Bir ayarsızlık vardı Trabzonspor'da. Takım savunması iyi fakat hücum isteği tekliyordu. Sıkıştırılan alanda kapılan toplar gol bölgesine taşınamıyordu. Bir kopukluk vardı harekette. Alanzinho'nun rolünde bir sorun vardı galiba. Ara devreye kadar izledi hoca. Gabriç'i sağa, Alanzinho'yu sola, Colman'ı bir adım öne çıkardı. Daha bir akıcı oldu hareket. Kopmadı pas bağlantısı. Her taraftan hücum eden yapı çıktı sahneye. Daha ilk maçında, oyun cereyan ederken yaptığı müdahale fayda ediyorsa, bu hoca işi biliyordur. Kendinden önceki hocanın aylardır bulamadığı dengeyi bir 45'te yakalıyorsa iyidir. Dilerim bu çizgide son tarifim olur ufaklığı! Alanzinho, 15 trilyonluk futbolcu değil ama şu kadroda oynayacak kadar futbolcu. Topu saklaması, kaçırması, adam eksiltmesi çok iyi. Pas zamanlamasında sorun var. Bir de ihtiyaç olduğu anlarda gerçek anlamda takım savunmasına katılmıyor. Neyse onun hakkındaki gerçeği Şenol hoca bulur. Onu oynatamayan iki teknik direktör ayrılmıştı. Bu sefer iş farklı devam eder. Oynamazsa da toplar valizi
Bu sistem işleyecek Hoca işi biliyorsa elindeki sihirli değnektir. Kendinden önceki, malzemeyi doğru kullanmamışsa, bilen için yapılacak çok iş vardır. Şu son maçta gördüğüm, daha üç günlük çalışmada sahada nasıl duracağını, topun bulunduğu yere göre vereceği tepkiyi işlemiş hoca. Daha önceki oyunlarda hiç olmadığı kadar alan daralttı Trabzonspor. Her rakip hücumunda tüm takım verilen göreve uydu. Örneği; bir taç anında, takımın bütünü topla kaleci arasında ki 30-35 metrelik alanın içindeydi. Şu yazdığımı her teknik adam bilir fakat uygulatamaz. Takımın ekabirleri vardır. Ustaya çıkmıştır adları. Öyle adam falan kovalamazlar. Yüzyılın futbolu der ki 'İşte onları o dar alanın içine sokacaksınız. Oraya girmeyenleri, oraya koşmayı aşağılık iş gibi görenleri takım içinde barındırmayacaksın.' İşte o yetkiyi eline alabilenler iyi hocadır. İlk oyundan çıkan sonuç, Şenol Güneş'e dayalı sistemin işlediğidir. Beklentim, maçlar oynandıkça hareketin üzerine koyarak yükselmesi.