Tek tip futbolcuyla tek sistemli hoca arasında bence pek fark yok. İkisini de izlemek sıkıntılı oluyor. G.Saraylı futbolcular oynamamak, Rijkaard ise sistem değiştirmemekte kararlı. Aslında sinyal Beşiktaş maçında gelmişti. Maçı G.Saray kazanmış ama futbolu oynayan taraf Beşiktaş olarak kayıtlara geçmişti. Seke seke geçilen Kasımpaşa ve berabere biten Eskişehir maçı uyarının son halkasıydı. A.Gücü maçı öncesi doğrusu böyle bir yenilgi değil ama en azından puan kaybı yaşanabileceğini düşünmedim değil ama yakıştıramadım. Yakıştıramadığımı A.Gücü pekâlâ Cimbom'a yakıştırdı, hatta yapıştırdı. G.Saray dün futbol adına hiçbir şey oynamadı. Sakatların dışında sahaya çıkan 11'i sanki uyku sineği ısırmıştı. Dün hep eleştirdiğimiz Sabri'nin Keita'nın ve Emre Aşık'ın bu takım için ne kadar önemli futbolcular olduğunu da gördük. Elano'yu bu performansla değil İkinci Lig, Üçüncü Lig takımlarında bile oynatmak futbola ihanettir.
Karizmayı çizdirdiler Rijkaard acilen bir yolunu bulup moral ve teknik anlamda düşüşe geçen G.Saray'ı toplamalı. Bu taktik anlamda mı yoksa motivasyon anlamda mı olur onu bilemem. Üzüldüğüm konu çizilen karizma. Bu çiziklerden Rijkaard da nasibini alacak. Sonuçta 8 maçta gelen bir yenilgi var. Her şeyin sonu değil. Herkes kafasını öne eğer, eksiklerini giderirse G.Saray çabuk toparlanır, zirvedeki iddiasını da sürdürür. Ama Arda, Arda gibi oynarsa, Baros hırsını katlarsa, Nonda fırsat tepmezse, Kewell ilk günlerin Kewell'ı olursa G.Saray kendini toplar. Teknik heyetin de ders çıkarması gerek. G.Saray kötüydü tamam. Çok kaçırdı tamam. Peki hakem Koray Gençerler nasıldı? İlk yarıda ortada götürdüğü maçı ikinci yarıda katletti. Nonda'nın bariz penaltısını görmezden gelmesinin dışında çaldığı fauller ve vermediği sarı kartlarla da sonuca etki etti.
