Ben mi Sağlam mı? Bugün 2007'yi uğurlayıp, 2008'i karşılamaya hazırlanıyoruz. Yeni yılın herkesin özlemlerini giderecek güzelliklerde dolu olmasını diliyorum. Beşiktaş yönetimi, şampiyonluk hasretiyle yanıp tutuşan taraftarına 2007 sonunda, yeni yıl hediyesi vermek istemiş olacak ki büyük fedakârlıklarla Holosko'yu aldı. Hayırlı olsun... Birçok kez yazıp çizdik bu konuda. Holosko'nun kalabalık savunmaları açabilecek bir çilingir olmadığını, aksine boş alan bulunca etkili olduğuna dikkat çektik. Oysa Beşiktaş'ın çilingire ihtiyacı vardı. Beşiktaş'ın boş olan bulunca etkili olabilen yeterince (Burak, Bobo, İbrahim Akın) forveti vardı zaten. Tecrübem ve bilgim beni böyle düşünmeye zorluyordu. Buna karşılık Ertuğrul hoca tersini savunuyor. Öyleyse ikimizden biri ciddi yanılgı içinde. Belki ben Holosko'yu yanlış tanıyorum, belki de Beşiktaş'ı bugüne kadar iyi analiz edememişim. Yanlış bir bakışla ihtiyaçlarının daha farklı olduğunu düşünüyorum. Eğer böyleyse sorun yok, Beşiktaş çok iyi bir transfer yaptı demektir. Peki ya tersi ise... Bekleyip, görelim.. İşin bir boyutu bu, Yani beklemek. Bir de hiç beklemeden görülenler var.
Ya Cisse sakatlanırsa! Holosko'ya karşılık Burak ve Koray'ın verilmeleri. Burak son derece yetenekli ve genç bir oyuncu. Çok kolay harcandı. Zaten bu anlamda bazı şeyler kulağıma geliyordu, demek ki doğruymuş. Beşiktaş'ın oynatmayı başaramadığı bir yıldız daha kayıp gitti, gittiği yerde mutlu olur umarım. Bir de Koray meselesi var. Koray, Beşiktaş'ın en stratejik oyuncusuydu. Ön libero ve libero denince akla ilk gelen oydu. Koray'ı göndermenin ne büyük hata olduğu Cisse'nin sakat ya da cezalı olması durumunda çok daha net anlaşılacaktır. Her neyse... Bizim ki bekâra karı boşama hikayesi. Sorumlu olanlar Sağlam ve Engin. Tabii en başta da başkan Demirören. Bakalım, bu transferi yaparak omuzlarına apolet mi taktılar, yoksa?..
Servisi
