İnanın çocuklar Ben Fenerbahçeli futbolcular istediğinde ne kadar iyi işler yaptıklarını biliyorum... Ama istemek kadar çok önemli bir faktör daha var; o da inanmak. Haydi çocuklar...
Şükrü Saracoğlu Stadı, bugün tarihi günlerinden birini daha yaşayacak. Eğer tur geçilecek olursa Fenerbahçe, Avrupa'nın ilk 8 takımı arasına girecek. Bakmayın siz İnönü'de, Ali Sami Yen'de açılan birkaç pankarta. Bu akşam ülkemizin kalbi Kadıköy'de atacak. Umudumuz 90 dakika sonunda Fenerbahçe'nin İspanya'daki rövanş için gerekli skoru sağlaması. Elimden geldiğince (elbette değer verdiklerimi) yazılanları, çizilenleri okuyor, konuşulanları dinlemeye çalışıyorum. Rize maçının ikinci devresini şu maçla mukayese edenler var. Hayret etmemek mümkün değil. İlk yarıyı 4-1 önde kapatan bir takımın, 5 gün sonra önünde tarihi bir maç dururken, ikinci yarıda kendini paralaması bu arkadaşlara göre ne kadar mantıklı acaba? Zico orada işin normali neyse onu yapmıştır. Zaten maç sonrası basın toplantasında da bunları açıkça ifade etti. Aslında kıstas, Fenerbahçe'nin ligde değil, Avrupa'da oynadığı maçlara göre yapılmalıdır. Şu ana kadar ön eleme dahil Şampiyonlar Ligi'nde 8 maçta 5 galibiyet, iki beraberlik ve tek yenilgi var. Kadıköy'de ise 4'te 4 yapılmış. Anderlecht, İnter, PSV, CSKA gibi güçlü takımların önünde üstün oyunlarla galibiyetler alınmış. İşin güzel tarafı, bu 4 maçta da rakiplere toplam 4 pozisyon bile verilmedi. Fenerbahçe artık Avrupa'da nasıl oynanacağını anlamış durumda. Rakibe boş alan bırakmadan yapılan pres işe yarıyor. Maçlara artık "Vatan Millet Sakarya'' edebiyatıyla çıkılmıyor. Hatırlayın, M. United'ların, Lyon'ların veya Milan'ların grubundayken bile "Kim bunlar, hiçbiri eski gücünde değil'' diyenlerin dolduruşuyla oralara gidiliyor ve hüsranla dönülüyordu. 6-2'lik Manchester maçında adamlar 6 kere gelip 6 gol atmışlardı. O kadar çok boş alan vardı ki 10 kere gelseler 10'unu da atarlardı. İşte şimdi bu boş alanlar yok. Gene hatırlayın Lyon'da 90. dakikada skor 2-2 idi. 90+3'te 4-2 oldu. Gene aynı şekilde San Siro'da Milan karşısında 87. dakikada 1-1 olan skor, 90'da 3-1' gösteriyordu. Bu acemilikler de artık yapılmıyor.
Zico iyi biliyor Sevilla elbette çok iyi takım. Maçlarını izliyoruz. Hemen hemen bütün yazarlarımız Sevilla'yı ezberlemiş ve nasıl oynadıklarını belirten yazılar yazıyorlar. Kanatları iyi kullanıyorlar, forvetleri gerçekten mükemmel. Luis Fabiano şu anda 17 golle La Liga'da gol krallığında en önde. Dünyanın en iyi milli takımı olan Brezilya'da da direkt olarak forma giyiyor. Elbette bütün bu gerçekleri Zico da biliyor. Ve önlemlerini mutlaka almış, hazırlıklarını da yapmıştır. İşimiz kolay değil. Hatta çok zor. Ama Sevilla, İnter'den de kuvvetli bir takım değil. Benim umudum, takımımızın Kadıköy'deki İnter maçında oynadığı oyunu sahaya taşıması yönünde. Ya da PSV ve CSKA maçındaki oyununu. Zafer şarkıları Zaten başarı getirilmek isteniyorsa başka da şansımız olamaz. Ben Fenerbahçeli futbolcuların istedikleri zaman ne kadar iyi işler yaptıklarını çok iyi bilenlerdenim. Mutlaka onlar da çeyrek finali istiyorlar. Ama istemek kadar önemli bir faktör daha var, o da inanmak. Tribünlerin sözleriyle yazıma son vermek istiyorum: Çocuklar inanın İnanın çocuklar Güzel günler göreceğiz Güneşli günler Sevilla'yı Kadıköy'de devireceğiz Zafer şarkıları söyleyeceğiz... Çok küçük bir azınlık dışında tüm Türkiye sizinle beraber. Haydi rastgele...