Tanrının eli! Son günlerde çok garip olaylar yaşadık. En önemlisi Fenerbahçe'nin Efes ile oynadığı erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında ortaya çıktı. Ligde Efes'i 4-0 yenerek, şampiyon olan sarılacivertli takımın yolu, berbat bir yönetim gösteren hakemlerce kesilmek istendi. Rakibini ezen Fenerbahçe'nin kupası çalınmak üzereyken son saniye basketi hak edeni belirledi. Şutu atan o el bence Solomon'un değil, adaleti yerine getiren Tanrı'nın eliydi.
Başkanı yadırgadım Galatasaray-Sion maçında, Türk futbolu için yüz kızartıcı bir olay yaşandı. Turu geçmeyi garantilemiş sarı-kırmızılı takımın attığı 4. golden sonra Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy'un amigoların bile yapmayacağı çılgın hareketini yadırgadım. Ulusoy'un, 4-1'lik Yunanistan galibiyetinde bile göstermediği bu sevinci, bir kulüp maçında ortaya koyması daha da düşündürücüdür.
Sevgi değil saygı Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın, önemli bir ameliyat geçirdi, geçmiş olsun. Bu nedenle her yaştan her kulüpten herkes onu ziyarete koştu. Bazı medya kendi taraftarlarınca bile dışlanan başkanın, ne kadar çok sevildiğini dile getirdi. Oysa yapılan, yüzyıllık bir kulübün başkanına saygı gösterisiydi.
Para cezası verilmeliydi Emre Belözoğlu'nun Macaristan maçından sonra basın tribününe yaptığı çirkin kol hareketini federasyon cezasız bıraktı. Ona maç cezası vermek, Milli Takım'ı zayıflatabilirdi. Vermemek ise kuralları çiğnemek oldu. Halbuki Emre'ye bu maçın galibiyet primini vermemek, hem yaptığının yanına kâr, hem de suçun cezasız kalmasını önlerdi.