Omzumda taşırım Süreyya gelecek sene Olimpiyat barajını geçerse, kimse ona "Yarışamazsın" diyemez. Düşmanı yok ki onun buralarda, sadece kurallar var Bundan sonra kendi kaderiyle baş başa. Olimpiyatlara katılsın ve Türk bayrağını çektirsin, ben onu Taksim'de omzumda taşırım
Atletizm Federasyonu, kendileriyle birlikte hareket etmeyen Süreyya Ayhan'ın önce spor eğitim uzmanlığı görevine son verdi, ardından da "Süreyya bundan böyle hiçbir plan ve programımız içinde yer almamaktadır" açıklaması yaptı. İki taraf arasındaki bu restleşme nereye kadar sürecek? Süreyya Ayhan'ın federasyonda yaptığı hiçbir iş yoktu.
Orada masası da yoktu, orada odası da yoktu, imzaladığı bir tane kâğıt yok, bugüne kadar yaptığı bir iş de yoktu. Spor teşkilatı, her ay Süreyya Ayhan'a para vermek için bir formül buldu. "Gel sen burada çalışıyor görün, bordroyu imzala, maaşını al" dediler ve bu şekilde destek oldu devlet. Normal, dünyanın her yerinde bu oluyor. Ama 2003 yılından, 2007'ye kadar hiçbir koşuya katılmazsan, bütün eylem ve söylemlerinle federasyonu hiçe saydığını belirtirsen, "Ben haber verir giderim, izin almama gerek yoktur" diyecek kadar küstahlaşabilirsen bu olmaz. 'Benim haber vermem izindir' diyor! 'Ben Amerika'ya gidiyorum' dedin mi mesele yok! Yok ya!.. 'Gidebilir miyim' değil!.. 'Bana kimse karışamaz, ben kendi çalışmamı kendim yaparım. Benim katılacağım yarışa kimse karışamaz.' 'Federasyonun puana ihtiyacı var Avrupa liglerinde', 'Hayır ben o koşuda koşmak istemiyorum. Koşmam.' 'Cezan 3 Ağustos'ta bitiyor, 20 Ağustos'ta Avrupa Şampiyonası başlıyor.' 'Koşmam!' Niye! Cezası biten İngiliz atlet, Dünya Şampiyonu oldu Osaka'da. Cezası biten Amerikalı atlet, 15 gün sonra Dünya Şampiyonu oldu Osaka'da. Cezanın biteceği tarih de bir sene evvelden belli, o şampiyonanın yapılacağı tarih de bir sene evvelden belli. Diyebilirsin ki, 'Efendim ben yarışmadan nasıl gireyim?' Süreyya Ayhan'ın yarışarak forma girdiği yok ki! Süreyya Ayhan hep yarışmadan hazırlanan birisi. Binaenaleyh aldığı ceza onun için ideal. Hiçbir yarışa katılmadan, Avrupa Şampiyonası'nda koşacaktı. Koşmadı. 'Ben seneye Dünya Şampiyonası'nda koşacağım ona hazırlanıyorum' diye. Dünya Şampiyonası'na gelindiğinde 'Ben sakatım, seneye Olimpiyat'ta koşacağım.' Yok ya!.. Garantisi ne Olimpiyat'ta koşacağının!.. Ben sana bir sene daha bakacağım, Olimpiyatlara bir sene kala, "Ben sakatım" diyeceksin! Böyle bir şey olabilir mi? İnsanda biraz utanma olur. Türkiye o kadar zengin bir ülke değil. Gidin iftar çadırlarının halini bir görün. Bir sıcak çorba için binlerce insan kuyrukta. Hanımefendi Amerika'larda bu halkın parasını yiyecek! O parayı hak etmek için 2003'ten beri ne yapmış? Bana bir söylesin. Yarıştan kaçan adamı ben niye besleyeyim? 'Gel benim milli formamı giy', 'Giymem', 'Gir şu yarışta Türkiye'nin reklamını yap', 'Yapmam', 'Avrupa Şampiyonası'nda yarış', 'Yarışmam', 'Dünya Şampiyonası'nda yarış', 'Yarışmam. Ben Olimpiyat'ta yarışırım.' Yok, böyle bir şey. Bunu ben hep söylüyorum, bu Süreyya'nın kabahati değil. Süreyya Ayhan 12 yaşında teslim oldu Yücel Kop'a... Maddi manevi, her şeyiyle. Yücel de onun beynini yıkadı. Süreyya'ya yönelik hiçbir eleştirim yok. Süreyya, Yücel Kop olmasaydı hayatında şu an Olimpiyat Şampiyonu'ydu, iki Dünya şampiyonluğu vardı, Grand Prix'lerden kazandığı paralarla dolar milyoneriydi. Süreyya bütün yaz boyu her yaz televizyonda göründüğü için Kenya'dan Amerika'ya sokakta yürüyemeyecek hale gelecek kadar ünlü bir kadındı. Bunun paralelinde Türkiye kazanacaktı. Yücel Kop, bunları kaybettirdi Süreyya'ya ve Türkiye'ye. Küçük kalsın, bende kalsın. Yücel, Süreyya'yı bir emeklilik ikramiyesi gibi görüyor, 'Küçük kalsın, bende kalsın. Biz bununla gittiğimiz kadar gideriz. Bu arada biriktirdiğimiz 3- 5 kuruşla da geleceğimizi sağlam tutarız.' Yücel Kop, hayatında yaşayamayacağı, göremeyeceği yerleri Süreyya sayesinde gördü. Hayatında ulaşamayacağı bir lükse Süreyya sayesinde ulaştı. Altın yumurtlayan tavuğu elinden kaçırır mı? Bakır yumurtlasın ama bana yumurtlasın!.. Mesele bu!..
HAİN MİYİZ BİZ?
Peki ne olacak? İnsanın gönlü Olimpiyatlarda Süreyya Ayhan'ı koşarken görmek istiyor. Süreyya devletten alacağı 1000 lira maaştan vazgeçerken, "Ben hocam ve kocamla Amerika'ya gidiyorum" dediği zaman herhalde bunun karşılığını buldu. Gelecek senenin başında, Olimpiyat sezonunda, 'Türkiye Olimpiyat Takımı'nda ben koşmak istiyorum. Ben olimpiyatta yarışmak istiyorum' diyen herkes giremez. Her takımın bir seçmesi var. Yaptığın performans ile Olimpiyatlara gitmeye hak edersin. Süreyya gelecek sene yarışırsa, bu yarışta olimpiyat barajını geçerse, kimse Süreyya'ya 'Gidemezsin' demez. Niye desinler? Süreyya'nın düşmanı yok ki buralarda. Sadece kurallar var. Süreyya gelecek sezon 3.55'i de aşarsa ona sen 'Olimpiyata gidemezsin' diyecek adam çıkar mı? Hain miyiz biz? Türk bayrağının oraya çekilmesini engeller miyim ben? Milli marşımızın çalınmasını engeller miyim? O başka bu başka. Türkiye'de o kadar hain insanlar olabilir mi? Haa bundan sonra Süreyya kendi kaderiyle baş başa. "Ben bu Olimpiyat Milli Takımı'na girerim. Gider orada yarışırım." Tamam, görelim... Çektirsin bayrağı orada Taksim Meydanı'nda omzumda taşırım.
Servisi
