kısmen de başarılı olur.
Kolay görünen Rize maçını 1-0 güçlükle kazanabilen Kartal sonraki hafta da Sergen Yalçın'ın Kayserispor'una hem de Vodafone Park'ta takılınca; camianın da, oyuncuların da özgüvenleri ciddi şekilde zedelenir. Kupa gitmiş, ligde artık kolay değildir. Sezonu kendini aşarak sürdüren Başakşehir, Kartal'ın iki puan farkla ensesindedir.
ABOU'NUN KAFASI
Dahası şimdi önlerinde zorlu Olympiakos sınavı vardır. Deplasmanda elde ettiği 1-1'lik avantajı korumak isteyen Kartal, Olympiakos önünde bildik iyi futbolunu oynamaktadır ve 20 dakikada attığı iki golle işi kolaylamıştır. Ancak ilk yarının son on beş dakikası kabus gibi geçmektedir. Önce Olympiakos bir gol atar, ardından Aboubakar da rakibine kafa atar!
Devre arasında isyan yaşanması an meselesidir, Kiev'den sonra Olympiakos maçında da atılan Aboubakar tüm sinirleri alt üst etmiştir ama yılların tecrübesi Güneş soyunma odasında suküneti sağlayıp şu önemli cümleyi söyler; "İyi oynadınız, bunu tekrarlayın, on kişiyle de kazanabiliriz.!"
Nitekim öyle de olur, maç 4-1 kazanılır. Avrupa'da, on kişiyle farklı kazanmak takımda moralleri tavan yapar ama Şenol hoca da Aboubakar'ın attığı kafayı bir yere yazar! Hafta başında odasına çağırdığı Abobukar'a, rakiplerin tuzaklarına düştüğü zamanlarda, rakibin oyuncusu gibi davranmış olacağını söyler. Yaptığı hatayı bir daha tekrarlamamasını ister ve aksi halde sezon sonunda kendisiyle ilgili kararının da olumlu olmayacağının altını kalın kalın çizer. Abobukar da özür diler...
KAYIPLAR SÜRÜYOR
Olympiakos moraline rağmen Antalya deplasmanında kayıplar devam eder, sahadan golsüz beraberlikle ayrılan Kartal, Başakşehir'in de Karabük'e takılması nedeniyle puan tablosundaki mevcut durumu korumaktadır ama çanlar artık çok daha şiddetli çalmaktadır. Vodafone Park'taki Gençlerbirliği karşılaşması ise başta taraftar herkesin şapkasını bir kez daha önüne koyup düşünmesi gerektiren bir maç olacaktır. Sezon başında yerden yere vurulan kaptan ve kaleci Tolga Zengin, Fabricio'nun sakatlanması sonucu 40. dakikada kaleyi devralacaktır.
Tolga kulübede hazırlanırken Fabricio'nun darbe alan gözüne müdahale edilmektedir. Durumun kendisi, Tolga, taraftar ve tabii ki teknik heyet için ne kadar zor olduğunu iyi bilen Fabri; önce devam etmek ister ama çaresizdir. Gözü kapanmak üzeredir. 43. dakikada Tolga kulübeden çıkarken kendisine "Sana güveniyoruz kaptan!" diye moral veren arkadaşlarına "Rahat olun, bir şey yok. Hallederiz Allah'ın izniyle!" karşılığını vermektedir. Taraftar önce Fabri'yi alkışlar sonra tezahüratlarla Tolga'ya moral verir. Tolga da Beşiktaş da iyi bir maç çıkarır ve Kartal üç puanı üç golle alır.
EN ZORU TRABZON
Trabzon deplasmanı kalan haftaların en kritik dört maçından biridir. Trabzonspor müthiş oynar, Beşiktaş da öyle. Kıran kırana, çata çat bir maç olur. Beşiktaş son 15 dakikayı 3-2 mağlup girmiştir ve işin doğrusu beraberliğe dünden razıdır. Ancak önce frikiklerin efendisi Talisca sahne alıp Kartal'ı hayata döndürür, ardından tam maç bitti derken, sezonun en istikrarlı oyuncusu Atiba muhteşem futbolunu attığı golle taçlandırır. Bu gol yıllar önce Galatasaray'la çekişen Kartal'ın aynı deplasmanda Pancu'yla attığı golü ya da geçen sezon Osmanlı deplasmanında Sosa'nın son saniyede attığı golü hatırlatmaktadır çünkü lig yarışı için anlamı aynıdır.
