Böyle gitmez Galatasaray için Beşiktaş derbisi çok önemliydi. Aslına bakarsanız iki takım için de durum aynıydı. Onlar da yense bu sezon ilk defa liderlik koltuğuna oturacaklardı. Feldkamp da liderliği İnönü'de bırakmak niyetinde değildi. İlk yarıda sarı-kırmızılılar rakiplerine oranla biraz daha üstün gözükse de önemli fırsatlar yakalayamadı. Aslında ilk yarıda futbol adına bir güzellik göremedik. Beşiktaş ikinci yarıda üstünlüğü ele aldı. Galatasaray'da ise her zamanki gibi klasik yorgunluk ön plandaydı. Maçın 56. dakikasında da öne geçtiler. Bu golde benim dikkatimi şu çekti; Sabri oyunda kaldığı sürece 8 top kullandı. Bunlardan sadece 66. dakikada biri Hakan'ın kafasıyla buluştu. Yani sekizde bir isabet tutturdu. Golden önce Mehmet Topal kendisine kötü bir pas attı, top taça çıktı. Sabri kardeşim orada kalıp Mehmet'i fırçalamaya başladı. Bu arada Beşiktaş'ta tacı kullanıp atağını Sabri'nin kanadından geliştirdi ve meşin yuvarlak kornere çıktı. Sonrasında Nobre, Beşiktaş'ı öne geçirdi. Sabri ise hâlâ rakip alanında Mehmet Topal'a yanlış pasın hesabını soruyordu. Ah be Sabri kardeşim, tüm maçta sekiz top kullanıp birini isabet ettirmişsin. Kimse sana bir şey demiyor. Senin gücün Mehmet'e yeter gibi onu fırçalayıp oyunu bırakıyorsun.
Yetersiz kaldılar Artık bunları bırakın. Saha içinde enerjinizi bu şekilde harcarsanız elin oğlu da gider golünü atar. Sen de baka kalırsın! Sabri dışında Barış'a da bir uyarım olacak. Galatasaray formasını giymek kolay değil. Erken havaya girersen kaybolur gidersin. Benden de sana ağabey tavsiyesi; bu formanın kıymetini bil. Galatasaray son iki lig maçını da kaybetti. Bunun en büyük nedeni fizik ve kondüsyon yönünden yetersiz olmaları. Oynadıkları tüm maçların ikinci yarısında adeta yürüyorlar. Bu böyle gitmez. Geç de olsa acil önlem alınamazsa şampiyonluk hayal olur.
Servisi
