Kendimizle yüzleşme cesareti göstermiyoruz. Kendimizi ve birbirimizi kandırmaktan bıkmıyoruz. Dolayısıyla bir türlü sahici olamıyoruz, gerçekten ne istediğimize bile karar veremiyoruz. Yahu temaşa kim, biz kim. "Vur, kır, parçala, bu maçı kazan" nidasının her türlü güzelliğin önüne geçerek yükselmediği bir tek stadımız var mı? Veya takımının oynadığı güzel futbol mu, yoksa maç boyunca yakaladığı tek pozisyonla sahadan galip ayrılması mı daha çok mutlu ediyor ülkemizdeki taraftarı? Aziz Yıldırım, "Üç yıl üst üste şampiyonluk" vadetmiş. O da bir profesyonel olarak mesajı almış ve ona göre düşünüyor, davranıyor, doğal olarak. İki kez Beşiktaş, iki kez de Fenerbahçe'de olmak üzere 5-6 sezon Türkiye'de teknik direktörlük yapmış, bale, tiyatro benzeri etkinliklerle arası limoni olan bizim gibi ülkelerdeki insanın ruh üşümesi yaşadığını, (takım üzerinden de olsa) kazanmayı kutsadığını bilmiyor mu sanıyorsunuz koskoca Daum?
Daum için skor önemli Şimdi bu çıplak gerçek karşısında 'kazanmaya oynuyor' diye Daum'u nasıl, ne hakla eleştirebiliriz, söyler misiniz? "Kazanmak" bu denli tek amacı ve bir nevi kutsalı olmuşken çoğumuzun, çoğumuz birikimi, ilkeyi ve temaşayı çöpe atarken; kazanmayı öncelik haline getiren Daum'u ne hakla eleştirebiliriz ki. Hem de ikinciliğin bile başarısızlık sayıldığı bir camiada. Tabii, işin başka boyutları da var. İdeal bir takım yaratmak, bu takıma güzel futbol oynatmak ha deyince mümkün olmuyor. Çünkü iyi futbolculardan oluşmuş bir kadronun dahi, iyi takım olabilmesi için zamana ihtiyacı var. Daum, kafasındaki takımın temellerini atarken, puan mücadelesinde fire vermek istemiyor doğal olarak. Çünkü camiada sportif başarının, şampiyonlukla ölçüldüğünü, kafasındaki takımın oluşmasının ayları, hatta yılları gerektirdiğini biliyor. Dolayısıyla korku ve kaygıyı bazen abartıyor, rotasyon konusunda biraz muhafazakar davranıyor, haklı olarak. Çünkü "Güzel futbol oynamıyor" gerekçesiyle ıslıkla tepki koyanların; takım güzel futbol oynayarak 2 maç kaybetse, bu kez de (ben sonuca bakarım, futboldan bana ne diyerek) koltukları kıracağını, futbolcu ve yöneticilerin önünü keseceğini biliyor artık Daum. O halde gelin bir kez olsun gerçekçi olalım ve daha fazla kendimizi, birbirimizi kandırmayalım.