Moraller tavan yapmıştır. Ardından ligin istikrarsız takımı Adanaspor engelini zar zor 3-2 ile geçen Kartal; on gün içinde biri Avrupa, ikisi lig üç kritik maça çıkacaktır. İlk rakip UEFA Avrupa Ligi'nin favorisi Lyon'dur. Frikiklerin efendisi Talisca bu maçta takımı sırtlar ve 2-1 kazanan Beşiktaş işi penaltılara götürür. Kader ağlarını örmüştür deyim yerindeyse. Sezon başında Süper Kupa'yı penaltılarla kaybeden Kartal bu kez daha iyi bir performans sergilese de, Tosic ve yeni transferi Mitroviç'in kaçırdığı penaltılarla Avrupa'ya veda etmiştir.
Hedeflerden biri daha gitmiştir ve elde ligden başka bir şey kalmamıştır. O lig şampiyonluğu ki, aynı zamanda üçüncü yıldızı takmak anlamına gelmektedir ve Beşiktaş'ın ezeli rakipleriyle bu anlamda arayı kapatmasına büyük katkı yapacaktır. Dahası maddi gelirler katlanacak ve tüm kulüplerin UEFA kıskacında olduğu bu dönemde en önemli konulardan biri de işin nakit kısmıdır...
AVANTAJ TERS DÖNDÜ
İlk rakip Abdullah Avcı'nın sezona damga vuran takımıdır. Beşiktaş açısından kağıt üzerinde avantaj gibi görünen bir manzara vardır ama o avantaj sahaya yansır mı, yansımaz mı kimse bilmemektedir. Başakşehir hafta içi Fenerbahçe ile çok zorlu bir Türkiye Kupası maçı oynamış ve maçın ilk 20 dakikasında 2-0 öne geçmesine rağmen daha sonra ancak beraberliği kurtarabilmiştir. Başakşehir'in klasik stoperleri sakat ve cezalıdır, o nedenle üç aydır oynamayan Bekir ve Attamah bu bölgede görev yapacaklardır. Bu da Beşiktaş için bir başka avantaj olarak görülmektedir.
Şenol hoca bu maça çıkarken yedi puanlık avantaja sahiptir ve kazanıp ligi bitirmek istemektedir. Başakşehir'de ne katkı yapacakları belli olmayan iki stoperin üzerine Cenk'le mi yoksa mı Aboubakar'la mı gideceği çok önemlidir... Aynı şekilde Fenerbahçe'yi 20 dakikada şaşkına çeviren Cengiz Ünder ve Visca konusunda bir tedbir alıp almayacağı da önemlidir.
18 DAKİKADA 3 GOL
Güneş, dağıtıcı Aboubakar yerine Cenk'i tercih eder, Cengiz ve Visca için de özel bir tedbir almaz. Başakşehir fırtına gibi başlar ve 18 dakikada maç 3-0 olur. Yaşanan şok büyüktür. Beşiktaş ilk yarı bitmeden bir gol bulabilse belki Fenerbahçe gibi maçı çevirebilecektir ama o gol gelmez daha doğrusu maç biterken, ilk kez forma giyen Demba Ba'dan gelir. Geçen sezon Ülker Stadı'nda yaptığı gibi beraberliğe oynamış olsa ligi bitirecek olan Güneş'in kazanmak için sahaya sürdüğü kadro hezimete uğramıştır.
Dinamo Kiev ve Benfica şokları bile gölgede kalmıştır. Çünkü maçın büyük bölümünde inanılmaz kötü oynayan, tepki bile veremeyen bir Beşiktaş vardır sahada. Tam bu noktada bayrağı yine taraftar alır. Hezimete uğrayan takımı tribünlere çağırıp bağırlarına basarlar. Bir kez daha şampiyonluk için oynamıştır taraftar ve önemli bir gol atmıştır.
Yarın: Derbide oyuna gelmeyin, üçüncü yıldızı istiyorum!..
ŞAMPİYONLUK ÖYKÜSÜ / TURGAY DEMİR