Erman hoca yazı yazmıyor Hürriyet'in haberi olmuyor!
Erman hoca (televizyon programının izin verdiği zamanlarda) maçları çıplak gözle izlemeye özen gösterenlerden. Yani şezlong yazarı değil. Hertha Berlin-Galatasaray maçını da yerinde izlemek için tutuyor Berlin Olimpiyat Stadı'nın yolunu. Maç saatine yakın geliyor stadın kapısına. Bekliyor ki akreditasyon gelsin. Onların ekip "Hocam 10 dakika sonra geliyor kartın" masalı anlatırken hoca da gurbetçilerle resim çektirip vakit geçiriyor. Ne var ki gelen giden yok, akreditasyon hak getire. Koca Erman Toroğlu stada giremiyor ve şimdi sıkı durun, Berlin'de televizyondan izlemek durumunda kalıyor maçı. Evet aynen böyle. Berlin'e kadar gidiyor ama maçı televizyondan izliyor. Maç sonrası yazısını almak için arayanlara da "Ben stada giremediğim için bu maçta yorum yazmıyorum kardeşim!" diyor. Bu yaşananlardan sonra normal olarak, Hürriyet spor servisinin ayağa kalkması ve hocanın telefonunun susmaması gerekir. "Hocam neden yazmıyorsun?" diye kıyamet kopmalı ve bu skandalın hesabının sorulmalı. Ya Toroğlu kovulmalı ya da onu maça akredite etmeyenler. Fakat hiçbiri olmuyor. Daha ilginç olanı yaklaşık bir hafta boyunca da hocayı arayıp soran yok. Erman hoca, gazetesinde yorumunu yazmıyor ama "O maçta neden yazmadın" diyen yok. Buyurun buradan yiyelim. Erman hoca maç izleyip yorum yazması için Berlin'e gönderilmiş. Uçaktı, hoteldi, harcırahtı derken asgari 2-3 milyar masraf yapılmış. Tüm bunlara rağmen Toroğlu yazısını yazamamış. Gelin görün ki hiç kimse tınlamıyor! Hani paranın pulun önemli olmadığı zamanlardan söz etsek belki normal karşılayabiliriz bu olanları ama kazın ayağı öyle değil ki. Hürriyet bir yandan krizi bahane edip tasarruf masalı anlatarak insanları işinden ederken diğer yandan en önemli yazarının onca masrafa rağmen yazı yazmamasını önemsemiyor. Tam anlamıyla "Bu ne yaman çelişki" dedirten bir hikaye. Üç milyar harcama yap ve yazarın maçı televizyondan izlesin!