Yaşa Fenerbahçe Söyleyecek fazla bir söz yok. Bu Fenerbahçe takımının futbolcusundan, teknik direktörüne, malzemecisinden yöneticilerine kadar ne kadar gurur duysak az. Sevilla gibi bir rakip karşısında 10 dakikada 2-0 geriye düşüyorsunuz, Gökhan, Selçuk ve Deivid gibi 3 kritik oyuncunuz sarı kart görüyor ve bu dezavantajlardan maçı çeviriyorsunuz. Fenerbahçe'de herkes müthiş bir mücadele ortaya koyuyor. Özellikle Deivid ve Uğur Boral'ın performansları inanılmazdı. Sezon başından beri bu takımda en çok eleştirilen Uğur'du. Ama iki Sevilla maçında öyle bir Uğur gördük ki tüm söylediklerimizi bize yedirtti. Deivid, attığı iki golün yayında kullandığı olumlu toplar ve sahada basmadık yer bırakmamasıyla maçın diğer yıldızıydı. Alex'i hiç bu kadar mücadele ederken görmemiştim. O da mükemmel oynadı. Hem takımını yönetti hem de çift forvete dönüldükten sonra bir ön libero gibi mücadele etti.
Asla tesadüf değil Gökhan Gönül, cebindeki sarı karta rağmen Capel'e adım attırmadı. Aurelio, Lugano, Edu, Vederson hepsi görevlerini dört dörtlük yaptılar. Şu maç gösterdi ki F.Bahçe'nin buralara gelmesi tesadüf değil. F.Bahçe taraftarı, bu takım ve teknik yönetimiyle ne kadar gurur duysa az. Bundan sonrası için çeyrek finaldeki rakipler dünyanın devleri. Ama F.Bahçe'de son yıllarda yaptığı atılımlarla hem kulüp olarak hem de sahada ortaya koyduğu futbol olarak bu kulüplerden hiç de uzak değil. Son olarak da Volkan... Maçın başında iki tane çok kötü gol yedi. Ama bu sezon Avrupa'da Fenerbahçe'nin buralara gelmesinde çok önemli rol oynamıştı. Penaltı atışlarında gösterdiği performansla turu getiren isim oldu.