Maçları derinlemesine inceledikçe inanılmaz gerçeklerle karşılaşıyoruz ekibimle beraber. Dolayısı ile bir miktar söz söyleme hakkını da bulabiliyoruz kendimizde. Yoksa her zaman belirtirim, bu gazetenin okuyucusunun, ya da TV seyircisinin yorumu da en az benimki kadar önemli ve değerlidir. Dolayısı ile bu satırlarda yazma şansını elde eden herkesin farklı bir şeyler verebilmesi durumunda burada yazmayı hak edeceğini düşünüyorum. Bu nedenle de her maçı en az 4.5 saat analiz edip, sizlerle burada paylaşıyoruz. Gelelim başlığa; önce şunu söyleyelim, isabetli orta dediğiniz şey bizim ligde öyle kolay yapılmıyor, yapılamıyor.
Örneklemek gerekirse, 8 maçta, 4 büyük takımın toplam olarak, kendi oyuncuları ile buluşturabildiği orta sayısı 150. Bu da şu demek: Aslında bir maçta, koca bir büyük takımımız sadece 4-5 defa isabetli orta yapabiliyor. Yani nerede ise her 20 dakikada 1 tane anlamına geliyor bu. İşte bu nedenle de kanat oyuncuları büyük önem taşıyor. Tam bu noktada Vederson ismi fırlıyor ortaya. Önce ilginç bir analizimizi daha paylaşalım. Şu ana kadar isabetli orta bakımından, 4 büyüklerin oyuncularının içinde ligde çift haneli rakama ulaşan tek bir oyuncu var: Vederson! 10 tane isabetli ortası var. (Meraklısına not: 14 de isabetsiz ortası var) Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama Brezilyalı bana göre de bu sene Carlos'un çok üzerinde katkı yapıyor ve sol kanadı hak ediyor. Üstelik bu sayıya, daha az süre almasına rağmen ulaştığı için daha da kıymetli. O böyle devam ederse de Gökhan'la beraber savunmanın kanadından gelişen atak anlamında Fener en tehlikeli takım olma şansını devam ettiriyor.
Kaleci Volkan top kaybı yapabilir mi? 16 Ekim'de TRT 1 de başlayacağımız programda tüm Türkiyemizi hiç akla gelmeyen, fark edilmeyen ama futbolda çok önemli analiz ve görüntülerle karşılaştıracağız. Bunlardan bir tanesi de kalecilerin top kayıpları olacak. Yanlış duymadınız, kalecilerin. Türkiye'de topu oyuna elle sokma alışkanlığını artırmak istiyorum. Schumacher'in Fener'de topu ayakla 60 metreye atmaya çalışmayıp, hemen eliyle oyuna başlaması, daha oyuna başlarken topun rakibe geçmesini engellemek içindi. Oysa günümüz kalecileri, degaj ya da uzun vuruşlarla topu oyuna sokup, doğrudan rakibe gönderiyorlar. Aslında bu konuda iyileşme görülse de bu hata devam ediyor. Aşağıdaki tabloda 4 büyük takımın kalecilerinin, bu yolla yaptığı toplam top kaybını görüyorsunuz. Bu konuda Sylva başı çekiyor. Volkan da onu takip ediyor. Günümüz futbolunda topa sahip olmak çok önemli. Onu bu kadar kolay, yani, kalecinizin elinden doğrudan rakibe atmak sıkıntı yaratıyor. Bazen de, rakip sahada tek oyuncu varken degaj yapıyor kaleci, top o arkadaşına gitse bile, rakip savunma basıp alıyor, yine kaybediyor topu böylece. Volkan benim çok inandığım, çok güvendiğim, insanlığı da kaleciliği kadar süper bir insan. Sanırım bu konuda diğer kalecilerle beraber doğruyu bulma yolunda adımlar atacaktır. Burada en büyük sorumluluk da Daum'a, Rijkard'a, Denizli'ye düşüyor.