Tuncay Şanlı Tuncay Şanlı Ekibimin yaptığı top kaybetme kriterlerinde her zaman en başlarda. Sürekli ilk 5 oyuncunun içinde. Ne sandınız? Eleştireceğim diye düşündünüz değil mi? Yok efendim yok. Ben bu çocuğun her şeyden önce emeğine saygı duyuyorum, çabasına, sonuna kadar akıttığı terine, profesyonelliğine, 4 katlı villada değil de, Samandıra'da kalışına. Peki sadece bunlar yeter mi benim bir adamı övmem için? Yetmez e l - b e t . Gelin okuyun devamını. Ne demiştik, çok kayıp yapıyor değil mi? Ama bu kayıpların % 85'ini dikine oynarken ve direkt hücuma giderken yapıyor. Yani kişiliksiz davranıp top çevireceğine, sorumluluk alıp riske girdiğinde yapıyor. O zaman da benim için bu kayıpların önemi daha az oluyor.
Dünyanın hemen her ülkesinde, kanatta oynayan orta saha adamlarının maç başına top çalma sayısı 2'yi geçmezken; Tuncay asla 4 rakamının altına düşmüyor, yani topu kazanmanın önemi ve değerini de iyi biliyor. Israrla çizgiye yakın oynatıldığı halde, Arda ve Gökdeniz ile beraber "Ceza alanına topsuz girişim sayısı" en fazla olan oyunculardan oluyor. Yani gol atabilmek için de ekstra çırpınıyor. Oynadığı son 55 maçın 19'unda gol attı ki bu o konumda oynayan bir orta saha adamı için büyük bir oran. Her şeyden önemlisi de pozitif bir adam. Yüzü gülüyor,içten ve de sımsıcak bir gülümseme ile hem de. Bir hekim olarak da bendeniz şunu çok iyi biliyor; yüzü gülen adam, iyi insandır. İtalya'yı, Milan'ı çok seviyor. Fener'i ise her şeyden çok. Çocukluğundan beri ona önce ağabeylik yapmış ve de bu işi iyi becermiş Erdinç Şehit de biliyor; İtalya her ikisi için de adlarını o piyasada duyurmak için büyük şans. Böyle bir şansı hanginiz tepersiniz? O yüzden ikisi de çok sıkılıyor; bir tarafta canları kadar sevdikleri F.Bahçe ve onun menfaatleri, diğer tarafta ise ilk tanıştıklarında koydukları, başta hayal gibi gelen ama şimdi işin ucuna geldikleri Avrupa'da top oynama gerçeği. Hakkın Tuncay, hakkın Avrupa'da oynamak. Ve ben biliyorum ki, sen asla F.Bahçe'yi üzmeden, bir gün döneceğin yer gene F.Bahçe olmak üzere gideceksin. Birisi mi söyledi bana? İnanın hayır, kimseden bir şey duymadım. Ama hissederim. Hislerim de bu sefer böyle söylüyor. Ne diyelim? Herkes için hayırlısı...